3. Hukuk Dairesi 2017/1813 E. , 2017/3249 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresinde, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili ; Müvekkilinin, Mona Lisa isimli kafeterya-restaurantı önceki malik ...."den kiraladığını ve iki yıldır işlettiğini, müvekkilinin bu yeri uzun süre işletmek niyetiyle kiraladığından işyerinde bir takım kalıcı imalat ve tadilatlar yaptığını, önceki malikin bu yeri davalıya sattığını ve davalının da müvekkilinin izni ve haberi olmadan kendisi işyeri açarak kiralanana haksız olarak el koyduğunu, müvekkilinin işyerine giremediğini ve içeride bulunan eşyalarına, ilgili evraklarına ulaşamadığını bunun üzerine .... Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/1 D.iş sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, tespitte iş yerinde bulunan malların ve yapmış olduğu imalat değerinin 19.800.TL olarak saptandığını bununla birlikte müşteri çevresinin dağılması, işletme sahibi iken aniden işsiz bırakılması, ticari itibarının zedelenmesine neden olduğunu belirterek 19.800.TL maddi 1000.TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalının dava konusu taşınmazın içindeki eşyalar ve mevcut hali ile 09.01.2013 tarihinde satın aldığını, söz konusu işyerinin yaklaşık 1,5-2 yıldır kapalı olarak bulunan bir taşınmaz olduğunu, davacının iddia ettiği dayanak kira sözleşmesinin ilişkisinin tarafı olmadığını, talebe esas olan imalatların satın almadan önce gerçekleştiğinden davacının talebini sebepsiz zenginleşme hükümleri doğrultusunda kiraya veren eski malikten talep edebileceğini zira davalının taşınmazı mevcut haliyle satın alıp bedelini önceki malik-satıcıya ödediğini bu itibarla davacının zararına sebebiyet vermediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, önceki malik taraf olarak gösterilmediğinden, önceki malikle yapıldığı iddia olunan sözleşmenin geçerliliği, süresi, devam edip etmediği vb. hususların inceleme konusu yapılamadığı; Davacının her ne kadar davalı yeni malik ile uyuşmazlığın kira ilişkisinden kaynaklandığını iddia etmiş ise de bu kira ilişkisinin varlığını ispatlayamadığı bu durumda davanın esasına girme imkanı kalmadığı, Asliye Hukuk Mahkemesi "nin görevli
olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- HMK."nun 4/a maddesi gereğince kira sözleşmesinden kaynaklanan tüm uyuşmazlıklarda Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir. Yasada davaların niteliğine yönelik bir sınırlama bulunmamaktadır. Somut olayda; Davacı, taşınmazda kiracı olduğunu ileri sürerek önceki malikle aralarında düzenlenmiş olan 18.04.2011 başlangıç tarihli 2 yıl süreli kira sözleşmesine dayanmıştır. TBK.nun 310.maddesi uyarınca, kiralanan sözleşme kurulduktan sonra el değiştirirse yeni malik kira sözleşmesinin tarafı olur. Önceki malik ile kurulmuş olan kira sözleşmesi gereği, davacının kiracılığının kabulü ile yeni malike karşı açtığı davanın görülmesinde Sulh Hukuk Mahkemesi görevli olduğundan yargılamaya devam edilerek davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 16/03/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.