MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen davada .... Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 25/03/2015 tarih ve 2015/269-2015/170 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkil firmanın 16.9.1997 tarihinden beri .... unvanıyla .... Ticaret Sicili"ne kayıtlı olarak faaliyet gösterdiğini, "..." ibaresini ayrıca TPE nezdinde de 19.20 emtea kodlarında 26.09.1999 tarihinde adına tescil ettirip bu ibareyi taşıyan markasını 29.03.2009 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle yenilediğini, davalı şirketin müvekkiliyle aynı faaliyet kollarında İstanbul Ticaret Sicili"ne kayıtlı faaliyet gösterdiğini, davalı firmanın sahibi ve yetkilisi olarak görünen ..."ın müvekkil şirketin büyük hissedarı ve sahibi ..."ın kardeşi ve ..."ın eşi olduğunu, ..."ın daha öncesinde ortaklıktan ayrıldığını, akrabalık nedeniyle davalı şirket kurucuları tarafından müvekkil şirketin ticaret unvanının bilindiğini, müvekkilinin davalı şirketten sehven bu şirket adına kesilip müvekkil şirkete gönderilen faturalar nedeniyle haberdar olduğunu, davalı şirkete noter marifetiyle ihtar gönderilerek "..." ibareli unvanın kullanımının sonlandırılmasının istenilmesine karşın ihtarın sonuçsuz kaldığını ileri sürerek davalı Şirketin "...." ibaresini ticaret unvanında haksız kullandığının tespiti ile bu kullanımın yasaklanmasına, davalının ticaret unvanında yer alan "..." ibaresinin terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, iddia ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafından davalı tarafın haksız kullandığı iddia edilen markanın 556 sayılı KKH hükümleri uyarınca tescil edilip 29.03.2009 tarihinden itibarin 10 yıl süreyle yenilendiği iddia edilmiş olup somut olayda taraflar arasındaki ihtilafın 556 sayılı KHK hükümlerinden kaynaklandığı, bu KHK hükümlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar nedeniyle mahkemenin görevli olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine kararın kesinleşmesi ve yasal süresinde talepte bulunulması halinde dosyanın yetkili ve görevli Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.