11. Hukuk Dairesi 2015/8949 E. , 2016/5543 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/02/2015 tarih ve 2014/30-2015/30 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili asıl ve birleşen dava dosyalar yönünden, müvekkilinin 21.10.2011 tarihinde "..." ve "..." ibareli 1.sınıftaki sanayide, bilim sahabında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar; gübreler ve topraklar; 6.sınıftaki değerli olmayan maden cevherleri; adi metaller ve bunların alaşımları ve yarı mamülleri; 31.sınıftaki tarım ürünleri, bahçecilik ürünleri ve tohumlar; hayvan yemleri ve tıbbi amaçlı olmayan katkıları; 37.sınıftaki madencilik, maden çıkarma hizmetleri; 40.sınıftaki adi metallerin işleme hizmetleri; değerli metallerin işlenmesi hizmetlerini içeren marka tescil başvurularında bulunduğunu, 2011/83852 ve 2011/83853 kod numarası verilen marka tescil başvurularının Markalar Dairesi tarafından ayırt edici olmaması ve vasıf bildirici olduğu gerekçesiyle 556 sayılı KHK’nın 7.maddesinin c bendi hükmü uyarınca reddedildiğini, başvuru konusu işaretin ayırt ediciliğinin bulunduğu ve marka vasfının olduğu, kullanımla ayırt edicilik vasıf kazandığı, TPE"de aynı ibareyi içeren "..." ibareli 1 ve 31.sınıf ürünleri içeren 2004/4608 sayılı markasının bulunduğu, başvuruların anılan markanın serisi niteliğinde bulunduğu ve ret kararının kaldırılması istemine yönelik itirazlarının nihai olarak YİDK"nin ... ve ... sayılı kararlarıyla reddedildiğini, kararların haksız ve hukuka aykırı olduğunu, zira ibarenin bir bütün olarak ayırt edici olduğunu, vasıf bildirici olmadığını, marka olabilme vasfının bulunduğunu, önceki markalarının serisi niteliğinde olan ve kullanımla ayırt edicilik kazanan bir işaret olduğunu iddia ederek, YİDK kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, başvuru konusu ibarelerin 1.sınıftaki sanayide, bilim sahasında, fotoğrafçılıkta, tarım, bahçecilik ve ormancılıkta kullanılan kimyasallar; gübreler ve topraklar; 6.sınıftaki değerli olmayan maden cevherleri; 31.sınıftaki hayvan yemleri ve tıbbi amaçlı olmayan katkıları; 37.sınıftaki madencilik, maden çıkarma hizmetleri; 40.sınıftaki adi metallerin işleme hizmetleri; değerli metallerin işlenmesi hizmetleri bakımından bir tanımlayıcılığa işaret ettiği, ayırt edici olmadığı ve vasıf bildirici olduğu; 6.sınıftaki adi metaller ve bunların alaşımları ve yarı mamülleri; 31.sınıftaki tarım ürünleri, bahçecilik ürünleri ve tohumlar ürünlerinin hem simgesel ve hem de işletmesel kökenini ifadeye soyut olarak elverişli olması, ayırt edicilik taşıdığı gerekçesiyle, asıl dava yönünden TPE YİDK"nin ... sayılı kararının, ... sayılı başvuruda yer alan 6.sınıftaki adi metaller ve bunların alaşımları ve yarı mamülleri; 31.sınıftaki tarım ürünleri, bahçecilik ürünleri ve tohumlar ürünleri bakımından iptaline, sair yönlerden iptal isteminin reddine,; birleşen dava yönünden TPE YİDK"nin ... sayılı kararının, .... sayılı başvuruda yer alan 6.sınıftaki adi metaller ve bunların alaşımları ve yarı mamülleri; 31.sınıftaki tarım ürünleri, bahçecilik ürünleri ve tohumlar ürünleri bakımından iptaline, sair yönlerden iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve mutlak red sebeplerinin mahkemece de dikkate alınabilecek olmasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden asıl ve birleşen davada davalıdan alınmasına, istek halinde aşağıda yazılı 27,70 TL harcın temyiz eden asıl ve birleşen davada davacıya iadesine, 23/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.