Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/2280
Karar No: 2017/10604

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/2280 Esas 2017/10604 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2016/2280 E.  ,  2017/10604 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, dava dilekçesiyle; müvekkilinin maliki olduğu 19.11.1972 tarih ve 68 numaralı tapu kaydının iptali için orman idaresinin dava açtığını, kadastro sırasında tapu kapsamında kalan taşınmaz için 194 ada 1 parsel sayısı ile tutanak düzenlendiğini ve dava sonucu kadastro mahkemesinin 2008/119 E. - 2009/6 Karar sayılı dosyada verilen karar sonucu tapusunun iptal edildiğini belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutmak kaydı ile şimdilik 10.000,00.-TL."nin dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile; 10.000,00.-TL"nin dava tarihi olan 23.1.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair hakkının saklı tutulmasına karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, TMK’ nın 1007. maddesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece yapılan inceleme, araştırma ve uygulama hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dosya içeriği ve toplanan delillerden; ... tarafından açılan dava sonucu... Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972 tarih, 1967/230 E. - 1072/130 Karar sayılı ilamı ile 132005 m2 yerin adına tesciline karar verildiği,hükmün kesinleşmesi üzerine ... adına tapunun oluştuğu, 29.11.1972 tarihinde satışla ... adına tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından asliye hukuk mahkemesinde ...’a karşı açılan dava ile, 29/11/1972 tarih 68 sıra numaralı tapu kaydının tescil ilamı ile oluştuğu ancak bu tapu kapsamında kalan yerin kesinleşmiş orman sınırları içinde olduğunu belirterek tapu kaydının iptaline ve taşınmazın orman vasfı ile tescili istemi ile açılan davada, taşınmaz için 194 ada 1 parsel sayısı ile kadastro tutanağı düzenlendiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş, kadastro mahkemesinin 2008/119-2009/6 E.- K. sayılı ilamı ile 194 ada1 parsel sayılı taşınmazın dayanak Kasım 1972 tarih 68 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kalan (A) harfli 139701 m2 kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile Hazine adına tesciline, tapu kapsamında kalmamakla birlikte davalının fiilen kullanımında olan (B) harfli 13623 m2 yer ile 194 ada 1 parselin kalan bölümlerinin orman vasfı ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm temyiz incelemesinden geçerek 07/06/2010 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 23/01/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesi gereğince, tapu sicilinin yanlış tutulması nedeniyle zarara uğrayan kişinin bütün zararlarından Devlet sorumludur. Tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu sahibinin oluşan gerçek zararı neyse, tazminatın miktarı da o kadar olmalıdır. Gerçek zarar; tapu kaydının iptali nedeniyle, tapu malikinin mal varlığında meydana gelen azalmadır. Tazminat miktarı, zarar verici eylem gerçekleşmemiş olsaydı, zarar görenin mal varlığı ne durumda olacak idiyse, aynı durumun tesis edilebileceği miktarda olmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.03.2003 gün ve 2003/19-152 E. - 2003/125 K.; 29.09.2010 gün ve 2010/14-386 E. - 2010/427 K.; 15.12.2010 gün ve 2010/13-618 E. - 2010/668 K. sayılı kararı). Zarara uğrayan kişinin gerçek zararı ise tazminat miktarının belirlenmesinde esas alınacak değerlendirme tarihine göre belirlenecek olup, bu tarih ise zararın meydana geldiği tarihtir. 4721 sayılı TMK’nın 705/2. maddesi uyarınca tapu iptali ve tescil istekli davaların kesinleştiği tarih itibariyle mülkiyet hakkı sona ereceğinden bu tarih itibariyle tapusu iptal edilen gerçek ve tüzel kişilerin zararı oluşacaktır. Dolayısıyla bu tür bir dava, taşınmazların mülkiyetlerinin yitirilmesine ilişkin iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarihten sonra açılabileceğinden, mülkiyetin kaybedildiği tarih itibariyle de taşınmazların değerinin tespit edilmesi gerektiği kuşkusuzdur. Zararın meydana geldiği tarihe göre, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliği ve değeri belirlenmelidir. Taşınmazın niteliği arazi ise gelir metodu yöntemi ile, arsa vasfında ise değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması suretiyle gerçek değer belirlenmelidir.Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında; Devlet ormanları özel mülkiyete konu olamayacak ise de, dava konusu taşınmazın tescil ilamı ile davacıdan önceki malik adına tapuya kaydedildiği, sonra satışla davacıya geçtiği,bu tapu kaydı kapsamında kalan yerin kadastro mahkemesinin kesinleşen ilamı ile orman vasfı ile teciline karar verildiği, bu şekilde tapu sicili hatalı olarak tutulduğundan, TMK"nın 1007. maddesi kapsamında Devletin kusursuz sorumluluğunun bulunduğu ve davacının gerçek zararının tazmininin gerektiği açıktır. Tapusu iptal edilen taşınmazın arazi niteliğinde olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Ancak, gerçek zararın, kadastro mahkemesinin ilamının kesinleşme günündeki net gelir metoduna göre hesaplanması zorunlu iken, mahkemece dava tarihi olan 23/01/2015 yılı resmî rakamları esas alınarak yapılan değerlendirmeye göre hüküm kurulması doğru değildir.Yine hükme dayanak yapılan raporda çekişmeli taşınmazda yer alan,emek sarfedilmek sureti ile yetiştirilmeyen, doğal yollarla oluşan meşe ağaçlarının mütemmim cüz olarak kabul edilip, meşe ağaçlarının değerinin gelir metodu ile kullanılmak sureti ile belirlenen arazi değerine eklenmesi de, doğru görülmemiştir. O halde, çekişmeli taşınmaz arazi niteliğinde olduğundan çevrede yetiştirilen ürünlerin münavebesi, dekar başına ortalama verim, toptan satış fiyatı ve üretim maliyeti resmî verileri ilçe tarım müdürlüğünden getirtildikten sonra konunun uzmanı bilirkişiler aracılığıyla yeniden keşif yapılarak, taşınmazların sulu-kuru olup olmadıkları, bitki örtüsü, yerleşim alanlarına uzaklıkları, iklim şartları, arazilerin toprak ve topoğrafik yapıları ve bölgelerindeki konumları gözetilerek tarla niteliği itibariyle, çevredeki ekilebilir ürünler araştırılıp elde edilen verilere uygun biçimde değerlendirme yapılıp net gelir yöntemiyle ilçe tarım müdürlüğü verilerine göre değerlerinin tespit edilmesi, bu şekilde tescil tapusu içinde kalan 139701 m2 taşınmazın zemin değeri esas alınarak tapu sahibinin oluşan gerçek zararının saptanması gerekirken, eksik inceleme ve araştırma sonucu yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 14/12/2017 günü oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi