11. Hukuk Dairesi 2015/10670 E. , 2016/4851 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 22/04/2015 tarih ve 2013/414-2015/357 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 26/04/2016 günü tebligata rağmen gelen olmadığı yoklama ile anlaşıldı, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, tarafların ..."nin ortağı olduklarını, davalının şirketin müdürü ve yetkili temsilcisi olduğunu, davalının şirketi basiretli şekilde yönetmediğini ve zarara uğrattığını, şirketin ... ile yaptığı sözleşme ile ..."de bulunan ve ... olarak bilinen tarihi binayı cafe olarak işletmek amacıyla kiraladığını, bu binanın şirket tarafından tadil edildiğini ve bu tadilat için 2 milyon TL para harcandığını, bu sırada yanlış projeler uygulandığını, şirketin bir çok dava ile karşı karşıya geldiğini, binanın kullanmaya hazır hale gelmesinden sonra davalının burayı başkalarına kiraya verdiğini, bu süre içerisinde ...ne kira ödemediği için tahliye kararı aldığını, bu süreçlerin müvekkiline bildirilmediğini, TTK"nın 630. maddesinde yazılı haklı sebeplerin gerçekleştiğini ileri sürerek davalı müdürün müdürlükten azline ve şirkete davacının müdür olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin şirket müdürlüğünden azlini gerektirir bir sebebin bulunmadığını, şirket işlerinden ve yaşanan süreçten davacının haberdar olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, TTK"nın 630/2 ve 3 md yazılı müdürün azli için haklı sebeplerin gerçekleştiği gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalının ..."nin müdürlüğünden TTK"nın 630/2 md uyarınca azline, tedbir talebinin kabulü ile karar kesinleşinceye kadar şirkete ..."nın yönetim kayyımı olarak tayinine, davacı taraf 3 aylık kayyımlık ücreti 1.500,00x3=4.500,00 TL nin avansını 10 günlük süre içinde mahkememiz veznesine yatırdığında kayyımın görevine başlatılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, tarafların ortağı bulundukları limited şirket müdürü olan davalının müdürlükten azli, davacının şirkete müdür olarak atanması istemine ilişkin olup; 6102 Sayılı TTK"nın 1521. maddesinde yer alan “Ticaret şirketlerinde, ortakların veya pay sahiplerinin şirketle veya birbirleriyle şirket ortaklığından veya pay sahipliğinden kaynaklanan davalarda veya şirketin yönetim kurulu üyeleri, yöneticileri, müdürleri, tasfiye memurları ya da denetçilerine karşı açılacak davalarda basit yargılama usulü uygulanır” hükmü gereği, dava basit yargılama usulüne tabidir.
6100 sayılı HMK"nın basit yargılama usulüne ilişkin bulunan 321. maddesinde “Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.” hükmü getirilmiş; aynı kanunun 322. maddesinde “Bu Kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hâllerde, yazılı yargılama usulüne ilişkin hükümlerin uygulanacağı” düzenlenmiştir. Adı geçen hükümler nazara alınarak değerlendirilmesi gereken 6100 sayılı Kanun"un 184 ve devamı maddeleri uyarınca da, yargıç tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan kanıtları inceledikten sonra duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. Taraflar tahkikatın tamamı hakkında açıklamada bulunduktan sonra, yargıç yeniden araştırma yapılmasını gerektiren bir husus kalmadığı sonucuna varırsa tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder. Yine, anılan Kanunun 186. maddesi hükmüne göre, sözlü yargılama aşamasında taraflara son sözleri sorularak hüküm tefhim edilir. Sözlü yargılama safhasında taraflar kanıt sunmadan kendisi ve karşı tarafın iddia ve savunmaları ile kanıtlarıyla ilgili hukuki değerlendirme yaparak neden haklı olduklarını açıklama hakkı elde ederler, yargıç da gerektiğinde salt hukuki değerlendirmeye esas olmak üzere taraflara soru sorma ve tereddütlü noktaları son kez açıklığa kavuşturma imkanına sahip olur.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece, 22.04.2015 tarihli celsede tarafların yazılı beyan dilekçeleri okunduktan sonra taraf vekillerine söz hakkı verilmiş, davacı vekili davanın kabulüne karar verilmesini istemiş, davalı vekili ise bilirkişi raporunun davaya itirazlarını karşılamadığını, dosyanın ve delillerin eksik olduğunun bildirildiğini, davacı tarafın cezaya ilişkin delillerinin toplanmadığını, bu delillerin toplanmasını ve dosyanın yeniden bilirkişiye verilmesini talep ettiğini ifade etmiştir. Mahkemece, bu beyanların ardından, davalı vekilinin talepleri hakkında bir karar verilmeksizin, tahkikat aşamasının bittiği tefhim edilmeden ve yukarıda açıklanan hükümler çerçevesinde tarafların son beyanları da tespit edilmeksizin duruşmanın bittiği bildirilerek hükme geçilmiş; hükmün birinci bendinde “Davanın sonucuna etkili olmayacağı düşünüldüğünden cezaya ilişkin müzekkere yazılmasından ve buna ilişkin davalı delilinden vazgeçilmesine” ifadelerine, hükmün 6. bendinden sonra ise (Davalı vekillerinden Av.... hüküm fıkrasına başlandığı sırada davacıya cevap dilekçesideki savunmalarınız ile ilgili olarak yemin teklif edecektik bize bu husus hatırlatılmamıştır. Davanın bitirileceğini önceden bilemediğimizden bu hakkımızı kullanamadık. Zabta geçilmesini talep etti. Ve bu şekilde zabta geçildi.) ifadelerine yer verilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu itibarla, mahkemece HMK"nın açıklanan maddelerinde belirtilen usullere uyulmadan, tarafların iddia ve savunma hakkını kısıtlar şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 28/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.