Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2768
Karar No: 2017/3418
Karar Tarihi: 21.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/2768 Esas 2017/3418 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/2768 E.  ,  2017/3418 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 21.03.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. ... geldi. Karşı taraf davalı vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı vekili, müvekkilinin, davalıya ... Bankası ... Şubesinde bulunan hesabından banka havalesi yoluyla 01/08/2012 tarihinde 50.000,00 TL, 05/07/2012 tarihinde 64.000,00 TL, 01/06/2012 tarihinde 32.500,00 TL, 14/01/2011 tarihinde 120.000,00 TL nakit para ödediğini, ayrıca keşidecisi ... olan ... Bankasına ait 7.500,00 TL bedelli 10 adet çeki ciro etmek suretiyle davalıya vererek toplamda 75.000.00 TL"yi de davalıya verdiğini, müvekkilinin alacağını davalıdan tahsil edemeyince davalıya karşı ... İcra Dairesinde 24/10/2013 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, davalının 2011 yılının ekim ayında müvekkilinin yanına gelerek büyükbaş hayvan alım-satım işine girdiğini, bu işi de ... ile birlikte yaptığını söyleyerek ortaklık teklifinde bulunduğunu, müvekkilinin de ortaklık teklifini kabul ettiğini, davalıya güvenen müvekkilinin tek mal varlığı olan arsasını ve dükkanını satarak 266.500,00 TL"yi banka hesabına aktarmak suretiyle 75.000,00 TL"yi ..."a ait çekleri ciro etmek suretiyle yaklaşık 150.000,00 TL de elden vermek suretiyle yaklaşık 505.000,00 TL"yi nakit parayı davalıya vererek davalıya ortak olduğunu, müvekkilinin elden verdiği 150.000,00 TL"yi yazılı belge ile ispat edemediği için dava konusu yapmadıklarını, müvekkilinin davalıya karşı hiçbir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin davalıya ve ..."e güvenerek iş ortaklığı için parayı verdiğini ve davalı müvekkilinin güveninin kötüye kullandığını, müvekkilinden aldığı parayı geri ödemediğini ileri sürerek itirazın iptali ile alacağın %20"sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
    ./..
    -2-


    Davalı vekili, dava dilekçesinde de belirtildiği gibi taraflar ve dava dışı ... arasında hayvan alım-satımına ilişkin bir ticari ilişki bulunduğunu, bu ilişki sonrası tarafların 14.08.2012 tarihinde tanıklar huzurunda bir araya geldiklerini ve birbirlerini ibra ettiklerini,ilgili ticari ilişki nedeniyle davacının müvekkilinden herhangi bir alacağının kalmadığını, icra takibine konu olan çeklerde son cirantanın davalı olduğunu, davacının kendisinden sonraki cirantaları icraya veremeyeceğini, çeklerin farklı bir ticari işten kaynaklandığını, dava ile bir ilgisini bulunmadığını savunarak davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın ödünç verme sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davası olduğu, takibe konu senetlerin çek olduğu, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafından davalı adına ciro edildiği, ciro silsilesine bakıldığında davacının ciro eden olduğu için aslında davalıya ödeme yaptığının anlaşıldığı, havalenin bir ödeme aracı olduğu, bu karinelerin aksini iddia edenin ispat etmek zorunda olduğu, davacının alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiği, davacının iddiasını ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- ) Davacı, dava konusu havale yoluyla davacıya gönderilen ve elden verilen çekleri davalı ve dava dışı ... ile yapılacak büyükbaş hayvan alım-satım işi nedeniyle gönderdiğini iddia etmiş, davalı da, taraflar ve dava dışı ... arasında hayvan alım-satımına ilişkin bir ticari ilişki bulunduğunu kabul etmiştir.
    Davalı tarafça dosyaya sunulan 14.08.2012 tarihli davalı ve davacının imzasını taşıyan İbraname başlıklı belge incelendiğinde, ..."den tüm alacaklarını tahsil ettikleri, hiç bir borcu kalmadığı, kendisine ait ellerinde bulunan senet ve çeklerin tamamını Nurullah"a teslim ettiklerinin yazılı olduğu görülmüştür.
    Söz konusu belge, davacı iddiaları ve davalının kabulü dikkate alındığında dava konusu alacağın taraflar arasındaki adi ortaklıktan kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
    Dava; ortaklık payı olarak verilen bedelin iadesi için yapılmış olan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
    Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
    Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)
    Adi ortaklık ilişkisi, TBK"nun 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir.
    Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Diğer bir anlatımla tasfiye memuru tarafından yapılacak bir arıtma işlemi olup; hesap ve işlemlerin incelenip, bir bilanço düzenlenerek, ortaklığın aktif ve pasifi arasındaki farkı ortaya koymaktır.
    Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi, aynı zamanda ortaklığın feshini ve tasfiyeyi de kapsar.





    Uyuşmazlığın taraflar arasında kurulan adi ortaklık sözleşmesi hükümlerine göre değerlendirilip, çözüme kavuşturulması gerekirken, mahkemece davanın hukuki sebebinin yanılgılı değerlendirme ile ödünç sözleşmesi kabul edilip, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    2-) Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi