Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/17566
Karar No: 2017/3867
Karar Tarihi: 27.03.2017

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2015/17566 Esas 2017/3867 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2015/17566 E.  ,  2017/3867 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı dilekçesinde; dava dışı Recai Eskicioğlu"nun davaya konu ... ili Güzelbahçe ilçesinde kain 86 p.ile 2 pafta 808 p.de kayıtlı taşınmazlar için diğer tapu malikleri ile birlikte dava dışı 3.kişi konumundaki SS.Sakinkent Konut Yapı Koop. ile ... 8. Noterliği"nden 17.02.1997 tarihli düzenleme şeklinde arsa payı karşılığı bağımsız bölüm ve satış vaadi sözleşmesi yaptığını; dava dışı Recai"ye diğer tapu malikleri ile yapılan paylaşım neticesinde 36 no"lu bağımsız bölümün verildiğini, Recai"nin de bu bağımsız bölümü oğlu vasıtası ile 04.12.2007 tarihli harici satış sözleşmesi ile davalıya sattığını,sonrasında da davalının bu bağımsız bölümü 20.02.2009 tarihli harici satış sözleşmesi ile kendisine 120.000 TL bedelle sattığını ve kendisi tarafından söz konusu bedelin ödendiğini; ancak davalının ilgili bu bağımsız bölümün tapusunu kendisine devretmediğini, zararının denkleştirici adalet ilkesi gereği giderilmesi gerektiğini ileri sürerek; davanın kabulü ile, dava tarihi itibariyle zararlarına karşılık olarak şimdilik 120.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Islah dilekçesi ile müddeabih 178.500 TL"ye çıkartılmıştır.
    Davalı, davacının söz konusu taşınmazın hukuki ve fiili durumunu bilerek bu taşınmazı kendisinden satın aldığını,davanın husumetten reddi gerektiğini; kendisinin davaya konu taşınmazı 150.000 TL bedelle dava dışı Recai’nin oğlu ....’ten satın aldığını ve yine ....’ten 150.000 TL’lik teminat senedi aldığını, bu teminat senedinin ilgili taşınmazın eksiksiz, kullanılır, oturulur duruma getirilinceye kadarki teminatı olarak aldığını, kendisinin bu taşınmazı davacıya 120.000 TL bedelle sattığını, satış sonrasında 150.000 TL’lik teminat senedini de vade, lehdar vs. kısımları boş bırakılmış şekilde davacıya verdiğini, nitekim bunun harici sözleşmede de belirtildiğini; davacının, hem bu davayı açtığını hem de ilgili teminat senedini icraya koyarak dava dışı .... hakkında icra takibi başlattığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulü ile, 178.500 TL"nin ( dava tarihi olan 01/07/2013 tarihinden 120.000 TL"nin ıslah tarihi olan 29/06/2015 tarihinden itibaren 58,500 TL"nin ) yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara,kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi "Denkleştirici Adalet" düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici Adalet İlkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.
    Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
    Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.
    Mahkemece; ödenen satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle (çeşitli ekonomik etkenlerin ÜFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar, faiz ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücü, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, uzman bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmeli; bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmelidir.
    Somut olaya gelince; davacı ve davalı arasında düzenlenen 20.02.2009 tarihli harici satış sözleşmesi ile davaya konu edilen 36 nolu bağımsız bölümün 120.000 TL bedelle davacıya satıldığı; ancak, davalı tarafından ilgili taşınmazın tapuda davacıya devrinin yapılmadığı sabit olmakla, davacının davalıya ödediği bedelin yukarıda ifade edilen denkleştirici adalet ilkesinde güncellemeye esas alınan somut verilerin tek tek uygulanması suretiyle, ödeme tarihinden dava tarihine kadar paranın ulaştığı değer her bir somut veri için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır. Ne var ki, mahkemece hükme esas alınan10.12.2014 tarihli bilirkişi raporu incelendiğinde; sadece TEFE, çeyrek altın, asgari ücret, USD Dolarının esas alındığı; enflasyon, döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar, faiz ve benzeri ekonomik göstergelerin ise hesaplamaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, söz konusu bilirkişi raporunun hükme esas almaya yeter nitelik ve nicelikte olmadığı kuşkusuzdur.

    Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alınmak suretiyle, davacının harici taşınmaz satış sözleşmesi gereğince davalıya ödediği 120.000 TL"nin denkleştirici adalet ilkesinde güncellemeye esas alınan somut verilerin tek tek uygulanması suretiyle ödeme tarihinden dava tarihine kadar paranın ulaştığı değerin her bir somut veri için hesaplanması, sonra bunların ortalamasının alınması, (enflasyon, döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar, faiz ve benzeri ekonomik göstergelerin de hesaplamaya dahil edilmesi) suretiyle ilgili bedelin belirlenmesi; oluşacak sonuca göre (davacının hükmü temyiz ettiği de gözetilmek suretiyle yukarıda ifade edilen ilkeler uyarınca belirlenecek bedelin davacı aleyhine çıkması durumunda ise ""aleyhe hüküm kurma yasağı"" da dikkate alınmak suretiyle) hüküm kurulması gerekmektedir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi