4. Hukuk Dairesi 2013/2126 E. , 2013/3554 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 19/06/2012 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair verilen 11/07/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, haksız eylem nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, aynı konuda açılmış ve halen görülmekte olan bir dava bulunduğundan dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, karar davacı tarafından temyiz olunmuştur.
Yerel mahkeme kararı davanın usulden reddine ilişkindir. Şu durumda, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarife"sinin 7/1-2 maddeleri uyarınca davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekir. Mahkemece, davalı yararına maktu vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi yanlış ise de; bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK"nun 438. maddesi uyarınca karar düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle hükmün 4. bendinin “Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin 7/1-2 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 1.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine” şeklinde düzeltilmesine; diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/02/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
(M) (M)
KARŞI OY YAZISI
Dava, haksız fiilden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafından ..... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/56 Esas sayılı dava dosyasında aynı konuda aynı nedene dayalı olarak davalı hakkında manevi tazminat davası açılmış ancak takipsiz bırakılmış, süresinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bu dava dosyasında verilen karar taraflara tebliğ edilerek usulüne uygun olarak kesinleştirilmediğinden derdest bir dava olarak kabul edilmiş ve eldeki bu davanın 6100 sayılı HMK" nın 114/1-ı maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine karar verilmiştir.
Dava açılması ile derdestlik durumu doğar. Derdest olan dava, yeniden açılamaz. Derdestlik yeni usul kanunumuzda bir dava şartı olarak düzenlenmiştir. Yani hakim, ileri sürülmese dahi derdestlik olup olmadığı kendiliğinden inceler, aynı dava yeniden açılmışsa yeni davayı dava şartı yokluğu nedeniyle reddeder.
Bir davanın derdestik nedeniyle açılmamış sayılmasına karar verilebilmesi için üç şartın birlikte bulunması gerekir. Bu şartlar; a)Aynı davanın iki kere açılmış olması, b)Birinci davanın görülmekte olması, c)Birinci dava ile ikinci davanın aynı dava olmasıdır.
HMK 150/4. maddesine göre mahkeme üç aylık sürenin bitiminde kendiliğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verip, kaydı kapatır. Sürenin bittiği tarihte dava yasal olarak açılmamış hükmündedir. Hakimin kararı oluşan bu durumu tespitten ibarettir. Bu durumda yasal sürenin sonunda bir karar verilmediği ya da verilen kararın taraflara tebliğ edilip kesinleştirilmediği gerekçeleri ile bu davanın derdest olduğundan söz edilemez. Yargıtayın yerleşmiş uygulamaları da bu yöndedir. (HGK. 18/09/1996 gün 1996/19-461-607 sayılı karar)
Şu durumda derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğunda davanın usulden reddi yönündeki kararın bozulması gerektiği görüşündeyiz. 28/02/2013