22. Hukuk Dairesi 2017/482 E. , 2017/818 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, müvekkili işçinin iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebep olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere dayanılarak, yazılı gerekçeyle feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine, işe başlatmama tazminatının beş aylık ücret tutarı olarak ve çalıştırılmadığı süre için en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme yetkisi vermiştir. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması rizikosundan kaçınmaktır. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının varlığı gerekir. İşçinin kusurlu davranışı ile sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.
İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, 4857 sayılı Kanun’un 25. maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen nedenlerdir. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedene dayandığını kabul etmek gerekecektir.
İşçinin bir suç işlediğinden veya sözleşmeye aykırı davranışta bulunduğundan şüphe ediliyor ve bu yüzden taraflar arasında iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güvenin yıkılması veya ağır zedelenmesi nedeniyle iş sözleşmesi feshedilmişse, şüphe feshinden bahsedilir. Bu fesih türünde, işverenin işçisine karşı duyduğu şüphe, aralarındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açmaktadır. İşverenden katlanması beklenemeyecek bir şüpheden dolayı, işçinin iş ilişkisinin devamı için gerekli olan uygunluk ortadan kalktığından, güven ilişkisinin sarsılmasına yol açan şüphe, işçinin kişiliğinde bulunan bir sebeptir. Ciddi, önemli ve somut olayların haklı kıldığı şüphe, güven potansiyeline sahip olmaksızın ifa edilemeyecek iş için işçinin uygunluğunu ortadan kaldırdığından, şüphe feshi, işçinin yeterliliğine ilişkin fesih türü olarak gündeme gelecektir. Şüphe feshinin geçerli olabilmesi için; iş ilişkisinin devamı için gerekli olan güveni yıkmaya elverişli, objektif olay ve vakıalara dayanan güçlü bir şüphe mevcut olmalı ve ayrıca işveren, somut olayın aydınlatılması için kendisinden beklenebilecek bütün çabaları göstermelidir.
Somut olayda, davalı bankaya ait işyerinde, bankacılık işlemleri yetkilisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesi, 27.03.2013 tarihli yazılı fesih bildirimi ile, yirmibir adet olması gereken para poşetlerinin bir adetinin ( içinde 8.050,00 TL meblağ bulunan) eksik çıkması olayında ağır ihmal ve zimmet şüphesinin kuvvetle muhtemel görülmesi gerekçe gösterilerek haklı sebep iddiasıyla feshedilmiştir. İddiaya konu eylem sebebiyle, davacı hakkında açılan ceza davasında, ...Mahkemesi’nin 02.02.2016 tarihli ve 2015/104 esas, 2016/25 karar sayılı kararıyla, delil yetersizliği sebebiyle davacının beraatine karar verilmiştir. Kararın henüz kesinleşmediği, temyiz incelemesi aşamasında olduğu Uyap sisteminden yapılan inceleme sonucunda anlaşılmaktadır.
Ceza soruşturma aşamasında, işyerinin güvenlik kameraları tarafından çekilen görüntüler bilirkişi vasıtasıyla çözümlenmiştir. Bu kayıtlardan, davacının para çuvalının klipsini keserek açtığı, çuvalı kamera açısına girmeyen masanın kenarına koyduğu, çuvalı bıraktığı yere doğru masa altına eğilerek birşeyler yaptığı, ancak kamera açısına girmediği için ne yaptığının belli olmadığı, odadan çıktıktan sonra elinde bir poşetle tekrar odaya girdiği, getirdiği poşet ile masanın sağ tarafına doğru eğilerek birşeyler aldığı, boş olarak getirdiği poşetin içerisine masanın altından aldığı bir cismi koyduğu ve ağzını bağladığı, sonrasında el çantasına koyduğu görülmektedir. Davacı işçi savunmasında, para çuvalını yere bırakmasına, masa altına eğilmesine ve şüpheli poşete ilişkin bir kısım detaylı açıklama yaparak, atılı suçlamayı kabul etmemiştir.
Dosya kapsamına göre, davacının iddiaya konu parayı uhdesine geçirip geçirmediği, dolayısıyla feshin haklı olup olmadığı bu aşamada sabit değildir. Ceza davası da, temyiz aşamasındadır. Ne var ki, kamera kayıtlarına yansıyan işçi davranışlarından, işverende davacıya karşı haklı ve katlanılması beklenemeyecek bir şüphenin oluştuğu, bu şüphenin işveren ve işçi arasındaki güven ilişkisinin zedelenmesine yol açtığı ve iş ilişkisinin devam ettirilmesinin işverenden beklenilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır. Bu halde, mevcut durum itibariyle şüphe feshinin koşullarının oluşması sebebiyle, feshin en azından geçerli fesih boyutunda olduğu kabul edilmeli ve dava reddedilmelidir. Feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı hususunun tartışılması ise, ileride açılması muhtemel alacak davasına bırakılmalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
...-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gerekli olan 31,40 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 3,70 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 61,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre ....980,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 24.01.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.