3. Hukuk Dairesi 2017/341 E. , 2017/3458 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak ve tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ve davalı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 21.03.2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av.... geldi. Temyiz eden davacılar ve vekili adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar vekili; davalı ile davacıların miras bırakanı Ural Kazım Baç arasında 01.11.2005 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, sözleşmede yıllık kira bedelinin 38.000 USD olduğu ve yıllık peşin ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davalı kiracının 01.11.2013-31.10.2014 dönemine ilişkin 38.000 USD kira alacağının 01.11.2013 tarihinden itibaren ticari faizi ile ve 01.11.2014-31.10.2015 dönemine ilişkin 38.000 USD kira alacağının 01.11.2014 tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline, temerrüt nedeniyle davalının kiralanandan tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; taşınmazın davalı tarafından tahliye edildiğini, geç teslim dolayısıyla ancak tazminat istenebileceğini, Bodrum İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/969 esas 2015/243 karar sayılı dosyasında 2013 yılına ilişkin kira bedeline ilişkin yapılan takip nedeniyle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, kira alacağının kabulüne, alacağın 38.000 USD"lik kısmı için 24.04.2014 tarihinden itibaren faiz işletilmesine ve taşınmazın tahliyesine karar verilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekilinin faize yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Temerrüt (gecikme) faizi, borçlunun para borcunu zamanında ödememesi ve temerrüde düşmesi üzerine kanun gereği kendiliğinden işlemeye başlayan ve temerrüdün devamı süresince varlığını sürdüren, alacaklının zararın varlığını ve miktarını ve borçlunun kusurunu ispat zorunda kalmaksızın borçlunun ödediği ve miktarı yasalarla belirlenmiş asgari, maktu bir tazminattır (Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.6.1997 gün ve 1997/11-278 - 529 sayılı ilamı). 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 101/2 maddesi hükmü gereği(6098 sayılı TBK"nun 117.maddesi) borcun ifa olunacağı gün sözleşme ile belli edilmiş ise ihtar şartı aranmadan bu günün bitmesi ile borçlu mütemerrit olur.
6098 sayılı TBK"nun 314.maddesine göre “kiracı, aksine sözleşme ve yerel adet olmadıkça, kira bedelini her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödemekle yükümlüdür.
Olayımızda; davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.11.2015 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede kira bedelinin peşin ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davalı vekili, kira bedellerinin yıllık peşin olarak ödendiğine itiraz etmemiştir. BK.nun 101/2 (TBK.nun 117) maddesi uyarınca kesin vadeye bağlanmış olan bu edimin ifası yönünden borçlunun ayrıca ihtarla temerrüde düşürülmesine gerek bulunmadığından ve kira parasının yıllık ödendiğine davalının da bir itirazı olmadığından, faiz başlangıç tarihinin kira bedellerinin ödeme günlerinden itibaren faizi ile tahsiline karar verilmesi gerekirken, 38.000 USD yönünden 24.04.2014 tarihinden itibaren ve 38.000 USD yönünden de infazda tereddüt oluşturacak biçimde, faiz başlangıç tarihi belirtilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve kanuna uygun olan hükmün tahliye yönünden davacı yararına ONANMASINA, Yukarıda 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK. nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.