Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4601
Karar No: 2017/10578
Karar Tarihi: 14.12.2017

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/4601 Esas 2017/10578 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/4601 E.  ,  2017/10578 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı ..., dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... ilçesi, ... mevkiinde bulunan iki parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Kanunun 713. maddesi hükmüne göre davacılar adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 11/01/2010 tarihli fen bilirkişi rapor ve krokisinde gösterilen 3895,27 m2 ve 3236,47 m2 yüzölüçümündeki taşınmazların davacılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 04/10/2012 tarih ve 2012/7872 – 11213 sayılı kararı ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; “Mahkemece, davacı yararına zilyetlik koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; her ne kadar taşınmazın bulunduğu... mahallesinde orman kadastrosu yapılmamışsa da, Dairenin geri çevirme kararı üzerine alınan 24.11.2011 tarihli fen bilirkişi ... ve orman bilirkişi ...tarafından düzenlenen rapora ekli paftada, çekişmeli taşınmazların çevresinin orman olarak gösterildiği görülmektedir. Paftadaki bu orman nitelemesinin arazi kadastro ekiplerince mi yapıldığı yoksa ek raporu düzenleyen bilirkişilerce mi yapıldığı anlaşılamamıştır. Hukuk Genel Kurulunun (HGK"nın 21.01.2004 gün 2004/8 - 15 - 7 ve 12.05.2004 gün 2004/8 - 242 - 292 ve 12/03/2008 gün ve 2008/20 - 214 - 241 ve 24.10.2001 gün 2001/8 - 964 - 751 ve 13.02.2002 gün 2002/8 - 183 - 187 sayılı kararları) ve Dairemizin istikrar kazanmış içtihatlarına göre, paftasında orman nitelemesi yapılarak tapulama harici bırakılan yerlerde kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği, ancak o yerde orman kadastrosu yapılıp kesinleştikten sonra başlar. Yörede henüz orman kadastrosu yapılmadığına göre, taşınmazların arazi kadastrosunda hangi nitelikle tapulama harici bırakıldığının belirlenmesi gerekir. Diğer taraftan, yöreye ait ve son 20 yılda düzenlenmiş hava fotoğrafları ile memleket haritaları getirtilerek tanıkların zilyetliğe ilişkin beyanlarının bu belgelerle denetlenmemesi ve keza, taşınmazların hangi idari birimde kaldığı dahi belirlenmeden (Dairenin geri çevirme kararı üzerine getirtilen belgelere göre ...Mahallesinde kaldığı)...köyünden kaldığından bahisle yanlış hüküm kurulması dahi isabetsizdir.Mahkemece, öncelikle dava konusu taşınmazların bulunduğu ...mahallesinde yapılan arazi kadastrosuna ilişkin orijinal kadastro paftası getirtilmeli, taşınmazın niçin tapulama harici bırakıldığı konusunda kadastro müdürlüğünden açık cevap alınmalı, yine yöreye ait en eski memleket haritası ve hava fotoğrafları ile son 20 yılda çekilmiş hava fotoğrafları ve düzenlenmiş memleket haritaları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, arazi kadastrosunda taşınmazlar orman olarak tapulama harici bırakılmış ise, yörede henüz orman kadastrosu yapılmadığından taşınmazların zilyetlikle kazanılamayacağı göz önünde bulundurulmalı, özellikle taşınmazların son 20 yılda çekilen ve düzenlenen hava fotoğrafları ile memleket haritasındaki konumları konusunda bilirkişilerden izahat alınmalı ve tüm deliller toplandıktan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.” gereğine değinilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sırasında yörede orman kadastrosunun yapılması üzerine sulh hukuk mahkemesinde davanın tapusuz taşınmazın tescili yanında orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüştüğü belirtilerek tescil davası tefrik edildikten sonra orman kadastrosuna itiraz davasına bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu gerekçesi ile orman kadastrosuna itiraz davası yönünden görevsizlik kararı verilmiş ve dosya kadastro mahkemesine gönderilmiştir.Kadastro mahkemesinde yapılan yargılama sonucu ise davanın kısmen kabulü ile orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlenen... ili, ... ilçesi, ...mahallesinde bulunan ve 29.09.2013 tarihli fen bilirkişisi ve orman bilirkişisi rapor ve krokisinde (A) harfi ile işaretli 3895.51 m² yüzölçümü ve (B1) harfi ile işaretli 1657.86 m² yüzölçümlü taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılmasına, (B2) harfi ile işaretli 3265,35 m² yüzölçümü taşınmazın orman sınırları içine alınmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine Dairenin 09/04/2015 gün ve 2015/4506-2833 K sayılı kararıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; "Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmişse de; karar tarihinden sonra dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde arazi kadastrosu yapılmış ve dava konusu taşınmalar hakkında 158 ada 10 ve 15 parsel sayılı tutanaklar davalı olarak tutulmuş ve tutanak asılları kadastro mahkemesine devredilerek mahkemenin 2014/16 Esas sayılı sırasına kaydedilmiş olup dava derdest durumdadır.Dava konusu taşınmazlar için kadastro tutanağı düzenlenmiş olması nedeni ile sulh hukuk mahkemesinde devam etmekte olan tescil davasına ilişkin sulh hukuk mahkemesinin 2014/1esas-144 karar sayılı dosyasında, görevsiz kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine devredilmiş bu dosya kadastro mahkemesinin 2014/37 esas sırasına kaydedilmiştir. Dolayısı ile aynı taşınmazlar hakkında ,temyize konu dosya ile birlikte 3 farlı esasa kaydedilmiş dava bulunmaktadır O halde; aynı parsel hakkında açılmış bulunan davalarda delillerin birlikte toplanıp değerlendirilmesi, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkilemesi, kararlar arasında
    çelişki yaratılmaması ve ayrı kararların infazında sorun oluşmaması bakımından aynı parsel hakkında açılan ve yargılaması devam eden dava dosyalarının HMK"nın 166. maddesi gereğince birleştirilerek yargılamanın birlikte yürütülmesi, toplanacak delillerin tümü birlikte değerlendirilmesi gerektiğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.” denilmiştir.Mahkemece bozma sonrası tutanak asıllarının da içinde bulunduğu Kadastro Mahkemesinin 2014/16 E. sayılı dosyası ve 2014/37 E. sayılı dosyası ile eldeki dosya birleştirilerek yapılan yargılama sonucu; Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile;
    1) Dava konusu... ili, ... ilçesi, ... mahallesi 158 ada 15 parsel sayılı taşınmazın tamamı ... mirasçıları adına payları oranında tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline,
    2) Dava konusu ... ili, ... ilçesi, ...mahallesi 158 ada 10 parsel sayılı taşınmazın Fen bilirkişisi ..."ın 23.11.2015 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokide (B) harfi ile gösterilen 2750,92 m2 yüz ölçümündeki kısmının aynı ada ve parsel numarası altında ... mirasçıları adına payları oranında tarla vasfı ile tapuya kayıt ve tesciline, fen bilirkişisi ..."ın 23.11.2015 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokide (C) harfi ile gösterilen 1399,45 m2 yüzölçümündeki kısmının ise aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle orman vasfında Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava orman kadastrosuna ve arazi kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde davanın devamı sırasında; 22/04/2013 tarihinde ilan edilen ve dava nedeni ile kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli 158 ada 15 parselin tamamı ile 158 ada 10 parselin (B) harfli ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 14/12/2017 gününde oybirliği ile karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi