Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK’nun 127.maddesine göre “İlanın birer sureti borçluya ve alacaklıya ve taşınmazın tapu siciline kayıtlı bulunan alakadarlarının tapuda kayıtlı adresleri varsa bu adreslerine tebliğ olunur. Adresin tapuda kayıtlı olmaması halinde ayrıca adres tahkiki yapılmaz, gazetedeki satış ilanı tebligat yerine geçer.
Somut olayda borçluların toplam 18/40 hissesi 30.07.2007 tarihinde ihale edilmiştir. İhalenin feshini talep eden K.. S..., taşınmazda hissedar olduğu için ihalenin feshini isteyebilecek ilgililerdendir. Şikayetçiye satış ilanı 28.05.2007’de bizzat tebliğ edilmiştir. Taşınmaz hissedarlarından S.. S... takip öncesinde 17.02.2003 tarihinde öldüğü, satış ilanı tebligatının ölü olduğu halde 25.05.2007 tarihinde Tebligat Kanunu’nun 35.maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Satış ilanının S... S...’in mirasçılarına tebliğ edilmemesi ihalenin feshi nedeni ise de bu usulsüzlüğü ancak ölü hissedarın mirasçıları ileri sürebilir. Şikayetçiye satış ilanı taşınmaz hissedar sıfatı ile tebliğ edildiğinden, şikayetçinin aynı zamanda ölü kişinin mirasçısı olması onu bu usulsüzlüğü ilahenin feshi sebebi olarak ileri sürme hakkı vermez.
Mahkemece şikayetin reddi yerine ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.