
Esas No: 2015/15639
Karar No: 2016/4576
Karar Tarihi: 25.04.2016
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2015/15639 Esas 2016/4576 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 14/04/2015 tarih ve 2013/223-2015/374 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dosyanın incelenmesinde duruşma için gerekli tebligat giderinin yatırılmamış olması nedeniyle 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1. maddesi gereğince duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin taşınmazları üzerinde dava dışı ... "nin davalıdan kullandığı bir kredinin teminatı için davalı lehine ipotek tesis edildiğinin öğrenildiğini, sözleşme ve belgelerin istenmesine rağmen verilmediğini, resmi senetteki imzanın da müvekkilinin imzasına benzemediğini, imzalar müvekkiline ait olsa dahi eşin rızasının alınmadığını, kefalet akdi ve akit tablosunda borç ve ipotek miktarının açıkça yazılmadığını, kaç sayfadan ibaret olduğunun belirtilmediğini, ipotek akdinin resmi şekilde yapılmadığını, tutanak olarak tutulmayıp matbu tarzda düzenlendiğini ileri sürerek müvekkilinin kefaletinin ve ipoteğinin hükümsüz olduğundan geçersizliğini, 10.08.2011 tarih ve 12973-12974 sayılı ipoteklerin terkinini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının, borçlu şirket için verdiği kefaletlerin limitlerini arttırmak suretiyle toplam 1.500.000 TL üzerinden kefil olduğunu, taşınmazlarını da 140.000 TL ve 110.000 TL bedelle borçlu şirket için ipotek ettiğini, imzaların davacı tarafından atıldığını, eş rızasının da alındığını, aile konutu itirazının ancak diğer eş tarafından ileri sürülebileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, kefalet tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK"nın uygulanmasının gerektiği, inkâra rağmen limitlerinin arttırılıp müşterek borçlu- müteselsil kefil taahhütlerine yer verilen sözleşmedeki ve ipotek resmi senedindeki imzaların davacıya ait olduğunun tespit edildiği, kefalet ve limit arttırım sözleşmelerinin genel kredi sözleşmesinin devamı olarak düzenlendiği, kefalet miktarının açıkça gösterildiği, ipoteklerin resmi şekillere riayet edilerek tesis edildiği, taşınmazların tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığından davalı Bankanın tapu siciline güven ilkesinden istifade edeceği, davacının eşinin rıza beyanındaki imzasının sahte olup olmamasının sonucu etkilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 25/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.