21. Hukuk Dairesi 2017/1583 E. , 2019/2199 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ: Bölge Adliye Mahkemesi 32. Hukuk Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
KARAR
A)Davacı İstemi;
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkilinin 28/08/2008 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu yüksekten düşme neticesinde %47 oranında sürekli iş göremez hale geldiğini, olay sonrası müvekkilinin maddi tazminat alacağının tahsili için ...1. İş Mahkemesinin 2009/532 Esas sayılı dosyası ile dava açtığını, bu davada müvekkilinin maddi tazminata ilişkin hak ve alacaklarının tahsiline karar verildiğini, kararın Yargıtay incelemesi sonucu onanarak kesinleştiğini, kesinleşen mahkeme ilamı sonucu müvekkilinin %47 oranında malül kaldığını, ...Eğitim Sistemlerinin %20, ... Mühendisliğin %40,... Mühendisliğin %20 ve davacı ..."nün %20 kusurlu olduğuna dair oranların kesinleştiğini, müvekkilinin manevi tazminat davası açma hakkını saklı tuttuğunu ileri sürerek müvekkilinin geçirmiş olduğu iş kazası sonucu uğradığı cismani zarar nedeni ile 28/08/2008 tarihinden itibaren 200.000,00 TL" nin işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
B)Davalı cevabı;
Davalı ... Eğitim Tesisleri İşletme ve Ticaret A.Ş. vekili;
Zamanaşımı itirazında bulunduklarını, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
Davalı ... Mühendislik Yapı Malzemeleri San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevabı;
Meydana gelen iş kazasının davacının kusurundan kaynaklandığını, davacının şantiye sınırları içerisinde kendisine ve diğer işçilere tahsis edilen tuvalet bulunmasına rağmen yatakhanenin bulunduğu kattan başka bir kata çıktığını, tamamen dikkatsizliği neticesinde inşaat halindeki binanın asansör boşluğuna düştüğünü, olayın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.Davalı ... Proje Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili;
Davacı işçi ile müvekkili şirket arasında herhangi bir işçi işveren ilişkisi olmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, ayrıca müvekkili şirket ile davacı işçi arasında akdedilmiş herhangi bir iş sözleşmesi olmadığı gibi işveren ilişkisi de olmadığını, bu nedenle müvekkili şirket yönünden davanın iş mahkemelerine açılmasının mümkün olmadığını, görev itirazında bulunduklarını, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, kusur sorumluluğunda sorumluluğun doğması için kusur unsuru yanında nedensellik bağı da bulunması gerektiğini, kaza geçirenin kendi kusurunun nedensellik bağını kesen bir sebep olduğunu, davacının 8 yıl önce geçirdiği bir kazadan dolayı manevi acı duyduğu gerekçesi ile 200.000,00 TL gibi yüksek bir miktar talep etmesinin kötü niyet göstergesi olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
C)İlk Derece Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
"... 1. İş Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu tarafların kusur oranları ile davacının %47 oranında malul kaldığı, ayrıca davalılar arasında asıl işveren üst işveren ilişkisi bulunduğu tespit edilmiştir. İşverenin yükümlülüğü; sadece işyerinde önlem almakla sınırlı olmayıp, alınan önlemlere uyulup uyulmadığını denetlemek ve önlemlere uyulmasını temini de kapsamaktadır. İşverenin, işyerinde doğmuş ve doğabilecek tüm tehlikeleri önlemek zorunluluğu olup, bu zorunluluk sonucu işyerinde, işveren tarafından tam anlamı ile geniş bir kontrol mekanizması kurulmalıdır. Açıklanan nedenlerle; kusur oranları da nazara alınarak 50.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasına ve davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair.." davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair karar verilmiştir.
D)Bölge Adliye Mahkemesi Gerekçesi ve Kararı:
""Tüm dosya kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları,... 1. Iş Mahkemesinin 24/12/2013 tarih, 2009/532 Esas, 2013/914 Karar sayılı dosyası ve ekleri, sosyo ekonomik durum araştırmaları, hep birlikte değerlendirildiğinde, davacının duyulan manevi acı ve elemini giderecek miktar ve ölçüde bir tarafın fakirleşmesine, diğer tarafında zenginleşmesine yol açmayacak tazminat miktarının mahkemece belirlenmiş olduğu, yerel mahkemece delillerin değerlendirilmesinde ve takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bu gerekçe ile kararın sonuç itibariyle isabetli olduğu, davacı vekilinin ve davalı ... Mühendislik vekili ve davalı ... Proje vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin HMK 353/1.b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE karar verilmiştir.
E) Davacı Temyiz Nedenleri;
Yerel mahkemece hükmedilen 50.000,00 TL manevi tazminatın çok düşük olduğu beyan edilmiştir.
F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe;
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici sebeplere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddine,
2- Dava, iş kazasına sonucu sürekli iş göremezliğe uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ülkemizde Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı 15.07.2016 tarihinde yapılan ve bastırılan darbe teşebbüsü sonrasında 20.07.2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kararı doğrultusunda, darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler kapsamında çıkarılan 03.10.2016 tarihli 675 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Dava ve Takip Usulü başlıklı 16. Maddesinde aynen;
“MADDE 16 - (1) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/8/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle red kararı verilir. Bu kararlar duruşma günü beklenmeksizin dosya üzerinden kesin olarak verilir ve davacılara resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(2) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/8/2016 tarihinden önce başlatılan icra ve iflas takipleri ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen takipler hakkında icra müdürlüklerince, 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi uyarınca düşme kararı verilir. Bu kararlar dosya üzerinden kesin olarak verilir ve takip alacaklısına resen tebliğ edilir. Tarafların yaptığı takip giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.(3) 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya takibin düşmesine karar verilir.
(4) Birinci ve ikinci fıkralar uyarınca verilen kararlarda davacı veya alacaklının 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesinde belirtilen usule uygun olarak ilgili idari makama, tebliğ tarihinden itibaren otuz günlük hak düşürücü süre içinde başvurabileceği belirtilir. İdari başvuru üzerine idari merci tarafından verilecek karar aleyhine idari yargıda dava açılabilir. İdari yargının verdiği karar kesin olup, uyuşmazlık adli yargıda hiçbir şekilde dava konusu yapılamaz.” hükmü getirilmiştir.Dava dosyası 675 Sayılı KHK. nin 16/1. maddesi kapsamında değerlendirildiğinde;
Davacının çalıştığı davalı ... Eğitim Tesisleri İşletme ve Ticaret A.Ş.nin 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurumlara ilişkin listede yer aldığı ve kapatıldığı anlaşıldığından dava hakkında 675 Sayılı KHK. nin 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebepten dolayı kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK’nun 373/1. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının 675 Sayılı KHK. nin 16/1. maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesi"ne, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 21/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.