20. Hukuk Dairesi 2016/11844 E. , 2019/2351 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi müdahil ... Yönetimi ile davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü 149 ada 19 ve 20, 142 ada 9 ve 26, 150 ada 1, 138 ada 51 parsel sayılı 2763,20 m², 6620,46 m², 1615,27 m², 9687,39 m², 3025,98 m² ve 7354,16 m² yüzölçümündeki taşınmazlar, tarla niteliği ile belgesizden asliye hukuk mahkemesinin 1989/300 E. Sayılı dosyasında davalı olmaları nedeniyle malik haneleri açık olarak tespit edilmiştir.
Davacı... ve arkadaşları, taşınmazların müşterek muris ..."dan kaldığı ve ...nin bu taşınmazları noter senedi ile davalı ... ile kendi murisleri ..."a sattığını ileri sürerek, hisseleri oranında mirasçılar adına tescili istemiyle dava açmışlar, müdahil ... Yönetimi vekili 04.03.1997 harç tarihli dilekçesi ile dava konusu taşınmazların ... vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleştirilen dosyada davacı ..., taşınmazların, kayınpederi ..."ya ait olduğunu, noter bağışlama senedi ile ..."nun kendisine bağışladığını belirterek, davalıların elatmalarının önlenmesi istemi ile dava açmış, bu iki dava birleştirilmiştir. Davanın devamı sırasında arazi kadastrosu yapılıp taşınmazlara tutanak düzenlendiğinden, dava kadastro tespitine itiraza dönüşmüş, davacı ... 17.09.2009 havale tarihli dilekçesi ile bu davadan doğan haklarını kızları diğer davacılar ... ve ...’ye temlik ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, ... tarafından açılan davanın feragat nedeniyle reddine, davacılar ... ve arkadaşlarının davasının kısmen kabulü ile ..., Merkez, ... köyü 149 ada 19, 142 ada 9 ve 150 ada 1 sayılı parsellerin 1/2"şer hisse ile ... ve ... adlarına tesciline, dava konusu 149 ada 20, 142 ada 26 ve 138 ada 51 sayılı parsellerin ... adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve müdahil ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 18.11.2013 gün ve 2013/5664 E. - 10235 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
Bozma kararında “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmazlar hakkında kadastro tespitinden önce genel mahkemelerde dava bulunduğundan, 3402 sayılı Kanunun 27 ve 28. maddelerine göre malik hanesi açık olarak tespit tutanağı düzenlendiğinden ve aynı Kanunun 30/2. maddesi gereğince kadastro hâkimi gerekli incelemeyi yaptıktan sonra, kimin adına tescil edileceğine karar vermesi gerekir. ... Yönetimi asliye hukuk mahkemesindeki tescil davasına harcını yatırarak müdahil olmuş ve tüm taşınmazların ... niteliğinde olduğunu iddia ederek, ... niteliği ile Hazine adına tescilini istemiş olduğundan usûlüne uygun ... araştırmasının yapılması gerekir.
Öncelikle, dava konusu taşınmazların bulunduğu köyde ... kadastrosu yapılıp yapılmadığı sorularak yapıldı ise; işe başlama, çalışma ve askı ilân tutanakları ile kesinleşmiş ... tahdit haritası ... İşletme Müdürlüğünden istenerek, yapılmamış ise; ... sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin ... niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunların hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 sayılı Kanun ile sadece Devlet Ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince, aynı Kanunun 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş; devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 sayılı Kanun ile iadeye tâi tutulmuş; iadenin koşulları zikredilen Kanunda gösterilmiştir.
Mahkemece, en eski tarihli ve 1980’li yıllara ait memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve ... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman ... yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı marifetiyle yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 3.3.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi ... olan bir yerin üzerindeki ... bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt ... toprağının ... sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; ... kadastrosu kesinleşmiş ise, fen ve uzman ... bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası var ise bu harita ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların öncesinin ... sayılan yerlerden olduğunun saptanması halinde; ormanlardan tapu ve zilyetlik yoluyla yer kazanılamayacağından ve ormanlarda sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceğinden taşınmazların ... niteliği ile Hazine adına tescili gerekir. Dava konusu taşınmazın ... sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile, yine en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile kadastro tespitine itiraz davalarında, tespit tutanağının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita - kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir ... yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazların niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar, ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/6/2005 tarihli ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan ... (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve
hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazların konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazların gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalıdır.
Yapılacak keşifte, taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, komşu parsel kayıtları getirtilerek uygulanmalı, dava konusu taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu saptanmalıdır.
3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükümleri gözönünde bulundurularak, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları ve satın alınan kişiler yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkında Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre bir karar verilmelidir.” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda;
- Davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; ... ili, Merkez ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde bulunan dava konusu 149 ada 19, 142 ada 9 ile 150 ada 1 parsel sayılı taşınmazların ... ile ... adına birer pay olarak tespit tutanağındaki nitelikleri ile birlikte tapuya kayıt ve tesciline, arzın altındaki madenlerin Devlete ait olduğu hususunun tapu kayıtlarına şerhine, yine aynı köy sınırları içerisinde bulunan dava konusu 149 ada 20, 142 ada 26, ve 138 ada 51 parsel sayılı taşınmazların davalı ... adına tespit tutanağındaki nitelikleriyle birlikte tapuya kayıt ve tesciline, arzın altındaki madenlerin Devlete ait olduğu hususunun tapu kayıtlarına şerhine,
- Davacı ..."nun dava konusu parsellere yönelik feragat beyanı nedeniyle davasının reddine karar verilmiş, kurulan hüküm müdahil ... Yönetimi ile davalı Hazine vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5304 sayılı Kanunla değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan ... kadastrosu çalışması ve dava devam ederken yapılıp 02.05.2014 tarihinde ilan edilen ... kadastrosu yapılmış sayılan ormanlarda 2/B uygulaması ile ve sınırlandırma sırasında ... olduğu halde ... sınırları dışında kalan ormanların kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu 297/2. maddesinde, “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara
yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi mevcuttur. Buna göre, mahkemece, harçlı katılımı bulunan müdahil ... Yönetiminin talepleri hakkında ayrı ayrı olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken müdahil ... Yönetiminin davası hakkında hüküm kurulmaması doğru bulunmamış ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle; müdahil ... Yönetimi ile davalı Hazine vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde iadesine 04/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.