10. Hukuk Dairesi 2016/9035 E. , 2018/8493 K.
"İçtihat Metni".....
Dava, 5510 sayılı Kanun"un 81. maddesinin (ı) bendinde yer alan beş puanlık prim indiriminden yararlandırılması gerektiğinin tespiti, kuruma borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı şirket vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
İnceleme konusu dosya kapsamından, ..... 14/05/2014 tarih ve 2012/806-2014/275-E/K sayılı kararı ile davacının 01/01/1988-21/03/2006 tarihleri arasında davacı müvekkil şirkete/işverene ait işyerinde çalıştığının tespitine karar verildiği, bu kararın 26.03.2015 tarihinde ...... söz konusu kesinleşmiş hizmet tespiti kararına istinaden 01/01/1988-21/03/2006 dönemi için 19/06/2015 tarihli yazı ile 76.097,50 TL (10.176,09 TL s.p ve i.s.p, 65.921,41 TL gecikme zammı olmak üzere ceman 76.097,50 TL) tahakkuk ettirip müvekkil şirketi Temmuz 2015 ayından itibaren devlet katkısından (sigorta primleri işveren hissesi teşviklerinden ) yararlandırmadığı, bunun üzerine davacı şirketçe 01/01/1988-Mayıs 2005 dönemine ilişkin 70.860,40 TL kısmı zamanaşımına uğradığından bahisle yatırılmayıp, zamanaşımına uğramayan Haziran 2005-Mart 2006 dönemine ilişkin 5.237,10 TL"sini ödendiği, ve işbu dava ile davalı kurum......... davacı şirket hakkında 19/06/2015 tarihli yazı ile tesis edilen sigorta primleri, işsizlik sigortası primleri ve bunların gecikme zamlarından 70.860,40 TL kısmının zamanaşımına uğradığının/borcunun bulunmadığının tespitini, kurumun 19/06/2015 tarihli işleminin iptalini, şirketin 5510 sayılı yasanın 81/1-ı, 2 maddesinde öngörülen sigorta primleri işveren hissesi teşviklerinden Temmuz 2015 tarihinden itibaren yararlanması gerektiğinin tespiti talep edildiği, mahkemece hizmet tespitine ilişkin hüküm nedeniyle kurum alacağının, tespit hükmünün kesinleştiği 26/03/2015 tarihi itibarıyla doğmuş olduğu, ilama bağlı alacağın zamanaşımına uğramadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
506 sayılı Kanun"un 80. maddesinde 3917 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik uyarınca, Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu durumda zamanaşımı süresi bakımından, 3917 sayılı Kanun"un yürürlüğe girdiği 08.12.1993 tarihinden önceye ilişkin prim ve gecikme zamları yönünden Kurumun alacak hakkı, Borçlar Kanunu"nun 125. maddesinde öngörülen on yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, zamanaşımının başlangıç tarihi, anılan Kanun"un 128. maddesi hükmü gereğince alacağın muaccel olduğu tarihtir ve zamanaşımının kesilmesi ile durmasına ilişkin 132. ve ardından gelen maddelerindeki düzenlemeler de burada uygulama alanı bulmaktadır.
08.12.1993 tarihi ve sonrasına ilişkin prim ve gecikme zammı borcu yönünden ise, 6183 sayılı Kanun"un “Tahsil zamanaşımı” başlığını taşıyan 102. ve ardından gelen maddeleri uygulanacaktır. Anılan madde hükmüne göre, zamanaşımı süresi beş yıl olup, zamanaşımı süresinin başlangıcı da, alacağın vadesinin rastladığı takvim yılını izleyen yılbaşı olarak belirlenmiştir.
06.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5198 sayılı Kanun ile bu konuda yeniden bir düzenleme yapılarak 506 sayılı Kanun"un 80. maddesinin beşinci fıkrasında değişiklik yapılıp, Kurum"un süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Kanun"un 51. maddesiyle birlikte 102. maddesinin de uygulanmayacağı hükme bağlanarak 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki duruma dönülmüştür.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanun’un; Devir, temlik, haciz ve Kurum alacaklarında zamanaşımı başlığını taşıyan 93. maddesinin 2. fıkrasının birinci cümlesinde, Kurumun prim ve diğer alacaklarının on yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, zamanaşımı süresinin başlangıcının ise, ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başı olduğu belirtilmiştir. Aynı fıkranın ikinci cümlesinde ise; özel durumlardan doğan prim ve diğer alacaklar yönünden zamanaşımının başlangıç tarihi ayrıca düzenlenmiştir. Buna göre; Kurumun prim ve diğer alacakları; mahkeme kararı sonucunda doğmuş ise mahkeme kararının kesinleşme tarihinden, Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden doğmuş ise rapor tarihinden, kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden doğmuş ise bu soruşturma, denetim ve inceleme sonuçlarının Kuruma intikal ettiği tarihten veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden doğmuş ise bilgi ve belgenin Kuruma intikal ettiği tarihten itibaren, zamanaşımı süresinin başlatılması gerekecektir.
Konuya ilişkin 5510 sayılı Kanun"un yürürlüğe girmesinden önceki yasal mevzuatımızda, 506 sayılı Kanun"un 80. maddesinde ve 6183 sayılı Kanunda prim ve diğer alacakların doğmasındaki özel durumlara göre zamanaşımı başlangıcı yönünden bir düzenlemenin yer almadığı görülmektedir. 5510 sayılı Kanun"un 93. maddesi ile 506 sayılı Yasada yer almayan yeni bir düzenleme getirilmiş, prim ve diğer alacakların doğmasındaki özel durumlarda zamanaşımının hangi tarihten başlayacağı belirlenmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki; genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı ve zamanaşımına ilişkin olarak 5510 sayılı Kanunda, geriye yürüyeceğine olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gözetildiğinde, zamanaşımı ile ilgili olarak getirilen düzenlemenin geçmişe etkili olmadığı konusunda kuşku bulunmamaktadır.
Eldeki davada mahkemece yanılgılı olarak hizmet tespiti davasının kesinleşme tarihinden itibaren zamanaşımı süresinin başladığı değerlendirmesi ile yazılı şekilde karar verilmiş ise de söz konusu davalı Kurumun prim ve diğer alacakları, mahkeme kararı ile vuku bulmamış olup, zamanaşımının başlangıç tarihinin; ödeme süresinin dolduğu tarihi takip eden takvim yılı başı olduğu gözetilerek, dava konusu 01/01/1988-21/03/2006 prim dönemlerine göre zamanaşımı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, yanılgılı değerlendirmeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.10.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
.....