Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/3070
Karar No: 2010/6879
Karar Tarihi: 23.03.2010

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2010/3070 Esas 2010/6879 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2010/3070 E.  ,  2010/6879 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 24/12/2009
    NUMARASI : 2009/2470-2009/2629

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    1) 06.02.1984 tarih 7/3 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre Harca tabi davalarda, dava, harcın yatırıldığı tarihte açılmış sayılır. Takip, harcın yatırıldığı 26.10.2009 tarihinde açılmış olup, borçlu adına kaptana tebligat bu tarihten önce 23.10.2009 tarihinde yapılmış olmakla yapılan tebliğ işlemi usulsüzdür. Ayrıca TTK’nun 972.maddesinden itibaren kaptanın sorumluluğunu düzenleyen hükümlere yer verilmiştir. Temsil yetkileri ise aynı kanunun 987 ve 988. maddelerinde düzenlenmiştir. Kaptan, bağlama limanı dışında geminin işletilmesi ve güvenli şekilde yola devam edebilmesi için donatanı borç altına sokacak işlemler yapmaya yetkili kılınmış, 987/2.maddesi ile kendisine dava açma hakkı dahi verilmiştir. Ancak TTK’nun 994.maddesinde de kaptana, donatana karşı açılan davalardan muntazam tarzda haBer verme bilgilendirme mükellefiyeti yüklenmiştir. 23.10.2009 tarihinde kendisine tebligat yapılan kaptan “.... 27.10.2009’da (itiraz süresi içinde) gemiden ayrıldığı halde aynı gün tutulan tutanakta tebligatı 2.zabit ... teslim ettiği ve ilgilileri haberdar ettiği de anlaşılamadığından tebligatın usulsüzlüğü yönündeki şikayetin kabulünde yasaya uymayan bir yön yoktur. Alacaklı vekilinin mahkeme kararının bu kısma yönelik temyiz itirazları yerinde değildir.
    2) TTK’nun 1235/3.maddesinde “Gemi adamlarının hizmet ve iş mukavelelerinden doğan alacakların” gemi alacaklısı hakkı veren alacaklardan, olduğu aynı kanunun 1236/1.maddesinde ise “Gemi alacaklılarının gemi ve teferruatı üzerinde kanuni rehin haklarının bulunduğu” düzenlemesi yer almaktadır. Bu hükümler karşısında alacaklının, varlığını iddia ettiği gemi alacağından dolayı kanuni rehin hakkını kullanarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapabilmesi olanak dahilindedir. İİK’nun 150/h maddesinde açıkça görüldüğü üzere “gemi alacağının” veya “gemi alacaklısı hakkının” ilamla tespit edilmiş olması halinde alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapma hakkı doğar. Bir başka anlatımla, ipoteğin ilamlı takibe konu edilebilmesi için ayrıca “ilam” alınması zorunluluğu vardır. Alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapması durumunda ise; borçlu gemi alacağının mevcudiyetine veya gemi alacaklısı hakkının doğmadığına yahut da her ikisine birlikte itiraz edebilir. “Gemi alacağına” itiraz etmiş ise “gemi alacaklısı hakkı” takipte tartışma konusu yapılamaz. Bu durumda bu takip bakımından rehin hakkı kesinleşmekte, ancak bu hakkın kullanılması, asıl alacak “gemi alacağı” için yapılmış itirazın hükümden  düşürülmesine  kadar  ertelenmektedir. Alacaklının takibe devam edebilmesi için icra mahkemesinde itirazın kaldırılması (İİK’nun 68.md.) yada genel mahkemelerde açılacak dava ile itirazın iptal edilmesi gerekir. Alacaklının elinde İİK’nun 68-68/a maddesinde sayılan belgelerden biri varsa alacaklı, icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılmasını sağlayabilir (İİK’nun 68-70.md.). Takip alacağı bu tür belgelere dayanmıyorsa itirazın iptali davası açmak zorundadır. Şayet “gemi alacaklısı hakkı” na itiraz edilmiş ise bu durumda alacaklının ancak itirazın iptali davası açarak “gemi alacaklısı hakkı” nı tespit ettirmesi gerekecektir (– Gemi Alacaklısı Hakkının Paraya Çevrilmesi Sayfa 146-150).
    O halde borçlunun ilam alınmadan anılan takip yoluna başvurulamayacağı yönündeki şikayetinin yukarıdaki ilkeler ışığında değerlendirilerek reddedilmesi gerekirken, somut olaya uygun düşmeyen içtihat ve gerekçelerle şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ  : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) no"lu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi