3. Hukuk Dairesi 2016/3132 E. , 2017/3413 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacılar vekili tarafından istenilmekle, daha önceden belirlenen 21.03.2017 duruşma günü için tebligat üzerine temyiz eden davacılar vekili Av. ... geldi. Aleyhine temyiz olunan davalılar adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00" e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili 2010/489 Esas sayılı davada; davalılardan ... ve ..."ın işlettiği restoranda 09.11.2009 tarihinde gerçekleşen patlama sonucunda aynı binada bulunan müvekkillerine ait 1, 3, 7, 11, 13, 15 ve 16 nolu bağımsız bölümlerin zarar gördüğünü, mahkeme aracılığı ile yaptırılan tesbit sonucunda binanın yıkılarak yeniden yapılması gerektiğinin belirlendiğini, müvekkillerinin uğradığı zarardan patlamanın gerçekleştiği restoranı işleten davalılar ... ve ... ile birlikte,
./..
işyerinin maliki olan davalılar ... ve ... ile restorana gerekli tedbirleri almadan ruhsat veren ... Büyükşehir Belediyesi ile Muratpaşa Belediyesinin de sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 400.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleşen 2011/43 Esas sayılı davada; aynı olayda müvekkilleri ... ve ..."e ait 10 nolu bağımsız bölümün zarar gördüğünü ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 50.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Birleşen 2012/497 Esas sayılı davada; aynı olayda müvekkili ..."a ait 2 nolu bağımsız bölümün zarar gördüğünü ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 25.000 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir
Birleşen 2014/614 Esas sayılı davada; aynı olay nedeniyle müvekkillerinden ... ile ..."ın 11 nolu bağımsız bölümdeki toplam 2/8 payı için 2010/489 Esas davada tazminat talep edildiğini, paydaşlardan Osman Nuri Berksoy"un ölümü ile davacılar ..., ... ile ..."ın geriye kalan 6/8 payı iktisap ettiklerini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacıların 6/8 payı için şimdilik 135.878 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... ve ... vekilleri; hizmet kusuruna dayanılarak müvekkilleri belediyeler aleyhine açılan davanın yargı yolu yönünden reddi gerektiğini savunmuşlardır.
Davalılar ... ve ...; davanın reddini dilemiştir.
Davalılar ... ve ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece; açılan davanın ve birleşen birleşen 2011/43, 2012/497, 2014/614 esas sayılı davaların davalılar davalı ... ve ... yönünden kısmen kabulüne, davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın ve birleşen davaların yargı yolu nedeniyle usulden reddine, davalılar ... ve ... yönünden açılan davanın ve birleşen davaların reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- HMK"nun 297/2. maddesinde hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecektir.
Somut olayda; mahkemece, açılan davanın ve birleşen 2011/43, 2012/497, 2014/614 esas sayılı davaların davalılar davalı ... ve ... yönünden kısmen kabulüne karar verilmiş olmasına rağmen, kararda birleşen 2014/614 esas sayılı dava ile talep edilen tazminat istemleri hakkında bir hüküm tesis edilmemiştir. Bu durum, yukarıda açıklanan düzenlemeye aykırı olduğu gibi ve hükmün yerine getirilmesi aşamasında kuşku ve duraksamaya yol açıcı niteliktedir.
../...
Kabul şekline göre de; asıl ve birleşen davalar ile talep edilen tazminat istemleri hakkında yargılama sırasında ıslah yapılmamış olmasına rağmen, mahkemece bilirkişi kurulu tarafından belirlenen ve talebi aşan tazminat tutarları esas alınarak, haklarındaki dava reddeddilen davalılar yararına vekalet ücreti takdir edilmiş olması da doğru değildir.
2- Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK"nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacılar için takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davalılardan alınıp davacılara verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.