16. Hukuk Dairesi 2015/14032 E. , 2017/9076 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında ....Mahallesi çalışma alanında bulunan 112 ada 26, 283 ada 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar ile .... Mahallesi çalışma alanında bulunan 241 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar Asliye Hukuk Mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle 12.09.1997 tarihinde tespit edilmiştir. ...Köyü çalışma alanında bulunan 129 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle sırasıyla... ve ... adlarına 12.05.2005 tarihinde tespit ve itiraz edilmeksizin 23.06.2005 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Davacı ... tarafından davalılar ..., ..., ... ve arkadaşları aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde 17.03.1988 tarihinde açılan tescil davası, temyiz incelemesinden geçerek 12.09.1998 tarihinde kesinleşmiştir. Malik hanesi açık bırakılan çekişmeli parsel tutanakları ile Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava dosyası birleştirilerek Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, .... Paşa Mahallesi 112 ada 26, .... Mahallesi 241 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazların ... oğlu ... mirasçıları adına tespitine, .... Köyü 129 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptali ile kök muris ... mirasçıları adına tespitine karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava konusu 112 ada 26 parsel sayılı taşınmaz yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece, 11.04.1974 ve 20.11.1974 tarihli senetlerdeki sınırların nizalı taşınmazı kapsadığı, ....’ın 20 yıllık zilyetlikle edinim süresini doldurduğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki; ... tarafından Asliye Hukuk Mahkemesine açılan tescil davasında temyize konu bu taşınmaz hakkında bir karar verilmediği ve fen bilirkişi raporunda taşınmazın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada tefrik edilen taşınmaz olduğu belirtildiğine göre tefrik edilen bu davanın ayrı bir esasa kaydedilip kaydedilmediği, edilmişse bu parsel yönünden karar verilip verilmediği, davanın sonucunun ne olduğu araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken esasa girilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün bu parsel yönünden BOZULMASINA, bozma nedenine sair yönlerin incelenmesine şimdilik yer olmadığına,
2- Dava konusu 241 ada 10 ve 11 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarının incelenmesinde; mahkemece, 11.04.1974 ve 20.11.1974 tarihli senetlerdeki sınırların nizalı taşınmazları da kapsadığı, taşınmazların 20.12.1982 tarihli satış senedi kapsamında olsa da senet satıcısı ...’in taşınmazlar üzerinde zilyetliğinin bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, fen bilirkişisi raporunda, taşınmazların dava dilekçesinin 8. sırasında yer alan taşınmaz olduğunu belirtip mahkemece de taşınmazların genel mahkemede görülen dava kapsamında kaldığı kabul edilerek hüküm kurulmuşsa da; Asliye Hukuk Mahkemesinde devam eden davalarla ilgili yapılan keşif sonrası çizilen krokideki, başka bir ifade ile Asliye Hukuk Mahkemesinde karara bağlanan taşınmazlardan hangisi olduğu dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşabilmek için tarafsız, yaşlı, yöreyi iyi bilen yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden mahallinde keşif yapılmalı, 17.03.1988 tarihli dava dilekçesindeki mevki ve sınırlar okunup yerel bilirkişi ve tanıklardan bu taşınmazı zeminde göstermeleri istenmeli, yerel bilirkişi ve tanıkların gösterdiği sınırlar fen bilirkişisine kadastro paftası ve krokisinde işaretletilmeli, bu şekilde nizalı parsellerin Asliye Hukuk Mahkemesinde sonuçlanan dava kapsamında olup olmadığı belirlendikten sonra, Asliye Hukuk Mahkemenin 12.09.1998 tarihinde kesinleşen hükmü kapsamında ise bu hükmün taraflar yönünden kesin hüküm olup olmadığı hüküm yerinde tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bu parseller yönünden temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA,
3- Dava konusu 129 ada 13 ve 14, 283 ada 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; mahkemece, 129 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazların kök muris ...’a ait olduğu ve taksim edilmediği kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki, fen bilirkişi 129 ada 13 parselin Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada daha önce atiye bırakılan taşınmazlardan olduğunu raporunda belirttiğine, bu taşınmazın kadastro tespiti de Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın kesinleşmesinden sonra 12.05.2005 tarihinde yapılıp kesinleştiğine; 129 ada 14 parsel sayılı taşınmazın ise Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davanın kapsamına girmediği 12.05.2008 tarihli fen bilirkişi raporuna göre anlaşıldığına ve bu parselin tespitinin de 12.5.2005 tarihinde yapılıp kesinleştiğine göre dava konusu olmayan bu parseller yönünden hüküm kurulması isabetsizdir.
Öte yandan 283 ada 16, 17 ve 18 parsel sayılı taşınmazlar hakkında mahkemece hüküm kurulmamıştır. Ancak bu taşınmazların malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edilmiş olup Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davaya konu parsellerden bir kısmının atiye terk edildiği, kalan taşınmazlar hakkında da Asliye Hukuk Mahkemesince verilen kararın 12.09.1998 tarihinde kesinleştiği ve 283 ada 16, 17 ve 18 parseller hakkında da tutanakların 23.09.1998 tarihinde düzenlediğinin anlaşılmasına göre bu parseller hakkında tespit tarihi itibariyle derdest dava olmadığı gerekçesiyle tutanakların olağan usulle kesinleştirilmek üzere Kadastro Müdürlüğüne iade edilmesi gerekirken taşınmazlar hakkında hüküm kurulmaması dahi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 18.12.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.