21. Hukuk Dairesi 2018/5314 E. , 2019/2147 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine davalılardan ...... ...... Dağıtım A.Ş. vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalılardan ...... ...... Dağıtım A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararının süresi içinde temyizen incelenmesi davalılardan ...... ...... Dağıtım A.Ş. vekilinin duruşmalı olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 19/03/2019 ...... günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalılardan ...... ...... Dağıtım A.Ş. Vek. Av. ......, ... Vek. Av. ...... ile karşı taraf adına vekili Av. ...... geldiler. Başka gelen olmadığ. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
(1)Dava, zararlandırıcı sigorta olayı sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalı ...Ş. yönünden maddi tazminat isteminin kabulüne, ......Yayın Taş. Bilg. Tic. A.Ş."nin maddi tazminatın 1.000,00 TL"lik kısmından diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına, manevi tazminat isteminin ise her iki davalı yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamından davacının iş kazası sonucu %42,20 oranında sürekli iş göremezliğe uğradığı, iş kazasının meydana gelişinde davacının %40, davalı ... şirketinin %50, davalı ......ın 10% oranında kusurlu oldukları, davalı ... şirketi tarafından ibraz edilen imzalı ücret bordroları bulunduğu, davacı tarafın buradaki imzalara veya bordroların sıhhatine yönelik bir itiraz ileri sürmediği, bilirkişi hesap raporunun ihtimalli olarak düzenlendiği ilk ihtimalde bordro ücretine göre hesaplama yapıldığı, diğer ihtimalde ise ...... verilerine göre zararın belirlendiği, mahkemece TÜİK verilerine göre yapılan hesaplamaya itibaredildiği anlaşılmaktadır.
2-Ülkemizde Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı 15.07.2016 tarihinde yapılan ve bastırılan darbe teşebbüsü sonrasında 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında çıkarılan 03.10.2016 tarihli 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Dava ve Takip Usulü başlıklı 16. Maddesinde aynen;
“MADDE 16 - (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile ...... Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile ...... Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine ...... Bakanlığı ile ...... Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükmü getirilmiştir.
Dava dosyası 675 Sayılı KHK. nin 16/1. maddesi kapsamında değerlendirildiğinde; davalı ......... Taş. Bilg. Tic. A.Ş."nin 667 sayılı KHK kapsamında kapatıldığı, 670 sayılı KHK"nın 5. maddesinin 3. fıkrası gereğince de ticaret sicilinden resen terkin edildiği, bu hususun 31/08/2016 tarihli ticaret sicil gazetesinde yayınlanarak ilan edildiği anlaşılmasına karşın, adı geçen davalı hakkında 675 Sayılı KHK. nin 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
4-Zararlandırıcı sigorta olayına maruz kalan sigortalının maddi zararının hesabında, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Gerçek ücretin ise işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarından saptanacağı, işçinin imzasının bulunmadığı işyeri ve sigorta kayıtlarının nazara alınamayacağı, işçinin imzasının bulunduğu ücret tediye bordrolarının bulunmaması durumunda işçinin yaşı, kıdemi, mesleki durumu dikkate alınarak, emsal işi yapan işçilerin aldığı ücret gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiği, Dairemizin giderek Yargıtay"ın yerleşmiş görüşlerindendir.
Somut olayda dosyada yeralan imzalı ücret bordroları bulunmasına, bordrolara veya üzerindeki imzaya yönelik olarak bir itiraz da ileri sürülmemesine rağmen TÜİK verilerine göre yapılan hesaplamaya itibar edilmesi hatalı olmuştur.
Yapılacak iş, hükme esas alınan bilirkişi hesap raporunun imzalı ücret bordrolarına göre hesaplama yapan seçeneğine itibar ederek davacının maddi tazminat istemi konusunda bir karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, temyiz eden davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davalı ...Ş. yararına takdir edilen 2.037,00TL duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ...Ş."ye iadesine 19/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.