Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/7978
Karar No: 2019/1026
Karar Tarihi: 24.01.2019

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2018/7978 Esas 2019/1026 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2018/7978 E.  ,  2019/1026 K.

    "İçtihat Metni"

    Tehdit suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Şarkikaraağaç (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 03/10/2012 tarihli ve 2010/9 esas, 2012/300 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde kasıtlı olarak işlediği açıktan hırsızlık suçundan Alanya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2014 tarihli ve 2014/1211 esas ve 2014/511 sayılı kararıyla mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Şarkikaraağaç Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2016 tarihli ve 2015/7 esas, 2016/421 sayılı kararı, Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 14/11/2018 gün ve 94660652-105-32-4402-2018-Kyb sayılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/11/2018 gün ve 2018/93455 sayılı bozma düşüncesini içeren ihbarnamesiyle Daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi:
    Kanun yararına bozma isteyen ihbarnamede;
    Dosya kapsamına göre;
    1-Adlî sicil kaydına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezalarının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir” hükmü uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde;
    2-Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 141/1. maddesi uyarınca hükmolunan hırsızlık olması, hükümden sonra 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi ve 5237 sayılı Kanun"un 141/1. maddesi kapsamındaki hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında, hırsızlık suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, suça sürüklenen çocuğun denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde;
    .2.
    3-6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı Kanun"un 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde suça sürüklenen çocuğa yükletilen 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçu uzlaştırma kapsamına alınmasına karşın, incelemeye konu suç yönünden uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiğinin gözetilmemesinde;
    4-Şarkikaraağaç Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/4 soruşturma sayılı dosyası üzerinden 05/01/2010 tarihinde düzenlenen ve "...evin mutfağından aldığı bıçağı herhangi bir söz söylemeden müştekiye gösterip teşhir etmekle üzerine atılı suçları işlediği..." biçimindeki anlatımı içeren iddianameyle suça sürüklenen çocuk ..."nın 5237 sayılı Kanun"un 106/1-son cümle ve 31/3. maddelerinin tatbiki suretiyle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına, iddianamenin anlatım kısmında suça sürüklenen çocuğun şikayetçiyi öldürmekle tehdit ettiğine dair bir anlatımın yer almamasına karşın, Şarkikaraağaç Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2016 tarihli ve 2015/7 esas, 2016/421 sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun şikayetçiyi öldürmekle tehdit ettiği kabul edilerek hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı Kanun"un 225. maddesine aykırı davranıldığının gözetilmemesinde;
    isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu anlaşılmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    I-Olay:
    Tehdit suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetim süresi belirlenmesine dair Şarkikaraağaç (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 03/10/2012 tarihli ve 2010/9 esas, 2012/300 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde kasıtlı olarak işlediği açıktan hırsızlık suçundan Alanya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2014 tarihli ve 2014/1211 esas ve 2014/511 sayılı kararıyla mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine hakkındaki hükmün açıklanması ile 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1.cümle, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Şarkikaraağaç Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2016 tarihli ve 2015/7 esas, 2016/421 sayılı kararının, adlî sicil kaydına göre, suç tarihinden önce hapis cezasına ilişkin hükümlülüğü bulunmayan ve suç tarihinde 18 yaşından küçük olan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesindeki düzenleme uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden hüküm kurulduğu, ayrıca hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 141/1. maddesi uyarınca hükmolunan hırsızlık olması, hükümden sonra yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunla yapılan değişiklik çercevesinde
    .3.
    5237 sayılı Kanun"un 141/1. maddesi kapsamındaki hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamına alınması nedeniyle bu suç yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılıp, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, suça sürüklenen çocuğun denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesi gerekirken bu hususun yerine getirilmediği, yine suça sürüklenen çocuğa yükletilen 5237 sayılı Kanun"un 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçunun hükümden önce uzlaştırma kapsamına alınmasına karşın, incelemeye konu suç yönünden uzlaştırma işlemleri yerine getirilmeden hüküm kurulduğu, son olarak da iddianamenin anlatım kısmında suça sürüklenen çocuğun şikayetçiyi öldürmekle tehdit ettiğine dair bir anlatımın yer almamasına karşın, suça sürüklenen çocuğun şikayetçiyi öldürmekle tehdit ettiği kabul edilerek hüküm kurulmak suretiyle 5271 sayılı Kanun"un 225. maddesine aykırı davranıldığı gerekçeleriyle kanun yararına bozmaya konu edildiği anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Suça sürüklenen çocuk ... hakkında tayin olunan hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesinin zorunlu olup olmadığının, hükmü açıklatan TCK"nın 141. maddesi kapsamındaki hırsızlık ve suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine konu TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçları açısından uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesinin gerekip gerekmediğinin ayrıca tehdit suçundan hüküm kurulurken CMK"nın 225. maddesine aykırı davranılıp davranılmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    III- Hukuksal Değerlendirme:
    1) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun, “Kısa süreli hapis cezasına seçenek yaptırımlar” başlıklı 50. maddesinin 1. fıkrasında " Kısa süreli hapis cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre;
    a) Adlî para cezasına,
    b) Mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle, tamamen giderilmesine,
    c) En az iki yıl süreyle, bir meslek veya sanat edinmeyi sağlamak amacıyla, gerektiğinde barınma imkanı da bulunan bir eğitim kurumuna devam etmeye,
    d) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, belirli yerlere gitmekten veya belirli etkinlikleri yapmaktan yasaklanmaya,
    e) Sağladığı hak ve yetkiler kötüye kullanılmak suretiyle veya gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılarak suç işlenmiş olması durumunda; mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle, ilgili ehliyet ve ruhsat belgelerinin geri alınmasına, belli bir meslek ve sanatı yapmaktan yasaklanmaya,
    f) Mahkûm olunan cezanın yarısından bir katına kadar süreyle ve gönüllü olmak koşuluyla kamuya yararlı bir işte çalıştırılmaya, çevrilebilir."
    2. fıkrasında "Suç tanımında hapis cezası ile adlî para cezasının seçenek olarak
    .4.
    öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık adlî para cezasına çevrilmez."
    3. fıkrasında ise "Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir." hükümleri yer almaktadır.
    2) Ceza Genel Kurulu"nun 29/05/2018 tarihli ve 2017/15-496 esas, 2018/246 sayılı kararında belirtildiği üzere; uzlaştırma kurumu, uyuşmazlığın yargı dışı yolla ve fakat adli makamlar denetiminde çözümlenmesini amaçlayan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Uzlaştırma; bu kapsama giren suçlarda, fail ve mağdurun suçtan doğan zararın giderilmesi konusunda anlaşmalarına bağlı olarak, devletin de ceza soruşturması veya kovuşturmasından vazgeçmesi ve suçun işlenmesiyle bozulan toplumsal düzenin barış yoluyla yeniden tesisini sağlayıcı nitelikte bir hukuksal kurumdur. 01/06/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK’nın 73. maddesinin sekizinci fıkrasında, "Suçtan zarar göreni gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisi olup, soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı bulunan suçlarda, failin suçu kabullenmesi ve doğmuş olan zararın tümünü veya büyük bir kısmını ödemesi veya gidermesi koşuluyla mağdur ile fail özgür iradeleri ile uzlaştıklarında ve bu husus Cumhuriyet savcısı veya hâkim tarafından saptandığında kamu davası açılmaz veya davanın düşürülmesine karar verilir" hükmü ile uzlaşma kurumuna, aynı tarihte yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın 253, 254 ve 255. maddelerinde ise, uzlaşmanın şartları, yöntemi, sonuçları, kovuşturma aşamasında uzlaşma ile birden fazla failin bulunması hâlinde uzlaşmanın nasıl gerçekleşeceğine ilişkin hükümlere yer verilmiştir. 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun"un ikinci maddesiyle, 5237 sayılı TCK"nın 73. maddesinin başlığında yer alan “uzlaşma” ibaresi metinden çıkarılmış, 45. maddesiyle de aynı maddenin sekizinci fıkrası yürürlükten kaldırılmış, yine 24 ve 25. maddeleri ile CMK"nın 253 ve 254. maddeleri değiştirilmiştir. CMK"nın 5560 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile değiştirilen 253. maddesinin üçüncü fıkrası; "(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlar ile cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez." biçimdeyken 09/07/2009 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 5918 sayılı Kanun"un sekizinci maddesiyle anılan fıkraya "Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde de uzlaşma hükümleri uygulanmaz" cümlesi eklenmiştir. 02/12/2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesi ile yapılan değişiklikle madde başlığı "Uzlaştırma" olarak değiştirilmiş ve 6763 sayılı Kanun ile uzlaştırma kapsamındaki suçların sayıları artırılmış, TCK"nın 106. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen tehdit, aynı Kanun"un 141. maddesinde düzenlenen hırsızlık ve 157. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçları uzlaştırma kapsamına alınmış, etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlara ilişkin sınırlama kaldırılmıştır. Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar yönünden ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar da uzlaştırma kapsamına dahil
    .5.
    edilmiştir. Uzlaştırma kurumu, fail ile devlet arasındaki ceza ilişkisini sona erdirmesi bakımından maddi hukuka da ilişkin bulunması nedeniyle yürürlüğünden önceki olaylara uygulanabilecek, bu uygulama sadece görülmekte olan davalar bakımından geçerli olmayacak, 5237 sayılı Kanun"un 7/2. maddesindeki düzenleme de nazara alınarak kesinleşen ve infaz edilmekte olan hükümlerde de uygulanabilecek ve bu husus infaz aşamasında gözetilebilecektir. Yerine getirilen hükümler yönünden ise, uzlaştırma sanığın hukuki yararının bulunması koşuluyla uygulanabilecektir.
    Uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma evresinde yapılması gereken bir işlem olduğu, kovuşturma aşamasında uzlaştırma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir.
    Uzlaştırma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaştırma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde uzlaştırmanın uygulanması gerekmekte olup uzlaşma başarıyla gerçekleşir ve edim bir defada yerine getirilirse kamu davasının düşmesine karar verilecektir.
    3) Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 13.03.2012 gün ve 3/270-88 sayılı kararında belirtildiği üzere; ceza muhakemesi hukukumuzda mahkemelerce bir yargılama faaliyetinin yapılabilmesi ve hüküm kurulabilmesi için, yargılamaya konu edilecek eylemle ilgili, usulüne uygun olarak açılmış bir ceza davası bulunması gerekmektedir. 5271 sayılı CMK’nın 170/1. maddesi uyarınca ceza davası, kural olarak Cumhuriyet savcısı tarafından düzenlenecek bir iddianame ile açılır. Anılan Kanunun 170. maddesinin 4. fıkrasında da; “iddianamede, yüklenen suçu oluşturan olaylar, mevcut delillerle ilişkilendirilerek açıklanır” düzenlemesine yer verilmiştir.
    CMK"nın 225. maddesinde yer alan; “hüküm, ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme, fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir” şeklindeki düzenleme gereğince de hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
    Anılan yasal düzenlemelere göre, iddianamede açıklanan ve suç oluşturduğu ileri sürülen eylemin dışına çıkılması, dolayısıyla davaya konu edilmeyen fiil veya olaydan dolayı yargılama yapılması ve açılmayan davadan hüküm kurulması yasaya açıkça aykırılık oluşturacaktır.
    Öğretide “davasız yargılama olmaz” ve “yargılamanın sınırlılığı” olarak da ifade edilen bu ilke uyarınca, hâkim ancak hakkında dava açılmış bir fiil ve kişi ile ilgili yargılama yapabilecek ve önüne getirilen somut uyuşmazlığı hukuksal çözüme kavuşturacaktır.
    İncelenen dosyada;
    Tehdit suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, tartışma sırasında şikayetçi..."yi evin mutfağından aldığı bıçağı herhangi bir söz söylemeden gösterip teşhir etmek suretiyle tehdit ettiğinden bahisle cezalandırılması talebiyle kamu davasının açıldığı, yargılama neticesinde Şarkikaraağaç (Kapatılan) Sulh Ceza Mahkemesinin 03/10/2012 tarihli ve 2010/9 esas, 2012/300 sayılı kararıyla suça sürüklenen
    .6.
    çocuğun TCK"nın 106/1-1. cümle, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddeleri gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 3 yıl denetim süresi belirlenmesine karar verildiği, kararının kesinleşmesini müteakip, Alanya 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 24/12/2014 tarihli ve 2014/1211 esas ve 2014/511 sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun denetim süresi içerisinde işlediği hırsızlık suçundan, TCK"nın 141/1, 35 ve 62. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis cezasına mahkum edildiğinin ihbar edilmesi üzerine, Şarkikaraağaç Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2016 tarihli ve 2015/7 esas, 2016/421 sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun şikayetçiyi öldürmekle tehdit ettiği kabul edilerek suça sürüklenen çocuk hakkındaki hükmün açıklanması ile TCK"nın 106/1-1.cümle, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibariyle sabıkasız olduğu anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamı, kanun yararına bozma istemi ve tüm bu açıklamalar birlikte değerlendirildiğinde;
    1) Seçenek yaptırıma çevirme zorunluluğu yönünden;
    Suça sürüklenen çocuk ..."nın suç tarihi itibariyle sabıkasız olması karşısında, tehdit suçundan hükmolunan 2 ay 6 gün hapis cezasının, TCK"nın 50/3. maddesindeki amir hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasında belirtilen seçenek yaptırımlardan birisine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi hukuka aykırıdır.
    2) Uzlaştırma yönünden;
    a) Hükmün açıklanmasına neden olan kasıtlı suçun, TCK"nın 141/1 maddesi uyarınca hükmolunan hırsızlık olması, hükümden sonra 02/12/2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesi ve maddeye eklenen fıkraya göre uzlaşma hükümlerinin yeniden düzenlenmesi ve TCK"nın 141/1 maddesi kapsamındaki hırsızlık suçunun uzlaştırma kapsamına alınması karşısında, hırsızlık suçu yönünden, uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı araştırılarak, anılan hüküm yönünden uzlaştırma işleminin olumlu sonuçlanmış olması durumunda, suça sürüklenen çocuğun denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinin zorunlu olduğu gözetilmemiş ve hükmün açıklanmasına karar verilmiştir.
    b) 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34 ve 35. maddeleriyle, 5271 sayılı CMK"nın 253 ve 254. maddelerinde yapılan değişiklik çerçevesinde suça sürüklenen çocuğa yükletilen TCK"nın 106/1-1. cümlesi kapsamındaki tehdit suçu uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Buna karşın, incelemeye konu suç yönünden uzlaştırma işlemlerinin yerine getirilmesi gerektiği gözetilmemiş ve bu suretle yasaya aykırı davranılmıştır.
    3) CMK"nın 225. maddesi yönünden;
    Şarkikaraağaç Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/4 soruşturma sayılı dosyası üzerinden 05/01/2010 tarihinde düzenlenen ve "...evin mutfağından aldığı bıçağı herhangi bir
    .7.
    söz söylemeden müştekiye gösterip teşhir etmekle üzerine atılı suçları işlediği..." biçimindeki anlatımı içeren iddianameyle suça sürüklenen çocuk ..."nın TCK’nın 106/1- son cümle ve 31/3. maddelerinin tatbiki suretiyle cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına, iddianamenin anlatım kısmında suça sürüklenen çocuğun şikayetçiyi öldürmekle tehdit ettiğine dair bir anlatımın yer almamasına karşın, Şarkikaraağaç Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2016 tarihli ve 2015/7 esas, 2016/421 sayılı kararıyla suça sürüklenen çocuğun şikayetçiyi öldürmekle tehdit ettiği kabul edilerek hüküm kurulmak suretiyle CMK"nın 225. maddesine aykırı davranıldığı anlaşılmıştır.
    Açıklanan nedenlerle; tehdit suçundan suça sürüklenen çocuk ..."nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 106/1-1. cümle, 29, 31/3 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 6 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Şarkikaraağaç Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2016 tarihli ve 2015/7 esas, 2016/421 sayılı kararında isabet bulunmamaktadır.
    IV-Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle,
    Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, Şarkikaraağaç Asliye Ceza Mahkemesinin 27/12/2016 tarihli ve 2015/7 esas, 2016/421 sayılı kesinleşen kararının, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre sonraki işlemlerin, CMK"nın 309/4 maddesi gereğince mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 24/01/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi