12. Ceza Dairesi 2016/5430 E. , 2018/4891 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : CMK"nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın sahibi olduğu otel bünyesinde yürütülen inşaatta işçi olarak çalışan müştekinin yüksekten düşerek hayat fonksiyonlarını orta derece etkili kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı olayda,
Mahkemece, iddianamede ve bilirkişi raporunda sanığın hangi nedenle kusurlu bulunduğunun belirtilmediği, sanığın yapması gerekip de yapmadığı teknik işlemin ne olduğunun da bildirilmediği, bilirkişi raporunun, klasik anlamda bir tazminat raporu gibi tanzim edildiği, somut olarak sanığın kusuru konusunda değerlendirme yapılmadığı gibi, somut olarak hangi eylemlerin ya da eylemsizliğin kusur sayılacağının belirtilmediği bu nedenle bilirkişi raporunun sanığın kusurluluğunu ortaya koymaktan uzak olduğu, dosya kapsamına göre olayın ne şekilde gerçekleştiğini, nerede gerçekleştiğini tespite olanak bulunmadığı bu nedenlerle bilirkişinin duruşmaya davet olunarak rapor sonucunun dayanağı bulunmaya çalışıldığı, bilirkişinin beyanlarında; bu tür bir raporun ancak keşif icra olunarak tanzim edilebileceğini, kendisinden dosya üzerinden rapor vermesinin istendiğini ifade ettiği, kusur belirlemesine dayanak olabilecek somut bir tedbirsizlik, eylemsizlik bildirilmediğini, genel, soyut ifadelerle raporu savunmaya çalıştığı, esasen bu tür delillerin sonradan ortadan kalktığı olaylarda soruşturma aşamasında etkin bir soruşturma yürütülmesinde, bu bağlamda somut olayda keşif icra olunarak sıcağı sıcağına tüm hususlar incelenerek ve değerlendirilerek bilirkişi raporu alınmasında ve bu bilirkişi raporunda; suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gözetilerek gerçek kişi olarak kimin hangi nedenle sorumlu olduğunun bildirilmesinde zorunluluk bulunduğu ve bu eksikliklerin bugün giderilmesine olanak bulunamadığı ve yapılan yargılama sonucunda sanığa yüklenebilecek somut bir kusur tespit olunamadığından sanığın beraatına karar verilmiş ise de,
Sanığın kolluk beyanında iş güvenlik uzmanı bulunduğunu ve iş güvenliğine ilişkin eğitimleri verdiklerini, mahkemece alınan savunmasında ise inşaat işleriyle işçinin çalıştığı taşeron şirketin ilgilendiğini savunması karşısında, öncelikle müştekinin sigorta kayıtları ile çalıştığı şirketten kayıtlarının temin edilmesi, taşeron firma bilgilerinin araştırılarak otel içerisinde bulunan villa inşaatı ile ilgili taşeronluk sözleşmesi olduğu takdirde dosya içerisine alınarak incelenmesi, olay tarihinde her iki şirketin de iş güvenliği konusundaki sorumlularına ilişkin kayıtlar söz konusu şirketlerden temin edilip, toplanan delillere göre, sanık dışında işçi güvenliği ve faaliyetlerin yürütülmesi bakımından yetkili kişi bulunduğu tespit edildiği taktirde dava açılması sağlanıp incelemeye konu dava dosyası ile birleştirildikten sonra mahkemece mahallinde keşif yapılması, dosyada toplanması mümkün tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle üç kişilik iş güvenliği uzmanı bilirkişi heyetinden , olayın meydana gelmesinde sanığın ve mağdurun kusurunun bulunup bulunmadığı, kusurlu iseler, kusur durumları, asli ya da tali kusurlu olup olmadıkları, yaralanma olayı ile sanığın görev ve sorumlulukları arasında illiyet bulunup bulunmadığını somut gerekçelerle gösteren bir rapor alınması, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, iddia ve savunmanın doğruluk derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçeye dayalı olarak yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün, isteme uygun olarak BOZULMASINA; 25.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.