Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4145
Karar No: 2018/8347
Karar Tarihi: 22.10.2018

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2017/4145 Esas 2018/8347 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2017/4145 E.  ,  2018/8347 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : Denizli 4. İş Mahkemesi

    Dava, sigortalılık başlangıç tarinin 30/08/1987 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı, 30.08.1987 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak tespitini istemiştir.
    II-CEVAP
    Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; davacının kurumun ...sicil numaralı sigortalısı olduğunu, davacının kendi nam ve hesabına ...Vergi Dairesi kayıtları uyarınca 17.05.1993 - 21.01.1997 ve 20.12.1999 tarihinden beri nakliyecilik faaliyetinde bulunduğunu, davacının ...Şoförler Odası Başkanlığınca tanzim ve tasdik edilen İB formunda 30.08.1987 tarihinden başlayan oda kaydının feshedildiğini, 13.03.2014 tarihinde yeniden başladığının, kurum dosyası içerisinde bulunan belgelerden anlaşıldığını, yürürlükteki 5510 sayılı Yasanın 7. maddesine göre vergi dairesindeki 17.05.1993 - 21.01.1997 ve 20.12.1999 tarihindeki süreler itibariyle 1479 sayılı Yasa"ya göre değerlendirme yapıldığını, 1479 sayılı Yasada 506 sayılı Yasanın 79. maddesindeki gibi geçmişe yönelik hizmet tespitine dair düzenleme bulunmadığını, davacının 16 yıl boyunca kuruma uğramamış olmasının ve herhangi bir araştırma yapmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, beyan etmiştir.
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesi, davanın kabulü ile; davacının şoför olarak çalıştığı ve esnaf ... sigortalılık bağlangıç tarihinin 30/08/1987 olarak tespit ve tesciline karar vermiştir.
    Davalı Kurum vekilince, 1479 sayılı Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren 6 ay içinde kuruma yazılı olarak başvurmları ve 20.04.1982-04.10.2000 tarihleri arasında vergi kayıtlarını belgelemeleri, belgelenen bu sürelere ilişkin prim ortalı borçlarının tamamının ödemeleri kaydıyla bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilir hükmünü içerdiğini, davacının yasada belirtilen 6 aylık süreyi geçirdiğini, davacının 16 yıl boyunca kuruma uğramamış olması ve herhangi bir araştırma yapmamış olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu belirtmiştir.
    B-BAM KARARI
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi 17.05.2017 gün ve 2017/1111-1037 sayılı ilamı ile; davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı Kurum vekili, temyiz dilekçesinde özetle; daha önceki beyanlarını tekrarla, 1479 sayılı Kanunun geçici 18. maddesi gereğince, sigortalılık niteliklerini taşıdıkları halde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescil yaptırmayan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin, 04.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağı, davacının 04.10.2000 tarihinden önce kurum sigortalı sayılabilmesinin mümkün olamadığı, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10.Hukuk Dairesi 17.05.2017 gün ve 2017/1111-1037 sayılı Kararının bozulması gerektiği beyan edilmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; "Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Aynı Kanunun 294-301 maddelerinde ise mahkeme kararlarının nasıl olması gerektiği belirlenmiştir. Bu düzenlemelere göre Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması, zorunludur.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 294. maddenin (4) fıkrasındaki “zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hâllerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir.” hükmü gereği zorunlu nedenlerle yalnız hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın sonradan belli süre içinde yazılması mümkündür. Bu gibi hallerde de Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294 ve 297’inci maddelerine uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkça gösteren kısa karar ile daha sonra yazılan gerekçeli kararın birbirine uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hâkimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasa"nın 141’inci maddesi ile Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır.
    Davaya konu olayda; davacının sigortalılık başlangıç tarihinin 30/08/1987 olarak tescilini talep ettiği, Mahkemece, davanın kabulüne denilerek, davacının şoför olarak çalıştığı ve esnaf ... sigortalılık bağlangıç tarihinin 30/08/1987 olarak tespit ve tesciline karar verilmek suretiyle, hükmün kendi içinde çelişki oluşturmasına sebebiyet verildiği anlaşılmaktdır.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın kendi içerisinde çelişki barındırdığı ve bu hali ile infaza elverişli olmadığı dikkate alındığında, çelişki oluşturacak şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekillinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm sair yönleri incelenmeksizin bozulmalıdır.
    SONUÇ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 22/10/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi