Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/8237
Karar No: 2017/3396
Karar Tarihi: 20.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/8237 Esas 2017/3396 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/8237 E.  ,  2017/3396 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili;müvekkilinin su aboneliği için davalı kuruma müracaat ettiğini ve abonelik için kendisinden 5.612,38 TL kanal katılım bedeli ve şebeke hisse bedeli alındığını, dava konusu aboneliğin yapıldığı konutun toplu konut alanı içinde kalıp iskan ruhsatı alınmış bir yer olduğunu, imar kanununun 23/6 maddesi 9. Ek maddesinin ikinci fıkrası gereği, bu tip yapılardan harç dışında başkaca ücret alınamayacağı kaldı ki ücret alınacaksa dahi iskan ruhsatı almakla yükümlü kişinin sorumlu olduğunu beyanla alınan haksız tutar olan 5.612,38 TL nin 12/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili , davacının su şebekesi ve kanal hizmetinden ilk kez yararlandığını bu nedenle kanal katılım ve şebeke bedelinin başvuru sahibi olarak davacıdan tahsilinin zorunlu olduğunu, katılım payının sunulan hizmet karşılığı bir kez alındığını ve 2464 sayılı yasaya uygun olarak alındığını, davacıdan alınan tutarın ferdi aboneliğe geçiş esnasında tahsil edilen fark mahiyetinde olup mükerrer tahsilat olmadığını, dava konusu yerin ... tarafından yapılmış binalar kapsamında çıkarıldığını,kaldı ki toplu konut kanunu ve imar kanunundaki muafiyetin vergi ve harçlar için getirildiğini ve tahsil edilen tutarın yasaya uygun olarak belirlendiğini i beyan ederek, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulü ile 5.612,38 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlı yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlık, maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacının; davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.

    01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır:
    a) Kanalizasyon tesisi yapılması,
    b) Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.” düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi ile de su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür.
    2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ...Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ...Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır.
    Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.
    Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.
    Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.
    Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır. Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanununun 30/3. maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez.
    O halde, mahkemece; davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı ispat edildiğinden; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.





    SONUÇ; Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.03.2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

















    K A R Ş I O Y

    Dava konusu uyuşmazlık, maliki bulunduğu bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacının; davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.
    Yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde ve doğru olduğu, kaldı ki, 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkartılan ...Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesinin Ankara 2.Vergi Mahkemesinin 2011/543 E-2012/963 K. sayılı 02.05.2012 günlü ilamı ile iptal edildiği, bu kararın Danıştay 9.Dairesinin 26.11.2015 tarihli 2012/6360 E-2015/14481 K sayılı kararı ile onandığı, Danıştay 8.Dairenin 22.03.2015 tarihli 2015/1996 E-2015/2157 K ve Danıştay 12.Dairenin 02.04.2014 tarihli 2013/795 E-2014/2164 K. sayılı ilamlarından da anlaşılacağı üzere, "Bir idari işlemin yargı kararıyla iptal edilmesi halinde, söz konusu kararın, dava konusu işlemin tesis edilmesi sırasında unsurlarında bulunan sakatlıkları saptadığı, işlemi yapıldığı andan başlayarak ortadan kaldırdığı; bu özelliği nedeniyle geriye yürüyen sonuçlar doğurduğu idare hukukunun bilinen ilkelerinden olduğu, dolayısıyla iptal kararları, iptali istenilen idari tasarrufu ve ona bağlı işlemleri tesis edildikleri tarihten itibaren ortadan kaldırarak bu tasarruf ve işlemlerin tesisinden ve icrasından önceki hukuki durumun yürürlüğünü sağlayacağı, diğer bir deyişle iptal edilmiş olan işlemin, hukuk aleminde hiç doğmamış hale geleceğinin Hukuk Devleti"nin bir gereği"olduğu, mahkeme kararı ile iptal edildiği sabit olan yönetmek hükümlerinin artık dikkate alınamayacağı da gözetildiğinde yerel mahkemenin kararının ONANMASI gerektiği görüşünde olduğumdan, Sayın Çoğunluğun bozma gerekçelerine katılmamaktayım.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi