1. Hukuk Dairesi 2017/4958 E. , 2017/6890 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine ilişkin olarak verilen karar davalı ... ... ve ... vekilleri tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."nün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, mirasbırakanı ...’ın, 720, 721, 722, 723, 724, 725, 726, 727, 728, 729, 730, 731, 732, 733, 734, 735, 736, 737, 738 parsellerdeki 10/160 payının ve 740 parseldeki 10/40 payının geçersiz vekaletname ile davalı ... tarafından diğer davalı ..."a temlik edildiğini, onunda diğer davalı ..."a devrettiğini, temliklerin kötüniyetli ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile mirasçılar adına tescilini istemiştir.
Davalı ..., satışın gerçek olduğunu, davalı ... ise davacının annesinin ölümü ile kendisine kalacak dava konusu gayrimenkullerdeki payını ... Noterliğinin 03.02.1988 tarih ve 1061 yevmiye nolu taahhütnamesi ile sattığını ve maliki olduğu ... ... Mahallesi ... Apt. 20 nolu bağımsız bölümü ifa yerine kabul ederek teslim aldığını, bu nedenle miras payındaki hakkını devretmekle, dava açmakta hukuki yararı kalmadığını, davada tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi ya da terekeye temsilci atanması gerektiğini, babaannesinin ölümünden habersiz satışı yaptığını, vekaletin ölümden sonrada geçerli olabileceğinin düzenlendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece “...elbirliği (iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortaklar bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortakların olurlarının alınması ya da miras şirketine Medeni Kanun’nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir...”gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak tereke temsilicisi olarak atanan ...’nın katılımıyla yapılan yargılama neticesinde, 734 ve 735 parsellerin mirasbırakan ... ile alakası olmadığı gerekçesiyle bu parseller yönünden davanın reddine, diğer parseller yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, mirasbırakan ...’nin paydaşı olduğu 720,721,722,723,724,725,726,727,728,729,730,731,732,733,736,737,738 parsel sayılı tarla nitelikli taşınmazlarda 10/160 payı ve 740 parsel sayılı kerpiç ev ve arsası nitelikli taşınmazda 10/40 payının ... Noterliğinin 01.08.2001 tarih 02370 yevmiye numaralı vekaletnameye istinaden torunu davalı ... tarafından 12.12.2002 tarihinde davalı ...’e 12.500.000.000ETL bedelle temlik edildiği, onunda 01.12.2003 tarihli satış işlemi ile 13.040.000.000ETL bedelle davalı ...’e temlik ettiği, mirasbırakan ..."nin 12.12.2002 tarihinde ölümü ile mirasçıları olarak davacı kızı ... ile kendisinden sonra ölen oğlu ...’un eşi ... ile torunu davalı ... ve diğer torunlarının kaldığı, dosya arasına alınan ... Devlet Hastanesi Gasilhane (morg) kaydına göre mirasbırakanın 11.12.2002 tarihinde evden getirildiği, 12.12.2002 tarihinde mezarlığa götürüldüğü anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; Türk Borçlar Kanununun 43 ve 513 maddeleri gereğince aksi kararlaştırılmış olmadıkça veya işin mahiyeti icabı olduğu anlaşılmadıkça ölüm ile vekalet akdi son bulur. Dava konusu taşınmazın temliğinde kullanılan vekaletnamenin, satış yetkisini içermekle beraber ölümden sonra devam edeceğine dair bir düzenlemeye yer verilmediği gibi ayrıca işin mahiyeti icabı kullanmanında gerekmediği görülmektedir.
O halde, vekil edenin ölümünden sonra vekaletname kullanılmak suretiyle diğer davalıya yapılan yapılan temlik işlemin yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu tartışmasızdır. Davalı ... ’un temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde değildir. Reddine
Öte yandan, son kayıt maliki davalı ...’un taşınmazları satın aldığı tarihten itibaren taşınmazları kullandığı, dava konusu taşınmazlara ilişkin çiftçi kayıt sisteminde kaydının bulunduğu, destekleme ödemelerinin tarafından alındığı savunması karşısında, Türk Medeni Kanunu"nun 1023. maddesindeki iyiniyet koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir. Kabulü ile yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 29.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.