20. Hukuk Dairesi 2016/6525 E. , 2017/9811 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Tapuda davalılar murisi adına kayıtlı olan, ... ilçesi, ... köyü eski 1002 parsel sayılı 4.120,00 m2 yüzölçümlü tarla niteliğindeki taşınmaz, 5304 sayılı Kanunun 6. maddesi ile değişik 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesine göre yapılan kadastro haritalarının yeniden düzenlenmesi ve tapu sicilinde gerekli düzeltmelerin yapılması işleminde 813 ada 7 parsel numarası ve 4.189,12 m2 yüzölçümü ile aynı nitelikte ve malik hanesi “Tapu kütüğünde olduğu gibidir” şeklinde tesbit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, yörede orman kadastrosunun 1991 yılında yapılarak kesinleştiğini, 3402 sayılı Kanunun 22/2-a maddesi uyarınca yapılan çalışmalarda 813 ada 7 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının, Devlet ormanı sınırları içinde kalmasına rağmen, davalılar adına tespit edildiğini ileri sürerek tesbitin iptali ve taşınmazın orman sınırlarında kalan kısımlarının orman vasfıyla Hazine adına tescili istemiyle kadastro mahkemesinde dava açmıştır.
Kadastro mahkemesince, davacı ... Yönetiminin 22/2-a uygulamasına itiraz talebi reddedilmiş, mülkiyete ilişkin talebi yönünden ise görevsizlik kararı verilmiş, sonrasında dosya ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş, bu mahkeme tarafından da verilen görevsizlik kararı üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi davanın mülkiyet hakkına yönelik bir dava olması nedeniyle genel mahkemelerin görevli olduğunu belirterek ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesini yargı mercii olarak belirlemiştir.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince temyize onu eldeki dava dosyasında yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 813 ada 7 sayılı parselin fen bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 153,22 m2 miktarındaki bölümünün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından reddedilen bölümlere yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava, orman iddiasına dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede, 6831 sayılı Kanun hükümleri uyarınca yapılıp 25.09.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın eski tarihli belgelere göre kısmen orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de, kural olarak; orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı, kesinleşmiş orman kadastro haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Somut olayda, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1991 yılında kesinleşmiş orman kadastrosu bulunduğuna göre, sorunun çözümünün kesinleşen orman kadastro haritasının uygulanması suretiyle yapılması gerekecektir.
HMK"nın 26. maddesinde yer alan (eski HUMK"nın 72. md) "Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez" hükmü gereğince, dava dilekçesindeki talep, kesinleşen tahdit içindeki taşınmaz bölümünün tapu kaydının iptali ve tescile ilişkin olduğundan, mahkemece bu yönde bir araştırma yapılarak, talep sonucunu aşmayacak şekilde karar vermelidir.
Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu yardımıyla yeniden yapılacak keşifte, 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman Kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümünde yazılı esaslar gözönünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve açıklayıcı kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı yönetmelikler ile teknik izahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek kesinleşmiş tahdit içinde kalan kısma yönelik davanın kabulüne, tahdit dışında kalan kısma yönelik davanın reddine göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 22/11/2017 günü oy birliğiyle karar verildi.