3. Hukuk Dairesi 2016/21735 E. , 2017/3686 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; muris ......."in mirasçısı olduğunu, ...."ın ölümüyle mirasının kendisi ile davalılar ..., ... ve dava dışı kardeşleri Vasfi ....k ile ...fi ve Meral"in hisselerini kendisine verdiklerini, köyde yapılan kadastro çalışmalarında murisin taşınmazlarının zuhulen yalnızca davalılar adına tespit ve tescil edildiği için kamulaştırma dosyalarında davalı olarak yalnızca .... taraf olarak yer aldıklarını ancak dava konusu taşınmazların mülkiyetinin murise ait olduğunu, davalılar ve paylarını kendisine vermiş olan Vasfi ve Meral"in hisselerinin tespit edilerek şimdilik 15.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; kendilerinin ...."ın çocukları olmadıklarını, adı geçen kişinin babalarının kendi annelerinden önce evlendiği ve çocuksuz olarak vefat eden üvey anneleri olduğunu, ...."ın çocuksuz olarak ölümünden sonra babaları olan Cemal"in Yosma ile evlediğini ve bu evlilikten kendilerinin dünyaya geldiğini, çocuksuz olarak ölen kişinin sağ kalan eşinden miras talep etmesinin söz konusu olamayacağını, ancak ...."a ait mirastan babalarına düşen miktardan bir talep haklarının mevcut olduğunu, ancak bunu talep etmediklerini, davacının talep ettiği taşınmazların satın alındığı ve bu tarihten beri zilyet olarak ellerinde bulunduğu belgelerle sabit olduğunu, kadastro tespitleri sırasında bu taşınmazların kendilerinin murisine ait olduğu bizzat mirasçı olarak bahsedilen Vasfi Şimşek tarafından bildirildiğini, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece; 101 ada, 16 parsel sayılı taşınmazın yarısının, 133 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazın tamamının ......."ten miras kaldığı, dava konusu taşınmazların davalıların babası .... olan kadastro tespiti ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının yolsuz bir tescil olduğu, dava konusu taşınmazların ....... mirasçılarına
ait olması gerektiğinin ortaya çıktığı, ancak dava konusu taşınmazların kamulaştırılması nedeniyle tescil yönünden bir hüküm kurulamadığı için yapılan yargılama sonucunda bir tespit hükmü kurulmakla yetinildiği, davacının ......."in mirasçısı olduğu, dava konusu taşınmazların kamulaştırılması nedeniyle alınan kamulaştırma bedelinden davacının da hak alması gerektiği halde tüm kamulaştırma bedellerinin davalılar tarafından tahsil edildiğinin anlaşıldığı gerekçesi ile;
Davanın kısmen kabulüne; ..... İli, Olur İlçesi, Taşlı Köy Mahallesinde bulunan kamulaştırılması nedeniyle Olur Tapu Müdürlüğü"ne 10/07/2014 tarih ve 410 Yevmiye numarası ile terkin edilen 101 ada 16 parsel nolu taşınmazın 1/2 hissesi ile ..... İli, Olur İlçesi, Taşlı Köy Mahallesinde bulunan ve kamulaştırılmaları nedeniyle Mali Hazinesi adına tescil edilen 133 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespiti sonucu davalıların murisi olan İlyas oğlu .... adına oluşturulan tapu kayıtlarının yolsuz bir tescil olduğunun tespiti ile tarafların ortak murisi Hafiz kızı ......."e ait olduğu ve ondan miras kaldığının tespitine, ......."e ait Oltu Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/356 Esas - 2013/364 karar sayılı veraset ilamına göre davacının dava konusu ..... İli, Olur İlçesi, Taşlı Köy Mahallesinde bulunan ve kamulaştırılan 101 ada 16 parsel sayılı taşınmazda 1/12 hisse oranında, dava konusu 133 ada 1 ve 4 parsellerde ise 2/12 oranında hisse sahibi olması gerektiğinin tespiti ile bu oranda mülkiyet hakkının tespitine karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; muristen intikal eden taşınmazların kadastro tespiti sırasında yalnızca davalılar adına tescil edilmesi sonucu tüm kamulaştırma bedelinin davalılara ödenmesi nedeniyle davalıların sebepsiz zenginleştikleri iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Somut olayda; davacının murisi olan ......."in vefatından sonra,......."in eşi olan ...."in davalıların annesi olan Yosma ile evlendiği, her ne kadar davalıların ......."in yasal mirasçısı olarak görünmeseler de ...."dan babalarına intikal etmiş olan mirastan hak sahibi oldukları anlaşılmaktadır. Ne var ki dosyaya celp edilen kamulaştırma dosyaları arasında yalnızca davaya konu olan 101 ada 16 parsel sayılı taşınmaz ile 133 ada 1 ve 4 parsel sayılı taşınmazların kadastro tutanaklarının bulunduğu, taşınmazların komşularına ilişkin tutanakların bulunmadığı, böylece davaya konu taşınmazların evveliyatında kimin adına kayıtlı ya da kullanımında olduğunun ve davanın taraflarının bu taşınmazlarda hakları olup olmadığının usulune uygun araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece; davaya konu taşınmazların komşularını gösterir kroki ile komşu taşınmazların kadastro tutanaklarının, varsa komşu taşınmazların vergi ve kök tapu kayıtlarının tedavülleriyle birlikte getirtilip, kadastro mühendisi (harita mühendisi), mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları marifetiyle yeniden keşfe gidilerek, keşif sırasında hangi parsellerde keşif yapıldığı da belirtilerek, davalıların dayandıkları adi satış sözleşmelerinin (2 adet) sınırları da tek tek okunup mahalli bilirkişi ve tanıklardan sorularak, komşu taşınmazların varsa kayıtlarıyla denetlenerek, zemine uygulanıp bu senetlerin davaya konu taşınmazları kapsayıp kapsamadığı, duraklamaya yol açmayacak şekilde belirlenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma ile yukarıdaki gibi hüküm kurulması doğru görülmeyerek bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK"nun 428.maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.