21. Hukuk Dairesi 2018/1342 E. , 2019/2116 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
K A R A R
A)Davacı İstemi;
Dava, davacının ilk prim kesintisini takip eden aybaşından itibaren Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun ve 10/12/2014 tarihli tahsis talebine göre yaşlılık aylığına hak kazandığının tespiti istemine ilişkindir.
B)Davalı Cevabı;
Davalı vekili özetle, vekili; Kurum denetmeni tarafından tanzim edilen 20.01.2015 tarihli ve 2015/AK/05 sayılı rapora göre ziraat odası kaydının geçmişe dönük ve usulsüz olarak düzenlendiğinin belirlenmesi üzerine, tescil tarihlerinin değiştirildiğini, 15 yıl (5400) prim gün sayısı koşulu oluşmadığından tahsis talebinin reddedildiğini beyanla davanın reddi gereğini savunmuştur.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
İlk Derece Mahkemesince " Davalı kurum tarafından davacının ziraat odası kaydının başlangıcı 03.09.1993 olarak kabul edilmemektedir.
Davacının 01.06.1995 - 27.02.2011 tarihleri arası dönemde sadece 3 adet müstahsil makbuzu bulunmaktadır.Davacının iptal konusu 01.01.1997 - 31.05.1999 ve 01.01.2001 - 27.02.2011 tarihleri arası tevkifat kesintisi kurum kayıtlarına intikal eden müstahsil makbuzu veya resmi yerlerde kaydı bulunmamaktadır.(Tarım Kredi Kooperatifi vb…)
Davacı lehine 01.09.2014 günü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. maddesiyle 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54. maddenin 2. Fıkrası ile bir imkan getirilmiş olup bu madde gereği; “4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen
sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez.” hükmü bulunmaktadır.Davacı tarafından bu imkan doğrultusunda iptale konu 01.06.1995-31.12.2010 tarihleri arasındaki dönem yönünden tüm prim borçlarının 31.12.2013 tarihine kadar ödenmesi halinde iptal edilen dönemde 2926 sayılı yasa sigortalısı kabul edilmesi mümkün olmakla birlikte davacının şahsi kurum dosyasında yapılan incelemede davacının 01.06.1995-27.02.2011 tarihleri arası tüm prim borçlarını 6552 sayılı yasadan faydalanarak 16.302,97 TL.olmak üzere 10.12.2014 tarihinde ödediğinden 01.09.2014 günlü Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6552 sayılı Kanunun 58. maddesiyle 5510 sayılı Kanuna eklenen Geçici 54. maddenin 2. Fıkrası hükmünden de yararlanmasının mümkün olmadığı anlaşılmıştır.
Davacının ihtilaf konusu 01.01.1997 - 31.05.1999 ve 01.01.2001 - 27.02.2011 tarihleri arası dönemde %1"lik tarım Bağ-Kur kesintisi içeren ürün teslimine ilişkin herhangi bir müstahsil makbuzu bulunmamaktadır. Davacının ihtilaf konusu 01.01.1997 - 31.05.1999 ve 01.01.2001 - 27.02.2011 tarihleri arası dönemde SGK kurumu Başkanlığı tarafından geçerli kabul edilen Ziraat Odası ve Tarım Kredi Kooperatifi gibi 2926 sayılı yasanın 10.maddesinde sayılan resmi kurum ve kuruluşlarda kaydı bulunmamaktadır.
Davacının ihtilaf konusu 01.01.1997 - 31.05.1999 ve 01.01.2001 - 27.02.2011 tarihleri arası dönemde emsal içtihatlarda ayrıntılı olarak belirtildiği üzere 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılık iradesini ortaya koyacak herhangi bir başvurusu, prim ödemesi, ürün satışı veya bu satışlardan yapılan prim tevkifatı bulunmamaktadır.
Gerek 2013/27 sayılı SGK genelgesi ve davacının ihtilaf konusu 01.01.1997 - 31.05.1999 ve 01.01.2001 - 27.02.2011 tarihleri arası dönemde 2926 sayılı yasa sigortalısı olarak kabul edilmesi mümkün olmadığından bu husustaki talebinin reddine, Davacı vekili davacıya 2926 sayılı yasadan yaşlılık aylığı bağlanmasını talep etmekle birlikte 01.01.1997 - 31.05.1999 ve 01.01.2001 - 27.02.2011 tarihleri arası dönem yönünden iptal işlemi yapılması neticesinde hizmet süresinin; 01.06.1995 - 31.12.1996 (2926 sayılı yasa hizmeti) 01.06.1999 - 31.12.2000 (2926 sayılı yasa hizmeti) 01.10.2008 -10.12.2014 (1479 sayılı yasa hizmeti) tarihleri arasında 8 yıl 2 ay 10 gün olması sebebiyle gün (15 tam yıl) hizmet süresi olmaması sebebiyle yaşlılık aylığı bağlanması talebinin de reddine karar vermek gerektiği" gerekçesiyle "Davanın REDDİNE, " karar verilmiştir.
D) İstinaf Başvurusu :
Davacı vekili özetle; ... Ziraat Odası Başkanlığı"nın cevabi yazısından davacının kaydının 03.09.1993 tarihi olduğunun açık olduğunu, 5510 sayılı Yasanın Geçici 54.maddesinin 3.fıkrası uyarınca davanın kabulü gerektiğini, Yargıtay içtihatlarının da bu yönde olduğunu beyanla, yerel mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
E)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
Bölge Adliye Mahkemesince,"davacının ziraat odası kaydının SGK Denetmen Raporunda belirtildiği ve dosya kapsamına celbedilen belgelere göre usulsüz bir şekilde geriye dönük olarak yapıldığı, 5510 sayılı Yasanın Geçici 54.maddesinin 2.fıkrasının, "4 üncü ve 7 nci maddeler ile 2926 sayılı Kanunun 2 nci, 5 inci ve 9 uncu maddelerine göre kayıt ve tescili yapılanların, sigortalılık tescil ve sürelerine esas tarımsal faaliyetleri ile ilgili kurum ve kuruluş üye kayıtlarının mevzuata uygun olarak yapılmadığının tespit edilmesi üzerine sigortalılıkları geçersiz sayılarak iptal edilenlerin, tescillerinin yapıldığı tarihten 31/12/2010 tarihine kadar geçen sürelere ait prim, gecikme zammı ve gecikme cezalarının 31/12/2013 tarihine kadar ödenmiş olması şartıyla, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamındaki sigortalılıkları başlangıç tarihinden itibaren geçerli sayılır. Ancak, tevkifat kesintisine binaen geriye dönük yapılan tescillerden, tevkifatın yapıldığı tarihte ziraat odası kaydı bulunmayan, daha sonra geriye dönük tesis edilen kayıtlar geçerli kabul edilmez" hükmünü öngördüğü, buna göre davacının teslim etmiş olduğu üründen yapılan tevkifatla sınırlı olarak 01.06.1995 - 31.12.1996 ve 01.06.1999 - 31.12.2000 tarihleri arasında 1140 gün olarak tescilinde hukuka aykırılık bulunmadığı, yine 08.03.1999 tarihinde başlayan vergi kaydına dayalı olarak 01.10.2008 tarihi itibarıyla 1479 sayılı Yasa (4/b) kapsamında tescil edilen davacının, 10.12.2014 tahsis talep tarihinde 1140 gün Tarım Bağ-Kur sigortalılığı ve 6 yıl, 2 ay, 9 gün (2229 gün) Esnaf Bağ-Kur olmak üzere toplam 3369 prim gün sayısının bulunduğu, 5400 gün koşulu oluşmadığından tahsis talebinin reddine dair Kurum işleminin yerinde olduğu, ayrıca, kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından; istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerektiği" gerekçesiyle
" 1-)Manisa 3. İş Mahkemesi"nin 03.10.2017 tarih, 2015/204 Esas ve 2017/249 Karar numaralı hükmüne yönelik davacı vekilinin istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353/1-b.1. maddesi gereğince esastan REDDİNE," karar verilmiştir.
F)Temyiz:
Davacı vekili özetle; Kurumun daha önce davacının tescil talebini kabul edildiği, 6552 sayılı Yasanın 52. maddesi ile getirilen 5510 sayılı Yasa"nın geçici 54. maddesine göre ziraat oda kaydı geriye dönük tescil edilse bile sigortalılığının iptal edilmesinin hatalı olduğu, Kurumun sigortalılığı iptal etmesinin iyiniyetten uzak olduğu gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş kararları; Kurumun prim alacaklarını Bakanlar Kurulu kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi halinde, Bağ-Kur’un prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi, yasanın kendisine yüklediği re’sen tescil yükümlülüğüne aykırılık teşkil ettiğinden, prim tevkifatının yapıldığı tarihi izleyen aybaşından itibaren sigortalı olarak kabulü gerektiği yönündedir.
İlk prim kesintisini izleyen yıllarda prim kesintisi veya ürün tesliminin gerçekleştiğinin belirlendiği durumlarda, bu yıllar için de tespit kararı verilmesi gerekmektedir.
Tarım Bağ-Kur sigortalılığının temel koşulu 2926 sayılı Yasanın 2/1 ve 3/b maddelerinde belirtildiği gibi, tarımsal faaliyette bulunmaktır. Prim tevkifatına dayalı tespit davasında, salt ziraat odası ve kooperatif kaydı gibi belgelerin bulunması, davanın kabulü için yeterli değildir. Tarımsal faaliyetin sürdüğünün, faaliyete ilişkin olarak hangi tarımsal ürünlerin üretildiği, nereye satıldığı veya teslim edildiği gibi hususlar da somutlaştırılarak belirlenmelidir. Prim tevkifatı ve ürün tesliminin, iki yıla kadar olan süre dışında süreklilik arzettiği hallerde de, tarımsal faaliyetin sürekli olduğu kabul edilebilir.
Somut olayda, davacının 15/05/2014 tarihli tescil talebi ile 01/06/1995-28/02/2011 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, 6552 sayılı Yasa kapsamında prim borçlarını yapılandırıp ödediği, 10/12/2014 tarihinde tahsis talep ettiği, davacının oda kaydının 28/02/2014 tarihli ziraat odası yönetim kurulu kararı ile geriye yönelik yapıldığı anlaşılması nedeniyle davacının bir kısım sigortalılığı iptal edilerek 01/06/1995-31/12/1996, 01/06/1999-31/12/2000 tarihleri arasında Tarım Bağ-kur sigortalısı olarak kabul edilip, tahsis talebinin reddedildiği, davacının teslim ettiği ürün bedellerinden 1995/5. ayında ve bunu takip eden 1996,1999 ve 2000 yıllarında prim kesintisi yapıldığı anlaşılmakla, davacının 01/01/1997-30/05/1999 tarihleri arasındaki talebinin reddi hatalı olmuştur.Yapılacak iş, davacının 01/01/1997-30/05/1999 tarihleri arasında 2926 sayılı Yasa kapsamında Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilerek yaşlılık aylığı şartlarını buna göre değerlendirmekten ibarettir.
O halde, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi hatalı olup, davacı tarafından temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebepten dolayı ORTADAN KALDIRILMASI gerekmiştir.
G)SONUÇ :Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca (KALDIRILMASINA), ilk derece mahkemesi kararının yukarıda belirtilen nedenle (BOZULMASINA), dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,19/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.