Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9101
Karar No: 2017/10462

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/9101 Esas 2017/10462 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2017/9101 E.  ,  2017/10462 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı ... vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 28/11/2017 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacı ... ve vekili Av. ... Cüylan ile diğer taraftan davalılar Hazine vekili Av. ... Sarp, Orman Yönetimi vekili Av. ... Soylu Kurt ve ... vekili Av. ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, 31.10.2007 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... köyünde bulunan yaklaşık 15.000 m² yüzölçümlü taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir.
    Davalı Hazine vekili 05.02.2008 tarihli cevap dilekçesi ile çekişmeli taşınmazın zilyetlikle iktisabı mümkün bulunmayan yerlerden olduğu, ayrıca; zilyetlik koşullarının davacı yararına oluşmadığı, ev, ahır ve samanlık yapılmasının imar-ihya olarak kabul edilemeyeceği savunmasıyla davanın reddini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili 10.06.2008 günlü cevap dilekçesi ile zilyetlikle kazanım şartlarının davacı yararına oluşmadığı, ... Köyünün belde olması ve imara açılması nedeniyle haksız olarak tescil davası açıldığından davanın reddini istemiştir.
    Yargılama sırasında TMK"nın 713. maddesi uyarınca ilgisi bulunması nedeniyle husumet Orman Yönetimine yaygınlaştırılmış, davalı ... Yönetimi 13.07.2011 tarihli dilekçe ile taşınmazın 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/1016 sayılı dosyasında tescile konu ... Ormanı ağaçlandırma sahasındaki ormanlık alan ile aynı toprak yapısına sahip ziraate elverişli olmadığı savunmasıyla davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.09.2013 gün ve 2013/3566 - 8048 sayılı bozma kararı özetle; "Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarım kültür arazisi olmadığı, ekonomik tarım özelliğinin bulunmadığı ve davacı yararına zilyetlik şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de toplanan deliller hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olmadığı gibi 16.06.2011 günü yapılan keşif sonrası rapor düzenleyen ziraat bilirkişisi Sadettin Gürsöz ve jeoloji bilirkişisi Mehmet Yılmaz"ın 21.07.2011 havale tarihli raporlarında, taşınmaz üzerinde 25-30 yaşlı antep fıstığı, 30 yaşlı çam, 30-40 yaşlı servi ve 20 yaşlı zeytin ağaçlarının olduğu, uzun zamandır imar-ihyasının tamamlandığı ve tarım arazisi niteliğinde kullanıldığı, yine orman bilirkişisi İshak Yetim tarafından hazırlanan 29.07.2011 havale tarihli raporda, orman sayılabilecek yerlerden olmadığı ve tarım arazisi niteliğinde olduğu yönünde görüş bildirilmesine rağmen, mahkemece, bilirkişi raporlarının aksine karar verilmesinin nedenleri gerekçeli kararda tartışılmamıştır. Ayrıca, hava fotoğraflarının uzman orman bilirkişi yerine fen bilirkişi tarafından değerlendirilmesi doğru olmadığı gibi, çekişmeli taşınmazın eğimi hususunda bilirkişi raporları arasındaki çelişki de giderilmemiş, taşınmaz orijinal kadastro paftasında gösterilmemiş, 1962 yılında yapılan kadastro paftasına göre taşınmazın sınırlarında yer alan komşu parsellerin tesbit tutanağı ve varsa dayanağı belgeler getirtilmemiş, taşınmazın sınırında, tescil davaları ile tesciline karar verilen taşınmazların dava dosyaları uygulanmamış, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak ecrimisil ödenip ödenmediği araştırılmamıştır. Eksik inceleme ve araştırma ile hüküm kurulamaz.
    3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi gereğince orman sayılmayan, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve kamu hizmetine tahsis edilmeyen ve il, ilçe ve kasabaların imar planları kapsamında kalmayan araziden masraf ve emek sarfı ile imar ve ihya edilip tarıma elverişli hale getirilen (ev ve benzeri tesisler yapmak, dışarıdan toprak getirilerek tarıma elverişli hale getirmek imar ihya olarak kabul edilemez) ve imar ihyanın tamamlandığı tarihten tescil davasının açıldığı ya da tesbit tutanağının düzenlendiği güne kadar 20 yıl süreyle zilyet edildiği ileri sürülerek tapuya tescili istenen taşınmazların, Kadastro Kanununun 14. maddesinde yazılı diğer koşulların yanında niteliğinin, imar ihya edildiğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin, başlangıç ve süresinin, kullanılıp kullanılmadığının ve tasarruf sınırlarının ne olduğunun takdiri delil olan yerel bilirkişi ve tanık sözleri yanında, gerçeğin bir resmi olan en eski tarihli hava fotoğrafı ile gerçeğin modeli olan memleket haritaları ile dava tarihinden 15- 20 yıl önce en az iki zamanda birbirini izleyen bindirmeli olarak çekilen çiftli hava fotoğrafları ve bu fotoğrafların yorumlanması ile üretilen memleket haritaları ve standart topografik fotogrametri yöntemi ile düzenlenen kadastro haritalarının, özellikle ön bindirmeli çekilen ve birbirini izleyen stereoskopik çift hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelenip taşınmazın niteliğinin, konumunun ve kullanım durumunun anlatılan bilimsel yöntemle kesin olarak belirlenmesi gerekir.
    O halde; dava konusu taşınmazın orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dava konusu taşınmaz ve etrafını gösterir ve ilk defa o yerde grafik ya da fotogrametri yöntemiyle düzenlenen 1/5000 ölçekli 1962 tarihli arazi kadastro paftasının orijinal fotokopi örneği ile taşınmaza bitişik ya da yakın komşu parsellerin, kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile yine dava konusu taşınmazın sınırında bulunan taşınmazlara ait tescil dosyaları, en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile dava tarihinden 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler Ziraat Fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita-kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile üç orman yüksek mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar-ihya ve zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası, pafta düzenlenmemişse dava konusu taşınmazın 23/06/2005 gün ve 9070 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan BÖHHBÜY (Büyük Ölçekli Haritalar ve Harita Bilgileri Üretim Yönetmeliği) hükümlerine göre koordinatlı olarak düzenlenecek haritası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli taşınmazın konumunu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, klizimetre ile topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumu belirlenmeli ve bilirkişilerden keşfi izlemeye olanak sağlayan rapor alınmalıdır.
    Yukarıda anlatılan şekilde yapılacak uygulama ile dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve zilyetlikle edinilebilecek taşınmazlardan olduğu anlaşıldığı takdirde, öncesinin ne olduğu, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli;
    Somut olayın özelliği gözönünde bulundurularak ayrıca;
    a) Taşınmazın eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı,
    b) Keşif sırasında taşınmazın çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı,
    c) Davanın açıldığı tarihten önce ya da sonra Hazine yetkilileri tarafından hazırlanan idari tahkikat ve haksız işgal (ecrimisil) tutanakları varsa bu tutanaklar da yerine uygulanıp tutanaklarda ismi yazılı kişiler tanık sıfatıyla dinlenilmeli,
    d) Komşu 1686 parselin 1995 yılında davacının eşi tarafından Hazineden satın alındığı anlaşılmakla, 1686 parselin satın almaya ve tesciline ilişkin tüm evraklar getirtilerek dava konusu taşınmaz açısından değerlendirilmeli,
    e) 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/392-2007/285, 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2000/1041 esas sayılı dosyaları getirtilerek keşif sırasında uygulanmalı,
    3402 sayılı Kanunun 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının aynı maddenin 3/7/2005 gün ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 2. fıkrası hükümlerine göre yapılacağı düşünülerek, adına tescil kararı verilecek kişi ya da kişiler ile diğer mirasçılar ve onların miras bırakanları yönünden aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu taşınmazın sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda (5403 sayılı Kanunun 3/j maddesi ile Taşınmaz Malların Sınırlandırma Tespit ve Kontrol İşleri Hakkındaki Yönetmeliğin değişik 10. maddesinin ikinci fıkrası hükümlerine göre, sulu tarım arazisi: tarım yapılan bitkilerin büyüme devresinde ihtiyaç duyduğu suyun, su kaynağından alınarak yeterli miktarda ve kontrollü bir şekilde karşılandığı araziler olarak açıklandığından) ziraat mühendisinden kanunun amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir." şeklindedir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra taşınmazın 1992 yılında imar planı kapsamına alındığı ve o tarihe kadar zilyedlikle kazanma koşullarının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamış, genel arazi kadastrosu işlemi 19.03.1962 tarihinde kesinleşmiş, taşınmaz taşlık niteliği ile tescil harici bırakılmıştır. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Hükmüne uyulan bozma ilamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; çekişmeli taşınmazın 1962 yılında yapılan kadastroda taşlık niteliğiyle tespit harici bırakıldığı, 2006 yılında yapılan orman kadastrosu sınırları dışında ve eski tarihli resmi belgelerde orman sayılmayan yerlerden ise de; 1985 tarihli hava fotoğraflarının stereoskobik incelemesi sonucu, o tarihte imar-ihyanın bulunmadığının, 1992 tarihli hava fotoğrafında imar-ihya izleri bulunduğunun saptandığı, yine 1992 yılında gelişme olarak imar planı kapsamına alındığı, böylece dava tarihi olan 2007 yılından önce 20 yıl süre ile ekonomik amaca uygun zilyed edinme şartlarının gerçekleşmediği gibi, 1992 de imar planı kapsamına alınması nedeniyle 3402 sayılı Kanunun 17/2. md. gereği gerçek kişiler adına tesciline karar verilemeyeceği gözönünde bulundurularak davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.480,00.-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı Hazine, Orman Yönetimi ve ... Belediye Başkanlığına verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine 12/12/2017 günü oybirliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi