16. Hukuk Dairesi 2015/18319 E. , 2017/8722 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu .... Köyü çalışma alanında bulunan 107 ada 29 parsel sayılı 2.463,48 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, hibe ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle kargir iki katlı ev ve tarla vasfıyla davalı adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmazın bir bölümünün 1/2 hissesinin taksimen kendisine intikal ettiği iddiasına dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, dava konusu 107 ada 29 parsel sayılı taşınmazın kadastro sırasında kardeşi davalı ... adına tespit ve tescil edildiğini, ancak çekişmeli taşınmaz içerisinde müştereken kullandıkları, eski ev, önündeki bahçe ve etrafındaki yoldan ibaret bölümünün babalarının sağlığında eşit hisseli olarak kendilerine bırakıldığını iddia ederek, bu kısmın 1/2"sinin tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Davalı ... ise; dava konusu taşınmazın tamamının müşterek muris....tarafından 1991 yılında kendisine hibe edildiğini, zilyetliğini devraldığını, tarafından kullanıldığını ve davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafından çekişmeli taşınmaz içerisinde davalı ile müşterek kullanımları için muris tarafından kendilerine bırakılan bir bölümün bulunduğunun kanıtlanamadığı gerekçe gösterilmek süretiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmak için yeterli değildir. Mahkemece yapılan keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanları çekişmeli taşınmazın, 17.09.2014 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün, tarafların müşterek murisi....tarafından, davacı ve davalıya bırakılıp bırakılmadığı noktasında çelişkilidir. Mahkemece, beyanlar arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verilmiş olup, ayrıca mahalli bilirkişi ve tanık beyanları davanın aydınlatılması bakımından hüküm vermeye yeterli değildir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez. O halde doğru sonuca ulaşılabilmesi için; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi bulunduğu ve mevcut araştırma ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın aydınlatılamadığı gözetilerek, taraflardan tespit bilirkişilerini tanık olarak dinletmek isteyip istemedikleri sorularak tarafların talebine göre taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve teknik bilirkişi huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün, tarafların müşterek murisi....tarafından taraflara hibe edilip edilmediği, murisin ölümünden önce bu bölümde taşınmazın tamamında kimin ne şekilde ne kadar süredir zilyet olduğu, murisin ölümünden sonra taşınmaz bölümünün kimin hangi nedenle kullandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, yerel bilirkişi ve tanıkların sözleri arasında doğabilecek çelişkiler, gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeli, kadastro tespitine aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenerek çelişkinin giderilmesine çalışılmalı, fen bilirkişiden keşif ve uygulamayı denetlemeye elverişli rapor alınmalı, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Belirtilen şekilde araştırma ve inceleme yapılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 08.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.