3. Hukuk Dairesi 2020/9744 E. , 2021/9111 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 18. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen rücuen tazminat davasının kabulüne dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacının istinaf başvurusunun kabulüne, davalının istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 28/09/2021 tarihinde davalı vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklaması dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı kooperatifin 10.10.1983 tarih ve 442 sayılı yazı ile bütün hak ve yükümlülükleri kurumlarına nakledilen mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne müracaat ederek İstanbul İli Bağcılar İlçesi Mahmutbey Mahallesi 26 parsel sayılı taşınmazın da içinde bulunduğu bir kısım alanların kamulaştırması talebinde bulunduğunu, mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünce talep doğrultusunda kamulaştırma çalışmalarına başlandığını, 26 parsel sayılı taşınmazın toptan ticaret ve küçük imalat depolama alanı içinde kaldığından bahisle kamulaştırıldığını, kamulaştırma kararı sonrası tüm tapu maliklerine kamulaştırma evraklarının tebliğ edildiğini, tebligat sonrası 23 parselin hissedarlarından ...aleyhine Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/43 esas sayılı dosyası ile hükmen tescil kararı alındığını ve taşınmazın hisselerinin mülkiyetinin mülga Arsa Ofisi Genel Müdürlüğüne intikal ettirildiğini, intikal eden taşınmazın kamulaştırma amacına uygun olarak davalı kooperatife devredildiğini, eski hissedar ...tarafından idare aleyhine Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/104 esas sayılı dosyası ile kamulaştırmasız el atma nedeniyle dava açıldığını, 14.05.2013 tarihli kararla davanın kabulüne karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini, mahkeme kararında hükmedilen tutara ilişkin Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2013/9014 esas ve 2013/9023 esas sayılı dosyaları üzerinden idare aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı ile imzalanan 09/10/2012 tarihli protokolün III/A-4 maddesi gereğince davalıdan, icra dosyalarına ödenecek tutarın yarısına tekabül eden 156.796,48 TL’nin idareye ödenmesinin talep edildiğini, davalının söz konusu tutarı ödediğini, icra dosyalarına 1.060,00 TL ve 1.682,62 TL olmak üzere toplam 2.742,62 TL daha ödeme yapılarak dosya borcunun kapatıldığını, söz konusu tutarların yarısına tekabül eden 1.371,31 TL"nin de davalı tarafından idareye ödendiğini, 08.06.2016 tarihi itibariyle Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2016/6798 esas sayılı dosyasına davalı tarafından idareye ödenen tutarın borç bakiyesi kısmı da tamamlanarak Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2013/9023 sayılı dosyasına 7.845,41 TL, Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2013/9014 sayılı dosyasına ise 305.747,56 TL olmak üzere toplam 313.592,97 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek, davalı kooperatiften Bakırköy 15. İcra Müdürlüğünün 2013/9014 ve 2013/9023 sayılı dosyalarına ilişkin borcun %50’sinin ödenmemesi üzerine idare tarafından ödenen 158.167,79 TL’nin ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ve %18 KDV’si ile birlikte, idare tarafından Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/104 esas sayılı dosyası ile ilgili olarak yapılan harç ve tebligat masrafı vs. olmak üzere toplam 17.117,45 TL harcama tutarının 14.05.2013 tarihli mahkeme kararı tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte olmak üzere toplam 175.285,24-TL alacağının şimdilik 41.000,00 TL’lik kısmının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davacı idarenin Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/104 esas sayılı dosyasında usulsüz tebligat yapılması sebebiyle kendi hizmet kusuru nedeniyle 3. şahsa ödemek durumunda kaldığı kamulaştırmasız el atma bedelini tarafından talep edemeyeceğini, kaldı ki 09.10.2012 tarihli protokol çerçevesinde %50"lik kısmın da ödendiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 41.000,00-TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereği Bakırköy 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/07/2017 tarih 2016/566 esas, 2017/289 karar sayılı kararının kaldırılmasına, davacının kalan alacağı 175.285,24 TL"den %50 müterafik kusura göre davacı alacağının 87.642,62 TL olduğu kabul edilerek taleple bağlılık ilkesi gereğince davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 41.000,00 TL"nin ödeme tarihi olan 14/05/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, davacının kamulaştırmasız el atma davası sonucunda dava dışı kişiye ödemek zorunda kaldığı tutarın, aralarındaki protokol ve taahhütnamelere istinaden davalının sorumluluğunda bulunduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Aynı konuda açılan ve kesinleşen emsal dava dosyalarında davacının kamulaştırma işlemlerini azami özen ve dikkat göstererek ve süresinde yapsa idi dahi açılacak tezyidi bedel davası nedeniyle bir fark doğup doğmayacağı belirlenerek sonuca gidilmesinin zorunlu olduğu ve taahhütname olduğu hallerde davacı idarenin %50 kusurlu bulunduğu gözetilerek, mahkemece, taahhütname olan eldeki dosyalarda davacı idarenin müterafik kusurunun, dosya kapsamına, hak ve nesafete, emsal kararlara uygun olarak %50 olarak tespit edilerek, ödenen bedelden bu kusur oranında indirime gidilip karar verilmesi gerektiği yönündeki Dairemizce kabul edilmiş yerleşik uygulamaya uygun şekilde, davalı, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere 3. kişiye ödenen tazminatın yarısını işlemiş faizi ile birlikte ödemiştir. Mahkemece, davalının emsal kararlar doğrultusunda davacının talep edebileceği bedelin yarısını işlemiş faizleriyle birlikte ödemiş olduğu, tüm dosya kapsamı ile anlaşıldığı gibi, bu husus Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da kabul edilmiş ancak davacı idareye yüklenecek %50 bedelin de yarısını davalıdan talep edileceğine ilişkin yanılgılı hüküm kurulmuştur. Bu nedenle davalının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulü gerekir. Ancak davacı idare tarafından Bakırköy 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/104 esas sayılı dosyası ile ilgili olarak da ödendiği iddia edilen toplam 17.117,45 TL yargılama giderine ilişkin olarak da davalıdan tahsil talebi bulunduğuna göre, davacının yargılama giderine ilişkin de inceleme yapılıp, davacı tarafından yapılan yargılama masrafı var ise sadece bu miktarın yarısının davalıdan tahsiline, kalan tutar yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek %50 kusurdan fazlasını davalıya yükler şekilde davanın kabulü yönünde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının HMK"nın 371. maddesi uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, 3.050 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dosyanın kararı veren bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 28/09/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.