19. Hukuk Dairesi 2013/17852 E. , 2014/599 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Asıl davada davacılar vekili, müvekkil şirketin gıda ürünleri bayii olan davalı şirketten sipariş üzerine veresiye mal aldığını, müvekkil şirketin alınan mal karşılığında verilen senet bedellerinin 14.818,53 TL"sini ödemesine rağmen karşılıklı güven nedeniyle bu senetleri iade almadığını, müvekkilinin son dönemde ödeme güçlüğüne düşmesi üzerine davalının veresiye mal satışını kestiğini, müvekkilinin başka bir firmadan mal almak zorunda kaldığını, buna sinirlenen davalının bedelleri ödenmiş bu senetleri de dahil ederek müvekkil şirket hakkında icra takibi başlattığını, müvekkil şirketin asıl alacak borcunun toplam 10.381,00 TL olduğunu belirterek takibe konu senetlerin 14.818,53 TL"lik kısmı ve faizi ile ilgili olarak müvekkil şirketin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacının senet bedellerini ödediğini yazılı delille ispatlaması gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacılar vekili, müvekkili Hasan Yılmaz ile davalı şirket arasında ticari ilişki olmadığını, müvekkili Hasan Yılmaz"ın sahibi olduğu müvekkil şirketin borçlarına karşılık davalı şirkete teminat olarak şahsi senet verdiğini, ancak ödemelerde aksama olması üzerine davalı mal vermeyince müvekkil şirketin başka firmadan mal sipariş etmeye başladığını, bunun üzerine davalının bu duruma kızarak müvekkil Hasan Yılmaz hakkında bu teminat senedine dayanarak icra takibi başlattığını, ayrıca müvekkil şirketin aynı borcu için asıl davaya konu başka bir icra takibi daha yapıldığını belirterek müvekkili Hasan Yılmaz"ın icra takibi nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, takibe konu senette teminat senedi olduğuna ilişkin bir ibare olmadığını, senedin teminat senedi olduğunun davacı tarafça yazılı delille ispatlanması gerektiğini, davacı Hasan Yılmaz"ın yetkilisi ve hissedarı olduğu davacı şirketin müvekkilinden mal almakta olduğunu, davacı Hasan Yılmaz ile müvekkil şirketin 13/09/2010 tarihinde bir araya gelerek hesap gördüklerini, buna göre davacı Hasan Yılmaz"ın bir kısım para verdiğini, ayrıca şirket kaşesinin yanında olmadığını belirterek takibe konu şahsi senedi verdiğini, karşılığında davacı şirketin 13/09/2010 tarihine kadarki tüm vadeli senetlerinin iade edildiğini, ayrıca asıl davadaki icra takibine konu senetlerin 13/09/2010 tarihinden öncesine ait senetler olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece toplanan delillere göre; asıl davada ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, davaya konu senetlerin davalının elinde bulunmasının bedellerinin ödenmediği konusunda karine oluşturduğu, davacı tarafın iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiği, davacı taraf asıl davaya konu senet bedellerine mahsuben ödeme yaptığına ilişkin bir dekont fotokopisi sunmuş ise de bu ödemenin senet bedellerine mahsuben yapıldığına ilişkin bir şerhin bulunmaması sebebiyle dikkate alınamayacağı, birleşen davada ise davacı taraf takibe konu senedin teminat senedi olduğunu iddia etmiş ise de senet üzerinde teminat olarak verildiğine dair ibare olmadığı, davacının senedin teminat senedi olduğunu yazılı delille ispat etmesi gerektiği ancak ispat edemediği, davalının davacılardan alacaklı olduğu kanaatini bildiren bilirkişi raporunun gerekçeli ve denetime elverişli olması nedeniyle hükme esas alındığı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 06.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.