3. Hukuk Dairesi 2015/17851 E. , 2017/3871 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 2009 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma neticesinde müşterek çocukları Alara"nın velayetinin davalı babaya verildiğini ve müşterek çocuk için kendisinin aylık 300,00 TL iştirak nafakası ödemesinin hüküm altına alındığını ve Devlet memuru yüzdelik zamları oranında nafakanın arttırılması hususunda davalı ile anlaştıklarını,ancak velayet her ne kadar davalı babaya verilmiş ise de müşterek çocuğun 2013 yılı Haziran ayına kadar fiilen kendisi ile birlikte yaşadığını,sadece tatillerde 3 ay babaannesinin yanına gittiğini,yanında kaldığı süre içerisinde müşterek çocuğun tüm ihtiyaçlarının kendisi tarafından karşılandığını,davalının sadece müşterek çocuğun servis ücretini ödediğini ve harçlığını verdiğini,bu durumun 2009 yılı Kasım ayından 2013 yılı Haziran ayına kadar devam ettiğini, davalının kendisi hakkında... İcra Müdürlüğü"nün 2013/4154 E. sayılı takip dosyası ile icra takibi başlattığını,hasta olması nedeniyle icra takibine itiraz edemediğini ve takibe konu 18.000 TL"yi 14.08.2013 tarihinde icra dosyasına ödediğini,yine ihtirazi kayıt ile 2.340,00 TL"lik ödemeyi de 18.09.2013 tarihinde yaptığını,ancak müşterek çocuğun fiilen yanında yaşadığı dönem için nafaka ödemekle yükümlü tutulmasının doğru olmadığını,davalının bu şekilde haksız zenginleştiğini,dershane masraflarının Ocak 2013 tarihinden Haziran 2013 tarihine kadar kendisi tarafından karşılandığını, müşterek çocuğun yaz aylarında 3 ay olmak üzere babaanne ve baba yanında kaldığı için kendisi tarafından yatırılan nafakadan her yıl 3 "er aylık nafaka bedeli düşürülmesi gerektiğini ileri sürerek, Kocaeli 1. icra Müdürlüğü"nün 2013/4154 doyasına haksız ödenen paranın istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, kesin hükme dayalı olarak yapılan icra takibinde ödenen paranın istirdadının istenemeyeceğini, müşterek çocuğun boşanmadan sonra 2013 yılı Haziran ayına kadar davacı ile birlikte yaşamadığını, kendisinin çocuğun her türlü masraflarını karşıladığını,kendisine karşı nafaka karşılığı olarak herhangi bir ödemede bulunulmadığını, kendisinin deniz subayı olduğunu ve görevde olduğu zamanlar çocuğun yeni eşi ile ya da babaanne ile bazen de halası ile kaldığını, esasen davacının çalıştığı şirketlerde üst düzey yönetici olması nedeniyle gün aşırı şehirlerarası seyahatler yaptığından çocuğun her zaman yanında bulunmasının mümkün olmadığını, davacıdan icra yolu ile tahsil edilen paraların yine müşterek çocuk için harcandığını savunarak,davanın reddini istemiştir.
./..
Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile, 12.486,62 TL"nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Ancak,karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 13.maddesinde""
(1) Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin İkinci Kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) Tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir.
(2) Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez."" düzenlemesi yer almaktadır.
Mahkemece davalı lehine davanın reddedilen kısmı olan 1.357,14 TL üzerinden yukarıda ifade edilen yasa hükmü uyarınca belirlenen 1.357,14 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile 1.500,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
3-Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının diğer temyiz itirazlarının reddine,ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün 4.bendinin hüküm fıkrasından çıkarılarak 4.bent yerine""Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T."nin 13/2 maddesi uyarınca davanın reddedilen kısmı üzerinden hesaplanan 1.357,14 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine"" ifadelerinin yazılmasına,hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere,
27.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.