3. Hukuk Dairesi 2015/17074 E. , 2017/3661 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki elektrik aboneliğinin devam ettiğinin tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; müvekkilinin Aksaray, Merkez, Seleciköse köyünde bulunan taşınmazının üzerine mesken yaptırdığını, elektrik aboneliği yapmak ve resmi prosedürleri takip etmek için Koçak Mühendisliğe evraklarını verdiğini, Koçak mühendislik tarafından gerekli işlemlerin yapılarak müvekkiline meskenine 11965150 nolu abonelikle elektrik bağlandığını, davalının bir süre sonra sunulan evraklarda eksiklik olduğu gerekçesiyle elektriğin kesileceğini bildirdiğini, davalının bu hareketinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığını, davalının müvekkilini kendi hatalı işlemi nedeniyle abone yapmasına rağmen aboneliğin iptali yönündeki işleminin TMK 2. maddesine aykırı olduğunu, davalının keyfi olarak hareket ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile müvekkilinin gayrimenkulü üzerindeki elektrik aboneliğinin devam ettiğinin tespitine, davalı kurumun iptal işleminin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının da arasında bulunduğu bazı aboneliklere ilişkin olarak, Aksaray İl Özel İdaresi İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü tarafından düzenlenip abonelik dosyasına sunulan yapı izin belgesinin sahte olduğunun şikayet dilekçeleri üzerine yapılan kurum içi soruşturma ile tespit edildiğini, davacıya durumun bildirildiğini, davacının belge aslını sunmaması üzerine aboneliğinin iptal edildiğini, davacıya ait abonelik işlemlerini yapan Koçaksaray Mühendislik İnşaat ... Şti. Yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve soruşturmanın devam ettiğini, yasal mevzuatça öngörülen abonelik şartlarını yerine getirmeden abonelik yapılması ve elektrik verilmesinin beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının yasal şartları yerine getirmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
../..
-2-
1) Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen dikkate alınması gerekir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 1.maddesinde kanunun amacı açıklandıktan sonra, “Kapsam” başlıklı 2.maddesinde; “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar..” hükmüne yer verilmiştir. Kanunun 3.maddesinde; “Mal; Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi kapsar.
Tüketici ise, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan kanunun 3/d maddesinde; “Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; kanunun amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Bu açıklamalar ışığında, somut olay incelendiğinde; davacı ile davalı arasında, 08.03.2014 tarihli abonelik sözleşmesinin bulunduğu, abone grubunun mesken olduğu, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığı ve davacının da 6502 sayılı yasa kapsamında, ""tüketici"" tanımına uyduğu açık olup, olayda 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; o yerde ayrı bir tüketici mahkemesi varsa çekişmenin tüketici mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği gözetilmeden, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde esasa ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2) Bozma nedenine göre, şimdilik davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.