Davacılar, murisi, İ. A."ın 9.1.2002 tarihinde iş kazası sonucu öldüğünün tesbitiyle, sağlık hizmetlerinden yararlanması ve kesilen ölüm aylıklarının kesinti tarihinden itibaren yeniden bağlanmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dava, davacının murisinin ölümü ile sonuçlanan zararlandırıcı olayın iş kazası olduğunun tesbiti ile kurum tarafından kesilen ölüm aylıklarının bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkemece ilamda belirtildiği gibi istemin kabulüne karar verilmiştir.
506 sayılı Yasa"nın 27. ve müteakip maddelerinde işverenin iş kazasını en geç iki gün içinde Sosyal Sigortalar Kurumuna bildirmekle yükümlü olduğu, haber verme kağıdındaki bildirilen olayın iş kazası sayılıp sayılmayacağı hakkında gerekirse Kurum’ca soruşturma yapılabileceği ve varılan sonucun en geç üç ay içinde ilgililere yazı ile bildirileceği, ilgililerce yetkili mahkemeye başvurularak Kurum kararına itiraz olunabileceği, itiraz halinde Kurum kararının ancak mahkeme kararının kesinleşmesi ile kesin hale geleceği bildirilmiştir.
Olayın iş kazası sayılması gerektiğinin tesbitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 sayılı Yasa gereğince sigortalının mirasçılarına iş kazası kolundan ölüm aylığı bağlanmasının teminine yöneliktir. Diğer yandan bir sosyal sigorta olayının iş kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve de olayda iş kazası ise, kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir.
Dava konusu olan hukuki ilişki birden fazla kişi arasında ortak olup da, bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde, dava arkadaşlığı maddi bakımdan zorunludur. Burada dava arkadaşları arasındaki hukuki ilişki son sıkı olup Mahkeme, mecburi dava arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve bir tek karar verir.
İş kazasının tesbit istemine ilişkin dava sonucunda mahkemece verilecek hüküm gerek işverenin gerekse Sosyal Sigortalar Kurumunun hak alanını etkileyeceğinden işveren ile Sosyal Sigortalar kurumu arasında mecburi dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Davalılar arasında (pasif) mecburi dava arkadaşlığı bulunması halinde, davacı bütün davalılara karşı birlikte dava açmak zorundadır. Dava bütün mecburi dava arkadaşlarına karşı değil de bunlardan birine veya bir kaçına karşı açılmış ise bu halde, dava sıfat yokluğundan reddedilemez. Mahkemenin, davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına da teşmil etmesi için davacıya bir süre vermesi, davacı bu süre içinde davayı diğer mecburi dava arkadaşlarına da teşmil ederse davaya devam etmesi gerekir. Davanın teşmili müessesesi uygulamada " dahili davalı " olarak nitelendirmekte olup, davayı teşmil eden davacının bu işlem için ayrı bir başvuru harcı ödemesi gerekir. Gerekli harç ödenmez ise mahkeme davacının davanın teşmili talebini inceleme konusu yapılamaz ve davanın teşmil edildiği kişi ihbar olunan üçünçü kişi olarak kabul edilir, aleyhine hüküm kurulamaz.
Somut olayda husumet yalnızca davalı S.S.K. Başkanlığı’na yöneltilmiş, mahkemece İşverenin taraf olmadığı bu davada yargılamaya devam olunarak sonuca gidilmiştir.
Yapılacak iş; davacıya davayı İşveren Türkiye Joker Kulübü’ne yöntemince teşmil etmesi için kesin önel verip, İşverenin delilleri toplandıktan sonra çıkacak sonuca göre karar vermektir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı kurumu’un bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 18.06.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.