3. Hukuk Dairesi 2016/14754 E. , 2017/3231 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki yoksulluk nafakasının kaldırılması davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının yoksulluk durumunun ortadan kalktığını, davalının 2015 yılı Nisan ayından itibaren SGK"lı olarak asgari ücretle çalışmaya başladığını, vefat eden babasından da maaş bağlandığını, Toki"de davalının bir dairesinin olduğunu, yine Fatih/İstanbul"da da üzerine kayıtlı bir evi olduğunu, davalının 2009 yılı seçimlerinde belediye başkan adayı olduğunu, bu dönemde reklam için çok büyük harcamalar yaptığını, yine oturduğu evin resimlerini dosyaya sunduklarını, müvekkilinin 10 yıldır nafaka ödediğini, kendi hayatını zor idame ettirdiğini, hiçbir malvarlığının olmadığını, davalının malvarlığının çok fazla olduğunu, yoksulluk nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili beyanında usulüne uygun tebligat yapılmadığından cevap ve delil dilekçesini sunamadığını, dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkilinin hiçbir malvarlığının olmadığını, asgari ücretle çalışıp 1.000 TL kira ödediğini, yerleşik Yargıtay kararlarına göre asgari ücretin yoksulluk nafakasına engel teşkil etmediğini, davacının davasının reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacının davasının kabulüne, 04.07.2006 tarih ve 2005/73 Esas 2006/312 Karar sayılı ilamı ile davalı ... yararına bağlanan nafakanın kaldırılmasına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir.
TMK nun 176. maddesine göre; yoksulluğun ortadan kalkması halinde mahkemece nafaka kaldırılabileceği gibi, tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılması veya azaltılmasına da karar verilebilir.
Yerleşik Yargıtay"ın uygulamalarına göre asgari ücret seviyesindeki gelirin de yoksulluğu ortadan kaldırmadığı ilke olarak kabul edilmiştir (HGK"nun 1.5.2002 gün 2-397 E-339 K. Sayılı kararında olduğu gibi).
Tarafların yaptırılan sosyal ekonomik durum araştırmalarında, davacının, PTT’de memur olduğu, nafaka kesintili maaşının 1.600 TL olduğu, 3 dönüm tarlası olduğu, kirada oturduğu tespit edilmiştir. Dosya kapsamından davalının babasından dolayı 2014/7. Ay ile 2015/9. ayları arasında 595,89-642,98 TL aylık aldığı anlaşılmaktadır. Bu hususta mahkemece değerlendirilmelidir.
Davalının yoksulluğunun ortadan kalktığının kabul edilebilmesi için; asgari ücret düzeyinin üzerinde gelirinin bulunması ve gelirinin devam etmesi gerekmektedir. Nafaka alacaklısı kadının eline geçen yetim aylığı miktarı, onu yoksulluktan kurtaracak mahiyette değildir. Davalının ölen babasından dolayı aldığı maaş nafakanın kaldırılmasına değil, azaltılmasına etki edecek olgulardandır.
O halde, mahkemece yapılacak iş; davanın açıldığı tarihteki tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilip, nafaka takdir edilirken taraflar arasında mevcut olan denge durumu da dikkate alınarak, davalının yoksulluğunun ortadan kalkmadığı, ancak ekonomik durumunda iyileşme olduğu kabul edilerek, nafakanın TMK"nın 4. maddesinde vurgulan hakkaniyet ilkesi gereğince uygun bir miktarda indirilmesine karar vermek olmalıdır. Bu nedenle; mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde yoksulluk nafakasının tümden kaldırılmasına karar verilmiş olması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
Kaldı ki Buca Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin 2010/941 E. 2010/732 K. sayılı kararı ile davalı lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesine rağmen mahkemece, 2005/73 Esas 2006/312 Karar sayılı ilamı ile davalı yararına bağlanan nafakanın kaldırılmasına karar vererek maddi hata yapmıştır ve yanlış dosyayı değerlendirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.