19. Hukuk Dairesi 2018/1556 E. , 2019/4848 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının bozmaya uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacılar vekili, davacılar ile davalı arasında yapılan sözleşme uyarınca davacı ..."in işlettiği tesisin tanıtım ve organizasyonu ile ilgili reklamın davalı tarafça yapılması konusunda anlaştıklarını, davalıya ödenecek ücretin cirodan %10 pay şeklinde tespit edildiğini ve bu bedelin teminatı olarak davacıların keşideci ve kefil olarak yer aldıkları davaya konu senedin davalıya verildiğini, davalının teminat olarak verilen senedi tahsil etme yetkisinin ancak davacı ..."in sözleşmenin bir ya da birkaç maddesini ihlal etmesi halinde mümkün olmasına rağmen sözleşmeye uygun davranan davacı aleyhine davalının söz konusu senedi kötüniyetli olarak ve haksız kazanç elde etmek amacıyla takibe koyduğunu, davalının gerçeğe aykırı reklam yaptığını, diğer şehirlerden tesise gelecek müşterilerin ücretlerinin müşteri tesise gelmeden önce davalı tarafından tahsil edildiğini ve davacılara bu miktarın ulaştırılmadığını, sözleşme hükümlerinin ihlaline dair davalı tarafından davacıya gönderilmiş herhangi bir ihtarname bulunmadığını ileri sürerek davacıların icra takibine konu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, söz konusu tesis ile davalının alakasının olmadığını, davalının bununla ilgili bir sözleşme yapmadığını, davalının alacağının borç ilişkisinden doğduğunu, davacının senedin teminat olarak verildiği iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dosya kapsamına göre, kural olarak teminat senedi iddiasının yazılı delille ispatlanması gerektiği, yazılı delilin bir istisnasının ise yazılı delil başlangıcı olduğu, dosya içerisinde yer alan taraflar arasındaki imzalanmış sözleşmenin söz konusu senet açısından yazılı delil başlangıcı sayılması gerektiği, bu durumda davacının senedin teminat senedi olduğunu tanık delili ile ispat edebileceği, dinlenilen tanık beyanlarına göre davaya konu senedin teminat senedi olduğunun anlaşıldığı, ispat yükünün artık senedin teminat senedi olmadığını iddia eden davalı tarafa geçmiş olmasına rağmen davalının savunmasını destekler delil sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm, davalı vekilinin temyizi üzere, Dairemizin 2016/4835 esas ve 2017/2121 karar sayılı ve 15/03/2017 tarihli ilamında yer alan “Dava, icra takibine konu olan senedin bedelsizliği iddiası ile açılmış menfi tespit istemine ilişkindir. Taraflar arasındaki sözleşme uyarınca icra takibine konu olan 80.000 TL bedelli senedin teminat amacıyla verildiği tarafların kabulündedir. Sözleşmede, "bu maddelerin birkaçı ya da birinin ihlali durumunda karşı taraf yukarıda belirtilen 80.000 YTL"lik
senetten istediği miktarını tahsil etme yetkisine sahiptir."şeklinde hüküm bulunmaktadır. Mahkemece sözleşme hükümleri değerlendirilip senedin bedelsizliği konusundaki iddia yönünden taraflara ispat imkanı tanınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş,” gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, tarafların bozma ilamı öncesinde gösterilen deliller haricinde sair delil ikame edemedikleri, bozma öncesi toplanan deliller uyarınca dosyadaki mevcut delil durumu ve bozma ilamı içeriği gereğince davacı tarafın dava konusu senedin bedelsiz kaldığı hususunu usulüne uygun şekilde ispatlayamadığı gibi bu hususta bozma sonrası da delil sunamadığı, bozma sonrası dinlenen davalı tanığının beyanları çerçevesinde ifade edilen sözleşmeye aykırılıklar nedeniyle senedin bedelsiz kalmadığının saptandığı gerekçesiyle davanın ve şartları oluşmadığından icra inkar tazminatının reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyulmuş ancak bozma gereği yerine getirilmemiştir. Dairemizin 15/03/2017 tarihli bozma kararında, “.. Mahkemece sözleşme hükümleri değerlendirilip senedin bedelsizliği konusundaki iddia yönünden taraflara ispat imkanı tanınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bu yönde bir inceleme yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş..” şeklinde bozma yapılmış mahkemece de bozmaya uyulmuştur. Ancak bozma kararında belirtildiği gibi davalının dava konusu senetle teminat altına alınmış bir alacağının gerçekleşip gerçekleşmediğinin tarafların göstereceği yazılı deliller ve bilirkişi raporu ile tespiti gerekirken sadece tanık dinleyerek eksik soruşturma ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılması gereken iş bozma kararı ışığında tarafların ticari kayıtları ve sair delilleri toplanıp konusunda uzman bilirkişiye inceleme yaptırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 21/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.