16. Hukuk Dairesi 2018/3983 E. , 2021/1445 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
...
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 166 ada 5 parsel sayılı 860,16 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, ...kızı ... adına tespit edilmiş ve tutanağın beyanlar hanesinde taşınmaz üzerindeki evin ... oğlu ...’ye ait olduğuna dair şerh yazılmıştır. Davacı ... oğlu ..., irsen intikal, satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, tespitin iptali ile taşınmazın adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında müdahil ... oğlu ..., irsen intikal, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davacı ..." nin davasının kabulüne, katılan ..." nin davasının reddine, çekişmeli 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile taşınmazın tamamının ... adına tapuya tesciline, muhdesata ait evin beyanlar hanesinde ... adına kaydedilmesine karar verilmiştir. Mahkemece verilen önceki hüküm, Dairemizin 24.02.2017 tarih, 2016/898 Esas, 2017/1089 Karar sayılı ilamı ile; "Çekişmeli ...,...parsel sayılı taşınmazda lehine muhdesat şerhi bulunan davalı ... ..." nin yargılama devam ederken 08.07.2008 tarihinde öldüğü halde, Mahkemece davalı ... ... mirasçıları davaya dahil edilmeden karar verildiği belirtilerek, davalı ... "nin tüm mirasçılarına tebligat çıkarılarak davaya dahil edilmeleri ile bu şekilde yöntemince taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir karar verilmesi” gereğine değinilerek sair yönleri incelenmeksizin bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacı ..." nin davasının kısmen kabulüne, asli müdahil ..."nin talebinin kabulüne, çekişmeli 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile; Teknik Bilirkişi ... "ın 11.10.2017 tarihli rapor ekindeki krokide (Ah:1) (evin zemini) ve (A) harfleri ile gösterdiği kırmızı ve yeşil renkli kalemle boyanmış olan toplam 101.94 metrekarelik kısmının ifraz edilerek, bu kısma aynı adada son parsel numarası verilerek asli müdahil ... adına tapuya kayıt ve tesciline, yeni oluşturulacak bu parselin beyanlar hanesine (Ah:1) kodlu evin davacı ..."ye ait olduğunun şerh edilmesine, 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazın ifraz sonrası kalan 758,22 metrekarelik bölümün davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı ..., temyize konu 166 ada 5 parsel sayılı taşınmazın içerisinde bulunan evin ve zemininin müşterek murisleri ... ... tarafından 05.04.1971 tarihli taksim senediyle kendisine bırakıldığı iddiasıyla, tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Asli müdahil ... ise, taşınmazın üzerinde bulunan evin davacıya ait olduğunu, ancak evin ve eklentisi altında bulunan zeminin, kendisine ait olan 166 ada 4 parsel sayılı taşınmazın içerisinde kalması gerektiğini ileri sürerek davaya katılmıştır. Mahkemece, temyize konu taşınmazın kök muris ... ... tarafından oğullarına paylaştırıldığı, 166 ada 4 parselin ...’ye, ...’den de oğlu ... ’ye bırakıldığı, 166 ada 5 parselin ise davacı ... ...’ye bırakıldığı, dava konusu evin bulunduğu alanın 166 ada 4 parselin içerisinde kaldığı, dava konusu evin ise kök muris tarafından davacı ...’ye bırakıldığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın tarafların murisi ... ...’den geldiği hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın içerisindeki ev ve eklentisinin altında bulunan zeminin kök muris tarafından kime bırakıldığı noktasında toplanmaktadır. Dosya arasında bulunan 05.04.1971 taksim senedinde kök muris ... ... tarafından evin zeminiyle birlikte davacıya verildiği, mahalli bilirkişi ve tanıklarca da senette bahsedilen evin dava konusu edilen ev olduğu belirtilmesine rağmen, Mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmamış ve ayrıca 25.03.2008 tarihli keşifte davacının imzalı beyanında taşınmazın içerisinde bulunan evin yanında bulunun bahçedeki talebinden vazgeçtiğini, duruşmada alınan beyanında ise dava konusu ev ve zemini yönünden talebinin devam ettiğini belirttiği halde, bu husus kendisinden sorularak açıklattırılmamıştır. Bu şekilde eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için Mahkemece öncelikle, davacının talebi ile keşifte alınan ve duruşmada alınan beyanları açıklattırılarak aralarındaki çelişki giderilmeye çalışılmalı, ardından mahallinde yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler ve taraf tanıklarının usulüne uygun şekilde davet edilmeleri suretiyle fen bilirkişisi eşliğinde yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, mahalli bilirkişi ve tanıklardan sorulmak suretiyle 05.04.1971 tarihli taksim senedinin uygulaması yapılmalı, çekişmeli taşınmazdaki evin zeminiyle birlikte devredilip edilmediği, zeminiyle birlikte devredilmediyse evin zemininin kime, nasıl (hibe, bağış, satış) yapıldığı hususları sorulup maddi olaylara dayalı somut beyanları alınmalı, beyanları arasında çelişki doğması halinde bu çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı, çelişkinin giderilememesi halinde hangi beyana üstünlük tanındığının gerekçesi karar yerinde açıklanmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi.