12. Ceza Dairesi 2016/6504 E. , 2018/6226 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Öldürme
Hüküm : TCK"nın 85/2,62,53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Ölenin eşi olan ..."ın kendisi adına asaleten yaşı küçük çocukları adına velayeten vekalet verdiği vekilin kovuşturma aşamasında sunduğu 08.11.2013 tarihli dilekçe ile sanık hakkındaki şikayetlerinden vazgeçtiğini belirttiği, ölen yakınları vekilinin vekaletnamesinde davadan vazgeçme yetkisinin bulunduğu, ölenin eşinin şikayetten vazgeçmesi nedeniyle kamu davasına katılma hakkı bulunmamasına rağmen usulsüz olarak verilen katılma kararının hükümsüz olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Sanığın çalıştığı firmaya ait olan sevk ve idaresindeki minibüs ile olay günü saat 05.40 sıralarında, meskun mahal dışı, bölünmüş Devlet yolunda seyri sırasında direksiyon hakimiyetini kaybederek yoldan çıkıp 43 metre ileride takla atması şeklinde meydana gelen ve bir kişinin ölümü ile birlikte sanıktan şikayetçi olan bir kişinin de nitelikli şekilde yaralanması ile sonuçlanan olayda; her ne kadar sanık aracın lastiğinin patlaması sebebiyle kazanın olduğunu beyan etse de; kaza sırasında araçta bulunan mağdurların sanığın yorgun ve uykusuz olması, seyir halinde iken uyuklaması ve süratli olması sebebiyle kazanın meydana geldiğini beyan ettikleri, yine dosya içinde kazanın lastik patlaması neticesi oluştuğuna dair bir verinin bulunmadığı, yol üzerinde jant ve patlak lastik izine rastlanmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki bu hususun araştırılması gerektiğine ilişkin bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1-İki sınır arasında temel ceza belirlenirken, cezanın alt ve üst sınırını oluşturan ceza miktarları, suçun işleniş biçimi, kusur durumu, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığının dikkate alınması esas olup, bir kişinin ölümü ve sanıktan şikayetçi olan bir kişinin de nitelikli şekilde yaralanması ile sonuçlanan dava konusu olayda sanık tamamen kusurlu olmakla birlikte, ölen yakınlarının sanıktan şikayetçi olmadıklarını beyan etmeleri, yaralı sayısı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, adalet, hakkaniyet ve nesafet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi ve alt sınırdan uzaklaşılması gerektiği gözetilmeden, asgari haddin çok üzerinde temel ceza tayin edilerek teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini; yine 5237 sayılı TCK"nın 53/6. maddesinde, belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebileceğinin düzenlendiği; sanık hakkında bu madde hükümlerinin uygulanmasına karar verilirken, aynı gerekçelerle ilgili maddedeki üst sınırın 3 yıl olduğu nazara alınarak, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca uygulama yapılması gerekirken, sanık hakkında alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak TCK"nın 53/6. maddesi uyarınca sürücü belgesinin 2 yıl süre ile geri alınmasına karar verilmesi,
2-Mağdur ..."ın yaralanmasının niteliğine ilişkin kesin rapor alınmadan ve mağdurun yaralanmasının niteliği net olarak belirlenmeden yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması;
3-5237 sayılı TCK"nın 50. maddesi hükümlerinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın geçmişi, kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, dosya içeriğine göre; sanık tam kusurlu olmakla birlikte ölen yakınının sanıktan şikayetçi olmadığını ve maddi zararlarının giderildiğini beyan etmesi karşısında, sanık hakkında "" Olayın vehameti ve sanığın kusur durumu dikkate alınarak hapis cezasının seçenek yaptırımlara çevrilmesine takdiren yer olmadığına"" şeklindeki yetersiz gerekçe ile paraya çevirme hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi;
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA; 31.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.