Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20843
Karar No: 2017/6640
Karar Tarihi: 21.11.2017

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/20843 Esas 2017/6640 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/20843 E.  ,  2017/6640 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    DAVALILAR : ... V.D.

    Taraflar arasında görülen tapu iptali, tescil, tenkis, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 21.11.2017 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Avukat ... ... ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat, davalı ... vekili Avukat, davalılar ... vd. vekili Avukat gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    -KARAR-

    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmazsa tenkis ile tazminat isteklerine ilişkindir.
    Davacılar, ortak mirasbırakanları ...’ın mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla maliki olduğu ... ... sayılı parselleri oğlu ...’a; ... ... ... ... sayılı parselleri oğlu ...’e; ... ... ... sayılı parselleri oğlu ...’a; ... ... ... ada ... sayılı parselleri torunu ...’ya, ... ... sayılı parselleri ise torunları ... ... ... ’ya değişik tarihlerde devrettiğini, yine mirasbırakan tarafından anılan mirasçılara devredilen ... ... ... ... sayılı parsellerin zaman içerisinde 3. kişilere satıldığını, mirasbırakanın mal satmayı gerektirecek bir ihtiyacı olmadığı gibi davalıların alım gücünün de bulunmadığını, kendilerine herhangi bir mal varlığı bırakılmadığını, denkleştirme iradesinden bahsedilemeyeceğini ileri sürerek, halen davalılar adına kayıtlı dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini, olmadığı takdirde tenkisini, 3. kişilere devredilen taşınmazlar yönünden şimdilik toplam 32.500,00 TL’nin davalılardan tahsilini istemişlerdir.
    Davalılar ... ... ..., yapılan işlemlerin gerçek olduğunu, mirasbırakanın taşınmaz vermediği kız çocuklarına taşınır ve para verdiğini, bu şekilde sağlığında tüm mirasçıları kapsar biçimde hakkaniyetli bir paylaştırma yaptığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Davalı ..., satışların gerçek olup bedellerinin mirabırakan Mustafa’ya ödendiğini, 58 sayılı parseldeki 4 no’lu bağımsız bölümü davacılardan ... ... ’dan satın aldığını, iddiaların yersiz olduğunu bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Davalı ..., çekişme konusu ... ... ... sayılı parselleri bedeli karşılığında mirasbırakandan aldığını, ... sayılı parselin mirasbırakan tarafından kendisine bağışlandığını, ... sayılı parselin mirasbırakan ile bir ilgisinin olmadığını, öte yandan ... ... sayılı parsellerin mirasbırakan tarafından ... ...’a bağışlandığını ve ...’nın ölümü ile tüm mirasçılara intikal ettiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’ın 18/11/1991 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak davacı torunları ... ... ... ...’i, davalı torunları ... ... ... ... ile davalı çocukları ... ... ’i bıraktığı, mirasbırakanın;
    1- 02/12/1965 tarihli akit ile dava konusu ... ... ... sayılı parsellerini davalılar ... ... ... ...’nın babası ...’a satış yoluyla,
    2- 14/04/1988 tarihli akit ile dava konusu ...... ile dava dışı ... sayılı parsellerini ve 01/02/1978 tarihli akit ile dava konusu ... ... ile dava dışı ... sayılı parsellerini davalı ...’e satış yoluyla,
    3- 14/06/1983 tarihli akit ile dava konusu ... sayılı parselin ¾ payını ve 25/11/1987 tarihli akit ile dava konusu ... sayılı parseli ve 27/11/1985 tarihli akit ile dava konusu 389 sayılı parseli davalı ...’e satış yoluyla, 13/08/1974 tarihli akit ile dava konusu 74 sayılı parseli ise davalı ...’e bağış yoluyla,
    4- 04/07/1991 tarihli akit ile dava konusu ... ... sayılı parselleri ve 24/07/1991 tarihli akit ile dava konusu ... sayılı parseli davalı ...’ya satış yoluyla,
    5- 16/08/1966 tarihli akit ile dava konusu ... ... sayılı parselleri eşi ... ...’a ( ölü ) bağış yoluyla, devrettiği kayden sabittir.
    Öte yandan, dava konusu ... sayılı parseli davalı ...’in, davacı ...’dan 16/12/1998 tarihinde temlik aldığı, dava konusu ... ... sayılı parsellerin halihazırda 3. kişiler adına kayıtlı olduğu, dava konusu ... ... ... sayılı parsellerde mirasbırakanın öncesinde bir payının bulunmadığı ve davalılar tarafından 3. kişilere devredildiği iddia olunan ... ... ... sayılı parsellerin ise devirlerini gösterir akit tablosu ya da tapu kütükleri ile şuyulandırma sonucu oluşan dava konusu ... ada ... sayılı parselin hangi parsellerden geldiği ve mirasbırakan ile ilgisinin bulunup bulunmadığına ilişkin kayıtların dosya arasına celp edilmediği anlaşılmıştır.
    Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (nitelikli-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve l.4.1974 tarihli 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere; görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de 4721 s. Türk Medeni Kanunu" nun (TMK) 706., 6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237 (818 s. Borçlar Kanunu"nun (BK) 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki kişisel ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Öte yandan miras bırakan sağlığında hak dengesini gözeten kabul edilebilir ölçüde ve tüm mirasçıları kapsar biçimde bir paylaştırma yapmışsa mal kaçırmak kastından söz edilmeyeceğinden olayda 1.4.1974 tarihli 1/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulanamayacağı da kuşkusuzdur.
    O hâlde, mirasbırakandan tüm mirasçılarına intikal eden taşınır taşınmaz mallar ve haklar araştırılmalı, tapu kayıtları ve varsa öteki delil ve belgeler mercilerinden getirtilmeli, her bir mirasçıya nakledilen malların ve hakların nitelikleri ve değerleri hakkında uzman bilirkişiden rapor alınmalı, böylece yukarıda değinilen anlamda bir paylaştırma kastının bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmalıdır.
    Somut olaya gelince, mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hüküm vermeye yeterli ve elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır.
    Şöyle ki, davalılar mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçıları kapsar biçimde hakkaniyetli bir paylaştırma yaptığını ileri sürdükleri halde bu savunma yönünden yeterli inceleme ve araştırma yapılmadığı anlaşılmıştır.
    Hâl böyle olunca, öncelikle yukarıda eksikliği açıklanan tüm taşınmazlara ilişkin kayıtların tamamlanması sonrasında ise muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalarda asıl olanın mirasbırakanın iradesi olduğu gözetilerek, dava konu taşınmazlar ile ilgili olarak mirasbırakan tarafından gerçekleştirilen temliklerde murisin asıl iradesinin yukarıda belirtilen olgular ve açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak açıklığa kavuşturulması, temliklerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olup olmadıklarının saptanması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yetinilerek karar verilmesi doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz eden davacılar vekili için 1.480.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin temyiz edilenlerden alınmasına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi