11. Hukuk Dairesi 2015/10891 E. , 2016/5433 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ......FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/11/2014
NUMARASI : 2011/228-2014/261
Taraflar arasında görülen davada .......Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 10/11/2014 tarih ve 2011/228-2014/261 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup, duruşma için belirlenen 10/05/2016 günü hazır bulunan davacı vekili Av. A.... N...... ile davalılar vekili Av. Y.... A.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ...... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin ‘......’ ibareli isimle hastane işlettiğini, dava dışı Ö.... T.....’un genel müdür olarak görev yaptığını, bu genel müdürün A.....’daki hastanelerle işbirliği yapılması, onlardan birinin isim hakkının kullanılması yönünde tavsiye ve telkinlerde bulunduğunu, teklifin kabul gördüğünü, kendisine yetki verildiğini, genel müdürün davalı T...... firması yetkilisi C.... P...... ile görüşmelere başladığını, 12.11.1999 tarihinde bir sözleşme imzalayarak ‘.......’ unvanı veya bunun kısaltılmış şeklinin müvekkili tarafından kullanılmasının, ayrıca ‘....’ ve ‘......’ markalarının da kullanılacağının ve karşılığında da davalıya belli bir ücret ödeneceğinin kararlaştırıldığını, bu kapsamda avans ödendiğini, hastane isminin ‘......’ olarak değiştirildiğini, gerekli yatırımlar ve değişikliklerin yapıldığını, yaklaşık 5-6 ay sonra genel müdürün yolsuzluklarının ortaya çıktığını, yapılan araştırmada ‘.......’ ve ‘.......’ markalarını 07.07.1999 tarihinde adına tescil ettirdiğinin anlaşıldığını, iş akdine son verildiğini, bir yandan isim hakkı konusunda davalı tarafla görüşmeler sürdürülürken diğer taraftan sözleşme konusu ibareleri kendi adına tescil ettirdiğini, dava dışı müdürün marka hakkına dayalı olarak talepte bulunduğunu, müvekkilinin davalıya bu kişiye karşı hukuki yollara başvurmasını istediğini, davalının harekete geçmediğini, dava dışı hak sahibi görünen kişinin tescilden yararlanacağını, davalı yanın hak sahibi gibi icra takibine başvurduğunu, sözleşmenin yapıldığı tarihte hiçbir hak sahibi olmadığını, baştan kurulmadığını, marka hakkı sahibi görünen kişiden hakları devir aldığını, geçersiz sözleşmeye dayalı olarak ödenen meblağın iadesinin gerektiğini ileri sürerek, 110.495 USD’nin karşılığı TL’nin faiziyle tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkilleri T.....Ltd. Şti. ile C.... P......’un dava ile ilişkisi olmadığını, bir şirket adına kişinin muhatap alınmasının doğru olmadığını, husumet itirazlarının olduğunu, davacı ile haksız fiil ortağı dava dışı eski genel müdürü aleyhine açılan markanın hükümsüzlüğü davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasının gerektiğini, müvekkili şirketin isim ve marka kullanma hakkı sahibi olduğunu, davacıyla sözleşme imzalandığını, edimlerin ifa edilmeye başlandığını, davacı genel müdürün markaları adına tescil ettirdiğini, danışıklı olarak bu işlemleri yaptıklarını, ödenen paranın danışmanlık ve diğer hizmetlerin bedeli olduğunu, durumun müvekkile yazılan yazılarla sabit bulunduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davalılardan T..... T...... Inc"nin hak sahibi olduğu "......." unvanı, bu unvanın kısaltılmış şekli olan “.....” ve “......” ibareleri ile ilgili isim hakkının İstanbul bölgesinde kullanımına ilişkin hak sahibi ile davacı arasında 12/11/1999 tarihinde düzenlenen sözleşmenin bir bedel karşılığında olduğu, bu sözleşme doğrultusunda davacının davalıya belirlenen bedeli ödemesi gerektiği, bu bedelin isim hakkı kullandırılmasının yanında sözleşmenin ilgili maddelerinde belirtildiği üzere danışmanlık hizmeti ile ilgili hususları da içerdiği, sunulan faturalardan bir kısmının danışmanlık hizmetine karşılık düzenlenmesi sebebiyle ve danışmanlık hizmeti verilmesine ilişkin başkaca sözleşme bulunmaması nedeniyle aynı kanıya varıldığı, yapılan ödemenin sözleşme öncesi yapılan danışmanlık hizmetleri ile birlikte sözleşmenin düzenlendiği tarih itibariyle rayice uygun olduğu, davalı tarafın sebepsiz zenginleşmesinin söz konusu olmadığı, dava konusu ibarenin marka olarak davacının müdürü konumundaki Ö.... T...... adına tescil edilmesi işleminin sözleşmedeki hükümlerin gerçekleştirilmesine engel olmadığı, davalı T..... İ..... San.A.Ş."nin ödemeyi alan ve sözleşmede taraf olan konumu olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 1.350 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 12/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.