21. Hukuk Dairesi 2014/19796 E. , 2015/15235 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( İŞ) Mahkemesi
Davacı, geçirdiği kazanın iş kazası olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalılardan ... tarafından duruşmalı, olarak temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan ve temyiz konusu hükme ilişkin dava, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesinde sayılı ve sınırlı olarak gösterilen hallerden hiçbirine uymadığından Yargıtay incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğin reddine karar verildikten sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 29.07.2011 tarihinde geçirmiş olduğu kazanın iş kazası olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir
İşveren, 506 sayılı Yasanın 4/1. maddesinde, “... bu Kanunun 2. maddesinde belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek yada tüzel kişi...”, 1475 sayılı İş Kanununun 1/1. maddesinde “bir hizmet akdine dayanarak ... işçi çalıştıran tüzel veya gerçek kişi ...”, 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinde ise “bir iş sözleşmesine dayanarak ... işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişi, yahut tüzel kişiliği olmayan kurum veya kuruluşlar...” olarak tanımlanmakta olup, işveren niteliği işçi çalıştırmanın doğal sonucudur.
Uyuşmazlığın çözümü için davacı ile davalı arasındaki ilişkinin hizmet akdine dayanıp dayanmadığının tartışılması gerekmektedir. Baskın olan bilimsel ve yargısal görüşlere göre "zaman" ve "bağımlılık" unsurları hizmet akdinin ayırıcı ve belirleyici özellikleridir. Çalışan kişi Borçlar Kanunu"nun 313. maddesinde öngörülen çerçeve içinde "zaman" ve "bağımlılık" unsurlarını gerçekleştirecek biçimde çalışmaktaysa aradaki çalışma ilişkisi hizmet aktine dayanıyor demektir. Bilindiği gibi zaman unsuru çalışanın iş gücünü belirli, yada belirli olmayan bir süre içinde işverenin buyruğunda bulundurmasını kapsar. Hiç kuşkusuz çalışan bu süre içinde işveren veya vekilinin buyruğu ve gözetimi altında (bağımlı olarak) edimini yerine getirecektir.Burada sözkonusu olan bağımlılık ise her an ve durumda çalışanı denetleme ve buyruğuna göre edimini yaptırma olanağını işverene tanıyan, çalışanın edimi ile ilgili buyruklar dışında çalışma olanağı bulamayacağı nitelikte bir bağımlılıktır.
Olayın iş kazası sayılması gerektiğinin tespitine ilişkin davanın asıl amacı, 506 ve 5510 sayılı Yasa gereğince hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanmasının teminine yöneliktir. Diğer yandan bir sosyal sigorta olayının iş kazası sayılıp sayılmaması işverenin dahi hak alanını ilgilendirir. Zira işveren kusurlu ve de olayda iş kazası ise, Kurum bağladığı gelirin peşin değerini işverenden isteyebilecektir.
Somut olayda iddia edildiği gibi davacının davalı nezdinde fiili çalışması kanıtlandığında olayın iş kazası olduğunun kabulü zorunludur.Ne varki bu yöndeki mahkemece yapılan araştırma ve inceleme eksik ve yetersizdir.
Yapılacak iş; öncelikle hamal olduğunu belirten davacının serbest piyasa hamalı olup olmadığının böylece davacı açısından hizmet akdinin "zaman" ve "bağımlılık" unsurlarının bulunup bulunmadığını tespit etmek, serbest piyasa hamalı olduğunun anlaşılması halinde davanın reddine karar vermek, aksi durumda dava konusu olay ile ilgili ceza dosyasını getirtmek, davacı tarafından yüklenen patateslerin kime teslim edildiğini ve başka kişilere patates taşınıp taşınmadığını titizlikle araştırılarak gerekirse tespit edilen kişileri tanık sıfatı ile dinleyerek tüm delilleri toplamak , patates satıcıları, bunları yükleyenler, patateslerin yüklendiği kamyon sahipleri ile patateslerin teslim edildiği tüccarlar arasındaki hizmet ilişkisini tespit ederek kazanın iş kazası olup olmadığını belirlemek ve çıkacak sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ..."e iadesine
01.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.