3. Hukuk Dairesi 2017/394 E. , 2017/3939 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 28/03/2017 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av. .... geldi. Karşı taraf davalı vekili adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve (hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra) işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00"e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dilekçesinde; Taraflar arasında 19.09.2008 tarihinde imzalanan 1 yıl süreli kira sözleşmesi ile 4...ğü tescil no 1280 sicille kayıtlı Dimtaş -2 Duba yüzer şahmerdanın davacıya kiralandığını, kira sözleşmesi gereğince 100 ton kaldırması gereken vinçin bu niteliğe sahip olmadığını, böylece denizden 100 tonluk parça malzemelerin çıkarılamadığını ve işin maliyetinin arttığını, sözleşmenin sürdürülebilir olmaktan çıktığını, davalı şirketin ayıplı malı davacıya kiralayarak ve bu ayıbını gizleyerek davacı şirketten kira bedeli olarak 25.000.00.TL aldığını, ancak davalı şirketin 13.10.2009 tarihi itibariyle en az 80.000,00.TL menfi ve müspet zarara uğramasına neden olduğunu, davacının, davalıya borcunun bulunmadığını, davalı tarafın kötü niyetli olarak bir yılı aşkın süre bekledikten sonra takip yaparak alacak talebinde bulunduğunu, belirterek davacı firmanın uğradığı zararlar, takip konusu borçtan mahsup edilerek Fethiye 1.İcra Müdürlüğünün 2009/7592 esas sayılı icra dosyasında davalıya borcunun bulunmadığına, davacı firmanın uğradığı zararlar, takip konusu borçtan mahsup edildikten sonra halen davalı tarafından tazmin edilmemiş, menfi ve müspet zarar tazminat alacaklarından şimdilik 1.000,00.TL sinin davalıdan tahsiline, kötü niyetli davranan davalıya %40 inkar tazminatı yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı savunmasında; davacı borçlu şirketin dava dilekçesinde belirtmiş olduğu bütün iddiaların hem mesnetsiz hem de hukuka aykırı olduğunu, davalının, kendi üzerine düşen edimini, sözleşmede yer alan yüzer şahmerdan ve donanımlarının verildiği şeklindeki kayıtla
ispatladığını, kira sözleşmesinde davalı şirkete, kiralanın teslimi haricinde bir edim yüklenmediğini, ayıplı ifaya ilişkin davacı borçlu şirketin yazılı bir delilinin olmadığını, her hangi bir ihtar ya da ihbar göndermediğini, davacının, davalı şirkete borcunun olduğunu kabul ettiği halde hiç bir ödemede bulunmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda; mahkemece, davanın zamanaşımı yönünden reddi yanında aynı zamandan esastan da reddine karar verilmiştir.
Usul hukuku hükümleri uyarınca davanın zamanaşımı nedeniyle reddi kararı ile mahkeme artık dosyadan el çekmiş olup, dava dosyasında başka bir inceleme yapması mümkün değildir. Ne var ki; mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar verildikten sonra “davacı tarafça gerek B.K."nunda düzenlenen gerek T.T.K."nunda düzenlenen süreler içerisinde usulüne uygun olarak ihbarda bulunulmadığı gibi sözleşmenin feshi de talep edilmediği gerekçesiyle davanın esastan da reddine karar verilmiştir.
Bu durumda; mahkemece, usulden (zamanaşımı vb.) ve esastan red kararı verilmesi mümkün olmadığından, önce davanın usul kuralları uyarınca incelenip incelenmeyeceği değerlendirilip, usul hükümleri uyarınca davanın reddi mümkün ise usul yönünden davanın reddine karar verilmeli aksi takdirde davanın esasına girilip esas hakkında bir karar verilmelidir. Davanın usulden reddi kararının yanında esastan da reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 1.480 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.