12. Ceza Dairesi 2017/6636 E. , 2018/6227 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma, 6136 sayılı Kanun"a aykırılık
Hüküm : 1-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan TCK"nın 179/3-2, 62, 50/1-a, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
2-6136 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan 6136 sayılı Kanun"un 15/1. maddesi ve TCK"nın 62,52,54. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve 6136 sayılı Kanun"a aykırılık suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;
1-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan takdir ve tayin edilen sonuç cezanın adli para cezası olması sebebiyle sanık hakkında TCK"nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının uygulanamayacağı ve mahkemece de doğru uygulama yapıldığı anlaşıldığından tebliğnamedeki bu hususa ilişkin düzelterek onama isteyen görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA;
2-6136 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 18/10/2016 tarih, 2016/10-57 Esas, 2016/374 Karar sayılı ilamında, adli arama kararı alınmasına gerek olmaksızın arama yapılabilecek hallerin açıklandığı, buna göre, bazı durumlarda hakim kararı ve yazılı arama emri bulunmasa dahi arama yapılabileceği, bu hallerin olayın özelliğinden veya kanun hükmünün verdiği arama yetkisinden kaynaklanabileceği gibi, arama emri almaya imkan bulunmaması nedenine de dayanabileceği, bu durumlarda kolluk görevlilerinin, bir arama kararı veya emri beklemeden arama yapmak, delilleri elde etmek ve failleri yakalamakla görevli oldukları, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin “Karar alınmadan yapılacak arama” başlıklı 8. maddesinde, arama kararı alınmasına gerek olmayan hallerin sayıldığı, bu hallerden birinin de anılan maddenin (f) bendinde, “... suçüstü hâlinde yapılan aramalarda, toplum için veya kişiler bakımından hayatî tehlikeyi ortadan kaldırmak amacıyla veya kapalı yerlerden gelen yardım çağrıları üzerine, konut, işyeri ve yerleşim yeri ile eklentilerine girmek için” şeklinde açıklandığı, dolayısıyla, suçüstü halinin söz konusu olması durumunda, karar alınmadan arama yapılabileceğinin kabulü gerektiği;
Somut olay bu ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde; olay günü saat 21.00 sıralarında sanık idaresindeki araçtan silah atıldığı anonsu üzerine kolluk görevlileri tarafından aracın kayıtlı olan ikamet adresine gidilerek beklenildiği sırada aracın sokağa giriş yaptığının görülmesi üzerine dur ihtarında bulunulduğu, ihtarlara uymayan sanığın idaresindeki araç ile olay yerinden ayrıldığı, kolluk görevlileri tarafından sanığın ikametinin bulunduğu sokağa tekrar gidildiğinde, diğer ekiplerin aracın yanında ve aracın sürücü koltuğunda sanığın oturur vaziyette olduğunun görüldüğü, araçta yapılan kontrolde, aracın torpido gözünde açma kapama mandalı bulunan düğmeli namlu uzunluğu 9 cm toplam uzunluğu 20 cm olan namlu sırt kısmında tırtırlar bulunan sustalı bıçak ele geçirildiği ve ele geçirilen bıçağın incelenmek üzere olay yeri inceleme ekibine teslim edildiği; olay yeri inceleme ekibi tarafından nöbetçi Cumhuriyet Savcısının talimatı ile saat 22.10 da yapılan incelemede; aracın torpido gözünde bıçak olduğu görülerek Cumhuriyet Savcısı"nın talimatı ile olaya konu bıçağın muhafaza altına alındığı, bıçak üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen kriminal uzmanlık raporuna göre bıçağın 6136 Sayılı Yasanın 4. Maddesine göre yasak niteliği haiz bıçaklardan olduğunun anlaşıldığı;
5271 sayılı CMK"nın 2/e, 161 ve 2559 sayılı PVSK"nın Ek 6. maddeleri uyarınca, bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenen kolluğun, derhal Cumhuriyet savcısına olayı haber verip emri doğrultusunda soruşturma işlemlerine başlaması gerekmekte iken, usulüne uygun adli arama emri veya kararı alınmadan delil elde etmek amacıyla, yakalama işleminin gerçekleştirildiği yerde sanığın aracında yapılan arama sonucu suça konu bıçağın ele geçirildiği anlaşılmış ise de, Adli ve Önleme Aramaları Yönetmeliğinin “Karar alınmadan yapılacak arama” başlıklı 8. maddesi doğrultusunda suçüstü halinin söz konusu olması durumunda, karar alınmadan arama yapılabileceğinin kabulü gerektiği; somut olayda da sanık idaresindeki araçtan silah atıldığı anonsu üzerine başlayan araştırmada, sanığın aracında silah ve benzeri tehlikeli suç eşyası ele geçirme ihtimali bulunması karşısında, kolluk görevlilerinin sanığı yakaladığı sırada yaptıkları arama işleminde suçüstü halinin söz konusu olduğunun kabulü gerektiği; bu kapsamda kolluk görevlileri tarafından suç üstü halinin söz konusu olduğu böyle bir durumda karar alınmadan yapılan arama işleminde hukuka aykırılık bulunmadığından ve bu arama işlemi sonucu ele geçirilen bıçağın sanık aleyhine delil olarak kabul edilebileceği ve hükme esas alınabileceği anlaşıldığından, tebliğnamedeki bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin ceza miktarına, eksik incelemeye ve lehe hükümlerin uygulanmadığına ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA; 31.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.