3. Hukuk Dairesi 2015/17287 E. , 2017/3825 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen 25.422,60 TL kaçak elektrik borcundan sorumlu olmadığını, şirket yetkilisinin kaçak elektrik kullanma suçundan yargılandığı ceza davasından beraat ettiğini belirterek, 25.422,60 TL"den borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacı abonenin sökülen sayacının yapılan teknik incelemesinde, sayaca müdahale edilmek suretiyle sayacın eksik tüketim kaydettiğinin belirlendiğini ve bu rapora göre davacının kaçak elektrik kullandığının sabit olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, davacının davalıya 12.428,93 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Temyize konu dava, 6335 sayılı yasa ile değişik 6102 sayılı TTK"nın 4. ve 5. maddelerinin yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden sonra, 28.12.2012 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmıştır.
Anılan Yasanın 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava olabilmesi için uyuşmazlığın her iki tarafının da tacir olması ve ticari işletmeleriyle ilgili hususlardan doğmuş bulunması veya anılan yasa maddesinde sayılan mutlak ticari davalardan olmasının gerekli ve yeterli olduğu belirtilmiş; müteakip 5. maddesinde ise, “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4 üncü madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır... Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki, 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir.Görevle ilgili konularda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Eldeki dosyada ise, dosya içerisindeki belgelerden, her iki tarafın da tacir olduğu somut olayda, davacı şirketin işyerine ilişkin abonelik türünün sanayi tarifesi üzerinden olduğunun anlaşılması karşısında, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili olarak açılan iş bu davada uyuşmazlık ticari mahiyette olup, uyuşmazlığın çözümü Asliye Ticaret Mahkemesinin görevi içerisindedir.
Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, öncelikle yargı yerinde ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi varsa görevsizlik nedeniyle HMK"nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine, ayrı Asliye Ticaret Mahkemesi yoksa davaya Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla bakılması ve 6100 sayılı HMK"nun 297/1-a maddesi uyarınca da kararın Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla verildiğinin hükümde gösterilmesi gerekirken, bu yön gözardı edilerek davanın esası hakkında hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.