3. Hukuk Dairesi 2017/3491 E. , 2017/3442 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalının 14/08/2008 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile kiracı olduğunu, ödenmeyen kira bedellerinin tahsili için davalı hakkında takip başlatıldığını, sözleşmenin özel hükümlerinin 20. maddesinde yer alan yüzde 10 gecikme cezası ile kira alacağının aylık 330 TL talep edildiğini, cezai şartla birlikte ödenmemiş toplam 5.940-TL kira alacağı ve kademeli olarak hesaplanmış 1.575,56-TL takip öncesi faiz olmak üzere toplam 7.515,56-TL alacak üzerinden itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, zamanaşımı definde bulunduklarını, davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığını, müvekkilinin kira bedellerini elden davacıya ödediğini, sözleşmede kira bedeli aylık 300 TL olarak kararlaştırıldığı halde aylık 330 TL talep edildiğini, TBK"nın 346. maddesi gereğince gecikme cezası talebinin haksız olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 4.290,00 TL asıl alacak 1.575,56 TL faiz olmak üzere toplam 5.865,56 TL alacağa ilişkin itirazın iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-)Taraflar arasında 14/08/2008 başlangıç tarihli, iki yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Kira sözleşmesinde aylık kira bedeli 300 TL olarak belirlenmiştir. Kira sözleşmesinin 20. maddesinde, kira bedeli zamanında ödenmediği takdirde % 10 gecikme cezası ödeneceği düzenlenmiştir. Davacı kiraya veren tarafından, söz konusu sözleşme hükmüne dayanılarak takibe konu kira bedelleri aylık 330 TL olarak talep edilmiş, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da aylık kira bedelleri 330 TL kabul edilerek, değişen oranlarda ticari faiz uygulanarak hesaplama yapılmış ise de; sözleşmenin özel şartlar 20. maddesinde düzenlenen gecikme cezası, nitelik itibariyle temerrüt faizidir.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun"unun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanun"unun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında
Kanun"un Geçmişe etkili olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanun"unun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı kanunun görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanun"unun Kamu Düzenine ve Genel Ahlaka İlişkin Kuralları ile Geçici Ödemelere İlişkin 76"ncı, faize ilişkin 88"nci, temerrüt faizine ilişkin 120"nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138"nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Kiracıyı koruma amacıyla getirilen TBK.nun 346.maddesindeki bu yasal düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2.maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53.maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanun"un da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanun"unun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354"ncü maddelerinin 01.07.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.
Ancak, dosya içeriğinden kiracının Türk Ticaret Kanunu kapsamında tacir olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece T.T.K.nun 14,17,1463. maddeleri, 5362 Sayılı Esnaf ve Sanatkârlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3. maddesi çerçevesinde kiracının tacir olup olmadığı araştırılarak, davalının tacir olmaması halinde ise TBK."un 346. maddesi gereğince cezai şart hükmü geçersiz olacağı gibi faize ilişkin TBK.nun 88 ve 120. maddesi hükümleri görülmekte olan davalara da uygulanacağından gecikme faizi konusunda sözleşme hükmü yanında TBK.nun 88 ve 120. maddeleri çerçevesinde de değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir.
Kabule göre de yalnızca asıl alacağa takip tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 121/son maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu m.104/son) hükmüne aykırı olarak faize faiz yürütülmesi sonucunu doğuracak şekilde asıl alacak ile gecikme cezası toplamına faiz yürütülmesi ve takipte yasal faiz talep edildiği halde talebi aşar şekilde ticari faiz uygulanarak hesaplama yapılan bilirkişi raporunun hükme esas alınması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenler ile davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2.bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/03/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.