Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/2674
Karar No: 2014/3282
Karar Tarihi: 28.04.2014

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/2674 Esas 2014/3282 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2014/2674 E.  ,  2014/3282 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 24/09/2013
    NUMARASI : 2010/59-2013/812

    Taraflar arasındaki nama ifaya izin, tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin yetki yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, taraflar arasında 25.07.2008 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile müvekkiline ait taşınmazlar üzerinde toplam 102 adet bağımsız bölümün davalılarca yapılmasının kararlaştırıldığını, inşaatların teslim edilmediğini eksik işlerin bulunduğunu ileri sürerek, bu eksikliklerin giderilmesi için taraflar arasında yapılan sözleşme gereği davalıya bırakılan bağımsız bölümlerin satışına izin verilmesine, sözleşmede bildirilen sürenin bitim tarihinden itibaren her bir bağımsız bölüm için aylık 500,00 Amerikan Doları gecikme tazminatının reeskont faizi ile tahsiline veya davalıya düşen bağımsız bölümler ile takas-mahsup edilmesine, müvekkilleri tarafından Bodrum İcra Müdürlüklerinde açılan kesinleşen takiplerdeki alacaklarının da davalıların sözleşme gereğince hak edeceği bağımsız bölümler ile takas ve mahsubuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, yetki itirazında bulunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; davalılar vekilince, davaya bakmakla yetkili mahkemenin Bodrum Mahkemeleri olduğu beyan edilerek, yetki itirazında bulunulduğu, sözleşmenin 15. maddesinde "İşbu sözleşme ve eki teknik şartnamenin uygulanmasından doğacak ihtilafların vukuu bulması halinde Bodrum Mahkemeleri ve İcra dairelerinin yetkili merci olarak kabul ettikleri" şeklindeki düzenlemeyle tarafların işbu davaların görülmesi yönünde Bodrum mahkemelerini yetkili kıldıkları, davanın, gayrimenkulün aynına ilişkin olmaması nedeniyle HMK"nın 12. maddesinde düzenlenen kesin yetki kuralının geçerli olmayacağı, HMK"nın 17. maddesi gereğince aksini kararlaştırmadıkça, davanın sadece yetki sözleşmesinde belirlenen mahkemede veya mahkemelerde açılabileceği, münhasır olmayan yetki sözleşmesi şeklinde olmasını istiyorlarsa, bu durumun yetki sözleşmesinde ayrıca belirtilmesinin gerektiği, ancak taraflar arasında aktedilen sözleşmeye konulan yetki şartının, münhasır yetki sözleşmesi şeklinde olduğu gerekçesiyle, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1)Davacılar vekilinin temyiz itirazları yönünden;
    Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı nama ifaya izin ve tazminat istemlerine ilişkindir. Somut olayda, taraflar arasındaki 25.07.2008 tarihli sözleşmede, Bodrum Mahkemeleri"nin yetkili olduğu kabul edilmiş, dava 1086 sayılı HUMK"nın yürürlükte bulunduğu 05.02.2010 tarihinde açılmıştır. 6100 sayılı HMK"nın "yetki sözleşmesi" başlıklı 17. maddesinde, “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” hükmü düzenlenmiştir. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren HMK"nın "zaman bakımından uygulanma" başlıklı 448/1. maddesiyle HMK hükümlerinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanacağı kabul edilmiştir. Eski Kanun zamanında yapılan yetki sözleşmelerinin düzenlendikleri tarihte yürürlükte bulunan Kanuna göre geçerli olmaları halinde sonraki Kanun döneminde dahi geçerliliklerini muhafaza ettikleri kabul edilmelidir. Çünkü usul sözleşmelerinin kurulmaları ve geçerlilikleri bakımından maddi hukuk hükümlerine tâbi oldukları genel kabul gören bir ilkedir (Prof. Dr. Sadri Şakir Anzay – Hukuk Yargılama Usulleri 7. basım 1960 s. 152; Prof Dr. Saim Üstündağ, Medeni Yargılama Hukuku, 7. bası (İstanbul 2000), s.420;Prof Dr. Abdurrahim Karslı, Medeni Usul Hukukunda Usuli İşlemler (İstanbul 2001), s.239) Sözleşmenin imzalandığı tarih itibariyle 6100 sayılı HMK yürürlüğe girmediğinden sözleşmede kararlaştırılan yer mahkemesinin münhasır yetkili olduğunun kabulü mümkün değildir. Böyle bir kabul sözleşmenin imzalandığı tarihte değişik yer mahkemesinde dava açma imkânı bulunan tarafların seçimlik haklarını ortadan kaldıracaktır ve hak kaybına yol açacaktır. Bu bakımdan sözleşmeyle kararlaştırılan münhasır yetkinin 6100 sayılı Yasa"nın yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonra imzalanan yetki sözleşmelerinde tatbiki uygun olacaktır. Aksinin kabulü tarafların sözleşmeyle kazandıkları ve o tarih itibariyle Yasayla yetkili kılınan mahkemelerde dava açma imkânını ortadan kaldıracağından eşitlik ilkesine de aykırı olacaktır. Buna göre maddi hukuk alanında yapılan yeni kanunlar eski kanuna göre geçerli olarak yapılmış olan sözleşmeleri hükümsüz hale getirmedikleri gibi usul sözleşmelerine ilişkin yeni kanun hükümlerinin dahi eski kanun zamanında yapılmış usul sözleşmelerinin geçerliliğini etkileyemeyeceğini kabul etmek gerekir. Sözleşmenin yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 1086 sayılı HUMK"nın 22. maddesine göre, sözleşme ile yetkili kılınan mahkemelerin yanında genel ve özel yetkili mahkemeler de yetkili olmaya devam eder. Davacılar imzalanmış yetki sözleşmesi ile kararlaştırılan yer dışında genel veya özel yetkili bir mahkemede dava açmışsa, artık açılan dava ile işlem tamamlanmış olup, 6100 sayılı HMK"nın 17. maddesindeki münhasır yetki sözleşmesine ilişkin hüküm olayda uygulanmaz.
    Somut olayda dava, HUMK"nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa edileceği yer olan Milas"ta açıldığından, mahkemece yetkili olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın 448/1. maddesindeki derhal uygulanma ilkesinin, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla mümkün olduğu ve HMK hükümlerinin uygulanabileceğinin kabulü halinde dahi tacir olmayan davalılar yönünden yetki sözleşmesinin geçerli olmayacağı hususu gözardı edilerek yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm tesisi doğru olmamıştır.
    2) Bozma nedenine göre, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacılar yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 28.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi