20. Hukuk Dairesi 2017/8433 E. , 2017/10571 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde;... ili, ... ilçesi,... mahallesi, ... sokak 430 sayılı parselin maliklerine çağrı yapılarak 6306 sayılı Kanun kapsamında binanın tekrar yapılması için toplantı yapılacağının bildirildiğini, toplantı sırasında davalılara göre muhalif kesimde kalan maliklere toplantıya giriş anından itibaren baskı uygulandığını, toplantı öncesinde matbu karar örneği dağıtıldığını, muhalefet şerhlerinin karara işlenmeden doğrudan imza toplanmaya başlandığını, imzaların maliklere ait olup olmadığı ile vekaletlerin usûlüne uygun alınıp alınmadığının araştırılmasının gerektiğini, kesinleşmemiş bir yapı değerleme raporuna dayanılarak çoğunluk kararının alınamayacağını belirterek 01/03/2015 tarihli toplantı sonucunda alınan taşınmazın 6306 sayılı Kanun uyarınca yıkılmasına ve yeniden yapılmasına dair kararın uygulanmasının durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini, usûlsuz ve yasaya aykırı yapılan 01/03/2015 tarihli kararın iptalini ve geçersizliğinin tespitini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa tâbi gayrimenkul bulunmadığından ve binanın yıkılmasıyla kat mülkiyeti sona erdiğinden konusu kalmayan dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki Kanunun 6. maddesinde “Üzerindeki bina yıkılarak arsa hâline gelen taşınmazlarda daha önce kurulmuş olan kat irtifakı veya kat mülkiyeti, ilgililerin muvafakatleri aranmaksızın Bakanlığın talebi üzerine ilgili tapu müdürlüğünce re"sen terkin edilerek, önceki vasfıyla değerlemede bulunularak veya malik ile yapılan anlaşmanın şartları tapu kütüğünde belirtilerek malikleri adına payları oranında tescil edilir. Bu taşınmazların sicilinde bulunan taşınmazın niteliği, ayni ve şahsi haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya yasaklayan her türlü şerh, hisseler üzerinde devam eder. Bu şekilde belirlenen uygulama alanında cins değişikliği, tevhit ve ifraz işlemleri Bakanlık, ...veya İdare tarafından re"sen yapılır veya yaptırılır. Bu parsellerin malikleri tarafından değerlendirilmesi esastır. Bu çerçevede, parsellerin tevhit edilmesine, münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usûller ile yeniden değerlendirilmesine sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. Bu karara katılmayanların bağımsız bölümlerine ilişkin arsa payları, Bakanlıkça rayiç değeri tespit ettirilerek bu değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usûlü ile satılır. Bu suretle paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, Bakanlığın talebi üzerine, tespit edilen rayiç bedeli de Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına re"sen tescil edilir ve yapılan anlaşma çerçevesinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa tahsis edilmiş sayılır veya Bakanlıkça uygun görülenler ...’ye veya İdareye devredilir. Bu durumda, paydaşların kararı ile yapılan
anlaşmaya uyularak işlem yapılır.” düzenlemesi ile 6306 sayılı Kanunun Uygulama Yönetmeliğinin 15. maddesinde ise “Riskli alanlar ve rezerv yapı alanlarında uygulama yapılan etapta veya adada, riskli yapılarda ise bu yapıların bulunduğu parsellerde; yapıların yıktırılmış olması şartı aranmaksızın ve yapının paydaşı olup olmadıkları gözetilmeksizin, parsellerin tevhit edilmesine, münferit veya birleştirilerek veya imar adası bazında uygulama yapılmasına, ifraz, taksim, terk, ihdas ve tapuya tescil işlemlerine, yeniden bina yaptırılmasına, payların satışına, kat karşılığı veya hasılat paylaşımı ve diğer usûller ile yeniden değerlendirilmesine, bütün maliklerce oybirliği ile karar verilememiş ise, anlaşma sağlanamayan maliklere ait taşınmazların değeri Sermaye Piyasası Kuruluna kayıtlı olarak faaliyet gösteren lisanslı değerleme kuruluşlarına tespit ettirilir ve bu değer de gözetilerek oybirliği ile anlaşmaya çalışılır. Oybirliği ile anlaşma sağlanamaması halinde yapılacak uygulamalara sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile karar verilir. Bu karar anlaşma şartlarını ihtiva eden teklif ile birlikte karara katılmayanlara noter vasıtasıyla veya 7201 sayılı Kanuna göre tebliğ edilir ve bu tebliğde, onbeş gün içinde kararın ve teklifin kabul edilmemesi halinde arsa paylarının, Bakanlıkça tespit edilecek veya ettirilecek rayiç değerden az olmamak üzere anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usûlü ile satılacağı, paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu payların, rayiç bedeli Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edileceği bildirilir.Hisseleri oranında paydaşların en az üçte iki çoğunluğu ile alınan karara katılmayan maliklerin arsa payları; 15/A maddesinde belirtilen usûle göre, arsa payı değeri üzerinden anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usûlü ile satılır. Paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, rayiç bedeli Bakanlıkça ödenmek kaydı ile tapuda Hazine adına resen tescil edilir ve en az üçte iki çoğunluk ile alınan karar çerçevesinde değerlendirilmek üzere Bakanlığa tahsis edilmiş sayılır veya Bakanlıkça uygun görülenler ...’ye veya İdareye devredilir. Bu durumda, paydaşların kararı ile yapılan anlaşmaya uyularak işlem yapılır.” düzenlemesi getirilmiştir.
Bu hükümler anataşınmaz üzerindeki yapının yıkılıp kat mülkiyetinin veya kat irtifakının sona ermesinden sonra uygulanabilecektir. Temyize konu somut olayda; taşınmaz üzerindeki kat mülkiyetinin 23.09.2013 tarihinde terkin edilmesinden ve taşınmazın yıkılmasından sonra 01.03.2015 tarihli toplantıda alınan kararların iptali talep edilmiştir. İptali talep edilen 01.03.2015 tarihli toplantının 6306 sayılı Kanunun 6. maddesi ve Uygulama Yönetmeliğinin 15. maddesi uyarınca yapıldığı anlaşılmakla mahkemece bu kanun ve yönetmelik hükümlerine göre inceleme ve araştırma yapılarak ulaşılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile taşınmaz üzerindeki kat mülkiyeti sona erdiğinden davanın konusuz kaldığına karar verilmiş olması doğru görülmemiş hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 14/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.