8. Hukuk Dairesi 2013/1428 E. , 2014/162 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Tavşanlı 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 16/10/2012
NUMARASI : 2010/116-2012/453
M.. T.. ve müşterekleri ile H.. A.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının reddine dair Tavşanlı 2.Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 16.10.2012 gün ve 116/453 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, dava dilekçesi ile birleşen davanın dava dilekçesinde; vekil edeni ile davalılardan H.İ. ve M.in V.. A..’ın mirasçısı olduklarını, A. Köyü, 128 ada 3 parsel sayılı taşınmaz ile 130 ada 2 parsel sayılı taşınmazın muristen geldiğini, paylaşım yapılmadığını, kadastro çalışmaları sırasında bu taşınmazların M.. A.. adına tespit ve tescil edildiğini açıklayarak, uyuşmazlık konusu taşınmazların tapu kaydının iptali ile V.. A.. mirasçıları adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Davalılardan H.. A.. ve M.. A.. cevap dilekçelerinde; uyuşmazlık konusu taşınmazın muris İbrahim kızı Z. ve oğlu V.’ye geçtiğini, yarı hissesinin Z. ile anlaşarak satın aldıklarını açıklayarak davanın reddini talep etmişlerdir.
Davalı M.. A.. yargılama oturumuna gelerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm; davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, muristen intikal ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuksal nedenlerine dayalı olarak TMK"nun 713/1 ve 996. maddeleri ile 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14.maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık konusu, taşınmazlar 23.07.2007 tarihinde yapılan kadastro çalışmaları sırasında senetsizden, Halil İbrahim oğlu M.. A..’ın ceddinden intikalen ve taksimen gelme mali olduğu, yirmi yılı aşkın bir zamandan beri çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet olduğu belirtilerek Halil İbrahim oğlu M.. A.. adına tespit edilmiş, tespitin 28.12.2007 tarihinde kesinleşmesi üzerine aynı tarihte tapu kaydı oluşmuştur. Davacı taraf, dava dilekçesinde, uyuşmazlık konusu taşınmazın kök muris V.. A..’tan kaldığını iddia ederek, taşınmazların tapu kaydının iptali ile V.. A.. mirasçıları adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Keşif sırasında dinlenen tanıklar D. T., İ. A. ve O. A. taşınmazların H.. A..’a anne ve babasından intikal ettiğini açıklamışlar, tanık D. T., taşınmazların hangisinden intikal ettiğini bilmediğini, taksim yapıldığını duymadığını beyan etmiştir. Diğer tanık ve yerel bilirkişiler ise, taşınmazın kimden kaldığını bilmediklerini açıklamışlardır. Mahkemece ise, V.. A..’ın ölümünden sonra, H.. A..’ın taşınmazlara yetmiş yıl kadar zilyet olduğu benimsenerek davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, F.. T.., yargılama sırasında 27.02.2011 tarihinde vefat ederek geriye mirasçı olarak M.. T.., M.. T.. ve İ.. T..’yı bırakmıştır.
Dosya arasında bulunan Tavşanlı Sulh Hukuk Mahkemesinden alınan 23.01.2009 tarihli ve 2009/48-55 Esas ve Karar sayılı veraset belgesine göre, muris V.. A.. 1933 tarihinde vefat etmiş ve geriye mirasçı olarak, F.. T.., M.. A.. ve H.. A..’ı bırakmıştır. Kök muris V.. A..’ın terekesi elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabidir. Kayıt maliki M.. A.., kök murisin torunu olup, babası H.. A.. sağ olduğundan terekeye göre üçüncü kişi konumundadır. Kural olarak, tapu iptali, tescil davaları, kayıt malikine, ölmüş olması halinde ise mirasçılarına karşı açılır. Davalılardan M.. A.., H.. A.. ve V.. A.. kayıt maliki olmadığı halde bu davalılar yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesi de doğru olmamıştır. TMK"nun 640.maddesine göre, elbirliği mülkiyetinde mirasçılar terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Dava, üçüncü kişiye karşı tüm mirasçılar adına açıldığına göre, davacı tarafça diğer mirasçıların (dava dışı kalan mirasçıların) davacı taraf yanında dava yer almalarının veya davaya onaylarının alınması yada terekeye temsilci tayin ettirerek taraf teşkilinin sağlanması gerekir. Az yukarıda açıklanan kurala göre kayıt maliki olmayan mirasçıların dava dilekçelerinde davalı olarak gösterilmesi de sonuca etkili değildir. Mirasçıların, zorunlu dava arkadaşlığı nedeniyle davacı tarafta yer almaları gerekir.Taraf teşkili sağlanmadan işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
O halde, mahkemece yapılacak iş, davacı tarafa V.. A.. mirasçılarının davaya onayını sağlaması ya da V.. A.. ‘ın terekesine temsilci tayin ettirmesi için süre ve imkan vererek taraf teşkili sağlandıktan sonra esasa girilerek, bir karar verilmesi olduğu halde, taraf teşkili sağlanmadan yazılı gerekçelerle karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 14.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.