19. Hukuk Dairesi 2018/2939 E. , 2019/4786 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi
Taraflar arasında görülmekte olan menfi tespit davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonunda verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesi tarafından verilen istinaf talebinin esastan reddine ilişkin hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, davacının 1990 yılında bir arsa işi için teminat olarak 515.000 TL"lik senedi imzalayıp davalının ağabeyi dava dışı ..."a teslim ettiğini ve arsa sorununun halledilmesinden sonra senedin teslimini istediğinde senedi kaybettiğini söyleyerek iade etmediğini, bu olaydan 24 yıl sonra davalının bu senedi takibe koyduğunu, senetlere pul yapıştırma uygulamasının 2005 yılında kaldırılmasına rağmen senette pulun mevcut olması, senedin günümüz kağıdı olmayıp eski zamanlara ait olması, yazıyla imza arasında zaman farkı bulunması, davalının ağabeyi ile davalının beyanlarının çelişkili olmasının da senedin belirtilen senet olduğunun kanıtı olduğunu ileri sürerek davalıya borçlu olmadığının tespitini ve takibin iptalini ve kötüniyet tazminatına hükmolunmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, açığa imzanın anlaşmaya aykırı doldurulduğunu kanıtlama yükünün davacıya ait olduğunu, senedin davacı tarafından doldurulup kendisine verildiğini, senet tarihinin sonradan atıldığı iddiasının doğru olmadığını, senette pulun bulunmasının iptal nedeni olmadığını, iddianın ancak yazılı delille kanıtlanabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, soruşturma dosyasında alınan 02/01/2015 günlü senedin üst dolum yazılarının ve borçlu bilgileri yazılarının farklı renk kalibrasyonlu bir kalemle ve farklı bir el tarafından yazılmış olduğu, senet aslının tek bir seferde düzenlenmediği, yazı yaşı tayininin sağlıklı olarak yapılamadığı, ancak senet kağıdının evsafı, yıpranma, renk, ton kaybı dikkate alındığında senedin düzenlenme tarihi olarak gösterilen 2012 yılından çok önceki bir tarihe ait olduğu, damga pulu yapıştırılma usulünün de kaldırılmış olduğu bilirkişi raporu, İstanbul 50. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2015/33 sayılı dosyasında alınan ve senetteki üst kısımdaki yazı ve rakamların ... eli ürünü olduğuna ilişkin bilirkişi raporu ve söz konusu mahkeme kararı dikkate alınarak senedin 1990 yılından önce davacı tarafından imzalanarak davalının kardeşi ..."ya verdiği ve ..."nın da bedelsiz olan bu senedi kaybettiğini söyleyerek iade etmeyip davalı tarafından takibe konulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, senet kağıdının 24 yıl önce kullanılan kağıtlardan olması, çok yıpranmış ve soluk olması, senetteki keşide tarihi 2012 olarak gösterilmesine rağmen senet üzerinde senedin yapıldığı tarihte senede yapıştırılması uygulaması olmayan pulun mevcut olması, davacının iş yerini 1997"de kapatmasına ve senet keşide tarihi de 2012 olmasına rağmen 15 yıl önce kapattığı adresin davacı adresi olarak yazılmış olması, davalının senedin davacı tarafından kendisine verildiğini ve davalının kardeşinin ise senetten haberinin olmadığını iddia etmelerine rağmen senetteki yazıların bir kısmının davalıya bir kısmının da davalının kardeşine ait olduğunun ceza davasında alınan bilirkişi raporlarıyla kanıtlanması, dolayısıyla her ikisinin beyanlarının doğru olmadığının bilirkişi raporlarıyla kanıtlanması, ayrıca 515.000 TL gibi yüksek bir miktardaki paranın elden verilerek herhangi bir teminat alınmadan bono almakla yetinilmesi gibi hayatın gerçeğine uygun olmayan bir nedene dayanılması ve senedin eski tarihte düzenlendiğine delil olarak sunulan çok sayıda eski dönem unsurunun bir arada olmasına inandırıcı bir açıklama getirilememesi, tanık anlatımları ve ceza dosyası delillerinden senedin başlangıçta kısmen doldurularak senette yazısı bulunan davalının kardeşine bir arsa işi için teminat olarak verildiği ve teminat nedeni ortadan kalkmasına rağmen iade edilmeyerek yıllar sonra senedin boş kısımlarının davalı tarafından doldurularak işleme konulduğu gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava icra takibine dayalı bonodan dolayı borçlu olunmadığının tespitine ilişkindir.Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır.Ancak kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.Borçlu bononun tarafların iradesi dışında düzenlendiğini, teminat bonosu olduğunu yazılı delil ile ispatlamalıdır.Bu konuda tanık dinletilmesi de mümkün değildir. İspatlanamayan davanın reddi gerekirken yanılgılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA , dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, kararın bir örneğinin İstanbul BAM 16. Hukuk Dairesine gönderilmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 16/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.